Bölüm 1- Trabzon Uçağı

98 4 1
                                    


"Sayın Aylin Duran, sayın Münüre Duran... Trabzon uçağı kalkış için hazırdır. Uçağa binmek için lütfen acilen 207 nolu çıkış kapısına gelmeniz rica olunur. Bu sizler için yapılan son çağrıdır."

"Babanne ya... Senin yüzünden kaçıracağız uçağı, haydi biraz daha hızlı yürü ne olur."

Yaşlı kadın olduğu yerde durdu.Elindeki çantayı yere koydu.

"Bana bak , Aylin. Arkamda motor yok ha. Kızdırma beni, dönerim geri, ona göre."

Aylin ,babaannesinin yanına döndü.

" Tamam. Özür dilerim babaanne. Kızma. Geç kaldık diye panik yaptım. Anonsu da duyunca öyle birden."

Yaşlı kadın ,kendisine yalvarır gözlerle bakan torununa baktı. Gülümsedi.

"Madem öyle, haydi. Yetişelim şu uçağa. Geç kaldığımızı cümle aleme duyurdular zaten. Herkes bize bakıyor."

Aylin yerdeki çantayı aldı. Babaannesinin koluna girdi.

"Geldik zaten babanneciğim. Şuradaki yürüyen merdivenlerden indik mi tamamdır."

Havaalanı tıka basa yolcu doluydu. Yürüyen merdivenlerden tıkış tıkış aşağıya indiklerinde 207 numaralı kapı tam karşılarındaydı. Kapının önünde bir görevliden başka bekleyen yoktu. Kapının yanına geldiklerinde nefes nefese idiler.

"Trabzon uçağı değil mi?"

Görevli kadın onları gördüğüne sevinmiş olmalı ki heyecanla;

"Siz Duran ailesi olmalısınız..." dedi.

Aylin elindeki biniş kartlarını kadına uzatırken elleri titriyordu.

"Umarım geç kalmamışızdır."

Kadın ,Aylin'in uzattığı biniş kartlarını alarak bir parçasını yırttı, kalan kısmını geri uzattı.

"Şansınız varmış, yetiştiniz. Lütfen acele edin, şu otobüse binin."

Yaşlı kadın ve Aylin'in, görevlinin parmağıyla işaret ettiği otobüse doğru baktı.

"Ne otobüs mü? Kızım bizim biletimiz uçak bileti, ne otobüsü ? Niye otobüse biniyoruz."

Görevli kadın gülmeye başladı. Aylin , kadının güldüğünü görünce çok utandı.

"Yürü babaanne yürü lütfen. Otobüs bizi uçağa götürecek Trabzon'a değil."

Yaşlı kadın bir otobüse bir görevliye baktı.

" İyi o zaman, binelim otobüse."

Görevli kadına ters ters baktı yanından geçerken. Otomatik kapı açılınca aprona çıktılar. Hemen kapının önündeki otobüse bindikleri gibi otobüs hareket etti. Aylin oturduğu yerde gülmeye başladı.

"Bana gülüyorsun değil mi? Nerden bileyim kızım otobüsle uçağa gidildiğini ben."

Aylin ,karşısında oturan babaannesinin yanına geçip boynuna sarıldı.

"Oy yerim seni ben, Münüşüm benim. Ne tatlısın sen öyle."

"Gül gül ,sen bana gül. Ben senin için kalkıp yollara düşeyim."

"Ama ne yapayım babaanne gülmeyeyim de. Sen beni çok güldürüyorsun. Allah da seni güldürsün."

Babaanne şefkat dolu gözlerle torununa baktı.

"Amin kızım. Allah da seni bir ömür boyu güldürsün yavrum benim."

Sarıldılar. Aylin birden geri çekilip babaannesinin yüzüne baktı.

"Babanne ya. Sana bir şey soracağım ama doğru cevap vereceksin tamam mı?"

" Sor bakalım. Sen benim yalan söylediğimi gördün mü hiç?"

"Görmedim de. Neyse soruyorum. Havaalanında kızıp çantayı yere bıraktığında geri dönecek miydin?"

"Dönecektim tabi."

"Gözlerin öyle demiyor ama."

"Hiç seni bırakıp döner miydim a benim güzel yavrum."

"Biliyordum ki ben dönmeyeceğini. Ama trip atarken bile çok tatlısın sen var ya. Kimin babaannesidir o, kimin..."

"Tamam tamam yılışma. Otobüs durdu geldik galiba."

Kapı açılınca otobüsten indiler. Uçağın merdivenlerini çıktıklarında güler yüzlü bir hostes uçağın kapısında onları karşıladı.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk yavrum."

"Buyrun efendim şöyle geçebilirsiniz."

Aylin önde babaanne arkada uçağın koridorunda oturacakları koltuklarına doğru yürümeye başladılar.

Aylin biraz gittikten sonra durdu.

"İşte bizim koltuklar burası, babaanne."

Pencere tarafında bir delikanlı oturuyordu. Elindeki çantayı üstteki bagaj yerine bırakıp koyduktan sonra geçti orta koltuğa oturdu.

Pencere tarafında oturan delikanlıya başıyla selam verdi.

"İyi yolculuklar." dedi.

Babaannesi ayakta duruyordu.

"Babanne. Otursana. Niye ayakta kaldın?"

"Sen kalk bakayım ordan, ortada ben oturacağım."

"Ne fark eder babaanne ya, otur işte. Hem koridor kenarında daha rahat eder bacakların."

"Kalk diyorum ortada ben oturacağım."

Pencere tarafındaki adama bakıyordu.

Aylin babaannesinin derdini anlamıştı.

"Of babanne ya. Senin o aklından geçenleri bilmiyorum sanma."

Oturduğu yerden kalktı, koridora çıktı. Babaanne orta koltuğa, Aylin de koridor tarafına oturdu.

"Kemerini takmana yardım edeyim babaanne."

Aylin daha sonra kendi kemerini takıp arkasına yaslandığında derin bir nefes aldı.

"Şükürler olsun Allahım. Neyse ki yetiştik."

Uçağın tekerleri dönmeye başlamıştı.

" Tam zamanında yetiştik babanne.Haydi iyi yolculuklar."

Babaannesi cevap vermedi. Yüzü sapsarı olmuştu birden.

"Babanne iyi misin sen?"

Yaşlı kadının dudakları titriyordu. Aylin korkmuştu.

"Babanne?"

madem öyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin