~Kuzey~
Sabah yorgan üstümden çekildiğinde, ağzımdan hoşnutsuzluğumu belirten bir kaç inleme çıkmıştı. Yüzüstü ve çok rahat olan pozisyonumu, beni sabahın bir köründe uyandıran kişiyi görmek için bozmuştum. Ama keşke bozmasaydım. Gece üstünde beyaz desenli bir tişört, pembe bir şort ve onu tamamlayan aksesuarları ile karşımda dikiliyordu. Ne olduğunu anlamadığım için soru sorma ihtiyacı hissetmiştim
''Gece neler oluyor? Sabahın bir köründe burada ne işin var?''
'' İlk olarak sabahın bir körü değil, saat yedi oldu. İkinci olarak kahvaltı hazır olmak üzere. Üçüncü olarak sen daha cupcake yapacaksın.''
''Gece hâlamı cupcake davası, kızım okul var bugün.''
''Allah Allah. Sanki okulu çok önemsiyorsunda, Kuzey sen bana o cupcakeleri bir yapma, seni ıslak sopayla döverim''
''Aha, kız terminatöre bağladı. Tamam iniyorum şimdi mutfağa, hadi bir çık duş alıp geliyorum''
Dedim. Gece ilk başta sinsi sinsi baksada bana inanmış olacakki, odadan çıktı. Bende bunu fırsat bilerek kendimi banyoya attim ve duşa kabine girdim. 10 en fazla 15 dakikanın ardından duştan çıktım. Üzerime salaş gri bir tişört, altımada kot pantolon giyip mutfağa indim. Babam ve Gece beni bekliyorlardı. Gece hemen 'baba koş Kuzey cupcake yapacak' demiştir, adım gibi eminim.
''Kuzey hadi tatlım malzemeler orada seni bekliyor'' deyip, mutfak tezgahının üzerini gösterdi. Ama benim asıl sorum
''Bu mutfakta normalde 10 kişi olması lazım, onlar nerede?'' olmuştu ve haklıydımda. Gece bana sinsi bir bakıştan sonra ''sanane Kuzey , sen kendi işine baksana'' dedi. Ne kadar didişsek de,Gece benim sahip olduğum en değerli şeydi. Biz birbirimizin bir parçasıydık ve bundan ikimizinde hiç şüphesi yoktu. Gece olmadan bırakın yürümeyi, nefes almayı bile beceremezdim. Gerçi şuan cupcake yapmak zorundaydım ama neyse, tam hayali anlamda kolları sıvamışken kapı çaldı. Gece evdeki herkesi gönderdiği için -ki bence izin vermiştir- kapıyı açma işlemi babama kaldı. Tabi sabahın bu saatinde kimin geldigini daha ayrı bir merak ediyordum. Babam kapıyı açmaya gidip, mutfaktan çıkmıştı. Gece'ninde benim gibi meraklı hali, yalnız olmadığımı gösteriyordu. Kapının sesini -ki o ses çok sinirimi bozar- duymuştuk. Ama ardındaki seslere 'ne oluyor ya' demeye kalmadan, Gece mutfaktan çıkmıştı. Bende Gece'nin ardından çıkmış, pardon fırlamıştım ve gördüklerimle şok olmuştum. Polisler babama kelepçe takıyorlardı, evet yanlış görmedim polis-kelepçe-babam ''Ne oluyor ya?'' diyen Gece'ye minnetle bakıp, gözümü polislere çevirdim.
''Tayfun Soykan dolandırıcılık ve belge sahtekarlığından tutuklanıyor.''
''Siz ne dediğinizin farkındamısınız. Benim babam kimseyi dolandırmaz!''
''Bakin beyefendi eğer babanız suçsuzsa...''
''Kİ SUÇSUZ''
'' İşte ona biz değil, hakim karar verecek. Kusura bakmayın ve bu süre zarfında butun mal varlığınıza el konulacak''
''Nasıl yani peki biz nerede yaşayacağız?'' diyen Gece olmuştu.
''Bu süre zarfında bir akrabanızın yanına yerleştirileceksiniz.''
''Ama bizim hiç akrabamız yok ki?''
''O zaman ne yapılacağına hakim karar verir. Buyurun gidelim, babanızı hemen hakim karşısına çıkartacağız'' diyen polis yürümeye başlamıştı. Babamı çoktan götürmüşlerdi ve bizde onun ardından gidiyorduk. Gece kollarımın arasına girip, bir süredir tuttuğu göz yaşlarını büyük bir kriz ile bırakmış, hıçkırıklarla ağlıyordu.
Polis arabasıyla olan yolculuğumuz boyunca, Gece durmadan ağlamıştı. Geldiğimiz yerin önünde, göze sokulurcasına 'ADALET SARAYI' yazıyordu. Kocaman be geniş kapıdan geçip 1.kata çıktık. Polis mahkemenin acil olarak yapılacağını, 5 dakika sonra başlıyacağını o süre zarfında burada beklememiz gerektiğini söyleyip yanımızdan gitmişti. Bizde oturacak bir yer bulup oturmustuk.
''Gece biliyorum, çok üzgünsün bende en az senin kadar üzgün ve şaşkınım ama ağlama. Bizim babama güç vermemiz lazım çünkü babam suçsuz ve bunu herkese kanıtlayacağız. Ama bunun öncesinde biz güçlü olmalıyız ki babam birde bizi düşünüp üzülmesin.''
Gece sulu gözleriyle gözlerime bakarken, bir anda ayağa kalktı. Bende ne olduğunu anlamak için ayaklandığımda Janset ile Sarp'i görmüştüm. Gece Sarp'ın boynuna sarılmıştı ve ardından çekilmişti. İkiside merak dolu gözlerle bana bakarken, benim asıl merak ettiğim nereden ve nasıl duymuşlardı.
''Siz nereden öğrendiniz?''
''Herkes bunu konuşuyor. Polis gelmiş ve sizi alıp gitmiş ama kimse ne olduğunu bilmiyor'' diyen Sarp'a baktım. Gece titreyen sesiyle ''Polisler babamı tutukladı. Dolandırıcı olduğunu söylüyorlar.'' diyebilmişti.
''Ee şimdi ne olacak?'' diyen Janset'e dönmüştük.
''Bizde bilmiyoruz, polis babamın suçsuzluğu ispatlanana kadar, her şeye el koydu ve şimdide mahkeme olacak.''
''Nasıl yani, hiçbir şeyin kalmadımı şimdi?'' diyen Sarp'ı öldürmek istemiştim. Ama beni durduran yeniden konuşmaya başlaması olmuştu. ''Yani hem battınız hemde kalacak yeriniz yok. Üstüne bir de babanız dolandırıcı öylemi'' ayağa kalkıp Sarp'a bir yumruk savurmuştum. Sarp yumruğun etkisiyle yere düşerken, Janset Sarp'ın yanına gidip Sarp'ı ayağa kaldırdı. İkisi birlikte koridorda ilerlerken, Janset bir anda ''Bir daha bizimle iletişime geçmeyin, bu iş burada biter'' diye bağırdı. Bir anda beynimden vurulmuşa döndüm. O sırada biri ''Mahkeme salonuna'' diye bağırdı ve Gece kolumdan tutup beni içeriye sürükledi.
Babam elleri kelepçeli bir halde , iki yanında polisler duruyordu. Yanına gidememiştik. İzin vermediler ama ''Seni seviyorum baba'' diyen Gece'nin ardından ''Herşey geçecek'' demiştim. Bir anda iceriye bir adamın girmesiyle gözler ona dönmüştü. Adam 10 dakikadır birşeyler konuşuyordu ama bir anda
''Tayfun Soykan suçludur. 25 yıl hapsine ve hiç bir aftan yararlanma hakkına sahip tutulmamıştır, mahkeme bitmiştir.'' Duyduğum sözleri idrak edememiştim şuan gördüğüm, Gece babama uzanmaya çalışırken, polisler babamı yaka paça tutup götürüyorlardı. Babam en son ''Sizi seviyorum çocuklar'' demişti. Ardından da yok olmuştu. Biz daha olayın şokunu atlatamadan , hakim sesini temizleyip dikkatimizi çekmişti
''Çocuklar yaşınız 17 bu yüzden sizi yurda yerleştirecektik fakat hâla hayatta olan bir akrabanız sizi almayı kabul etti'' akrabamı? Babamın bütün ailesi hatta sülalesi ölmüştü. Annemin kim olduğunu zaten bilmiyordum. Kimmiş ki bu? Gece bana tercüman olup ''Kim?'' Demişti.
Hakim tok bir sesle ''Teyzeniz Elçin Çağlar''
''TEYZEMİ??''
Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Yazım yanlışım varsa kusura bakmayın. Yorumlarinizı bekliyorum. Hepinizi öpüyorum.
Özlem karaarslan: yardımların için çok teşekkür ederiz 😊😊😊
ozlem06z: hesabı
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Düş
HumorGeçmişinden bir türlü kurtulamayan bir babanın çocukları olarak geleceğe odaklanamadık. Sonunda başımızdaki ,belaların asıl nedenini öğrendiğimizde ise...işte hayat o zaman yıkıldı.