uyumadığını biliyorum

24 0 0
                                    


"Ne var bunda kızım, annene benziyorsun demek suç mu?"

"Suç babaanne suç. Bundan hoşlanmadığımı biliyorsun? Neyse kapatalım konuyu, ben uyuyacağım."

"Kızım annene haksızlık ediyorsun."

Aylin arkasına yaslandı.

"Babaanne uyuyorum ben, seni duymuyorum."

"Ah ah... Keçi gibi inatçısın Aylin."

Aylin gözlerini kapatmıştı. Cevap vermedi.

" Uyuyor gibi yapıyorsun, uyumadığını sen de biliyorsun ben de. Bırak şu inadını. Bir kere de dinle beni."

Aylin gözlerini açıp, babaannesine baktıktan sonra koridora doğru baktı.

"Devam edersen şu öndeki boş koltuğa geçeceğim babaanne ona göre."

"Saçmalama Aylin, ne yani beni yalnız mı bırakacaksın. Yapmazsın sen öyle bir şey."

"Konuşmaya devam et görürsün."

"Haklısın. Seni ben havaalanında bırakıp geri dönmedim ya, haklısın. Sanki ben kötü bir şey söylüyorum. Annen diyorum."

"Bak hala annen diyorsun Münüş ya."

Aylin hızla kemerini çözdü.

"Ne yapıyorsun, kızım delirdin mi? Uçak kalkıyor?"

"Gidiyorum ben ön taraftaki boş koltuğa."

Aylin oturduğu yerden kalktı, koridora doğru çıktı.

"İyi git bakalım ben de dönüyorum o zaman."

Aylin şaşırmıştı.

"Nasıl yani? Nere dönüyorsun?"

Babaanne yüksek sesle bağırdı.

"Hostes kızım pilota söyle sen, müsait bir yerde ineyim ben."

Aylin gülmeye başladı. Etrafta oturanlar, babaanneyi duyanlar da gülerek onlara bakıyordu. Hostes kısa bir zamanda yanlarına geldi.

Aylin yerine oturdu.

"Özür dileriz. Tamam ben hallederim."

"Kalkmak üzereyiz. Bu yaptığınız çok tehlikeli. Lütfen yerinizden kalkmayın ve kemer ikaz ışıkları sönene kadar kemerlerinizi çözmeyin."

Aylin etrafındakilerin onlara doğru baktığını gördü. O da gülüyordu. Hostese döndü.

"Peki tamam, özür dileriz. Aynen öyle yapacağız bundan sonra. Ayrıca uçuş boyunca bir daha arıza çıkarmayacağımıza da söz veriyoruz, değil mi babaanne?"

Babaanne cevap vermedi. Dudakları hareket ediyor ama ağzından herhangi bir sözcük çıkmıyordu.

"Kızma bana ne olur Münüş. İçinden bana söylendiğini biliyorum."

Babaanne gözlerini kapatmıştı.

Aylin koluna girdi. Gülmeye başladı.

"Babaanne. O nasıl cümleydi ya. Müsait bir yerde ineyim. Dolmuş mu uçak?"

Babaanne Aylin'in kolunu iterek kendi kolunu onunkinden kurtardı.

"Uyuyacağım ben. Bana bulaşmayı bırak sende."

"Hostes kızım pilota söyle müsait yerde ineceğim dedi ya, babaanne alemsin sen var ya. En sinirli anlarımda her zaman yaptığın gibi gene güldürdün beni."

"Aylin uyuyorum ben seni duymuyorum."

" Tabi tabi, inandım ben de babaanne." dedi ,iyice arkasına yaslandı.

Uçak pistte giderek hızlanmaya başladı. Çok kısa bir süre sonra da tekerlekleri yerden kesti, havalandı. Tam o sırada Aylin sağ elini üzerinde bir el hissetti. Elinin üstündeki el , elini sıkmaya başladı. Önce eline sonra babaannesine baktı. Dudak hareketlerinden dua okuduğunu anladı.

"Babaanne uçaktan korkuyor musun yoksa sen?"

Duasını bitirip üfledikten sonra cevap verdi.

"Yo, ne korkması, onu da nerden çıkardın?"

"Belli belli . Ama elimi az sık, canım yanmaya başladı."

Babaanne elini yavaşça çekti. Aylin hemen elini yakaladı.

"Çekme ,çekme . İyi oldu elimi tutman. Barıştık değil mi Münüşüm."

Göz göze geldiler. Güldüler birbirlerine. Aylin başını babaannesine yasladı. Babaanne Aylin'in saçlarını usulca okşamaya başladı.

"Ben sana hiç küser miyim güzel kızım benim, sen benim her şeyimsin."

"Sen de benim her şeyimsin, canımsın ,babaannem, Münüşüm benim."

Güneş pencereden hafifçe içeriye doğru süzülüyordu. Yavaşça yatağına oturdu. Ellerini yana ve havaya doğru kaldırıp iyice gerindi.

" Bu kadar erken kalkılır mı ya."

"Ama okul bu kızım, kalkman lazım."

Etrafına baktı. Arkasına döndü. Kimseyi göremedi.

"Babaanne sen misin?"

Hızla oturduğu yerden ayağa kalktı, odanın her yerine gözlerini gezdirdi kimseler yoktu. Hızlı adımlarla pencereye doğru koştu, perdeyi araladı, camın buğusunu eliyle sildi çabucak, dışarıya baktı. Kimse yoktu.

"Yanlış duydum herhalde. Uyanamadım ya da."

Kapının arkasındaki askıya gidip okul kıyafetlerini aldı. Giyinirken bir taraftan yine odasına doğru bakıyordu. Lavaboda yüzüne su vurduğunda aynada kendine baktı.

"Uyandın şimdi Aylin rüya gördün."

"Hadi şimdi dişlerimizi de fırçalayalım."

Hızla arkasını döndü.

"Kim var orda?"

Banyodan çıktı, odasına döndü, baktı, kimse yoktu.

"Babaanne. Babaanne..."

Banyoya geri döndüğünde diş fırçası aynanın önünde gözüne takıldı. Yavaşça uzandı, eline aldı. Aynaya baktı.

"Yok ya, kim olacak ki?"

Diş macunu aldı, diş fırçasının üzerine bir parmak ucu kadar sıktı.

"Dişlerimi fırçalamayı unuttum, ondan herhalde"

Dişlerini fırçalayıp ağzını iyice çalkaladıktan sonra yüzünü yıkadı. Elini havluya attı, yakaladı. Yüzünü kuruladı.

Birden durdu. Gözlerini aynaya dikti. Tarakla saçlarının tarandığını hissetti. Arada tarama kesilip saçlarını okşuyordu . Arkasına dönüp bakamıyordu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Tarak yeniden saçlarından aşağıya doğru iniyordu. Aynaya baktı. Arkasındakini görebilmek için birazcık kenara kaydı, gözlerini aynadan ayırmıyordu.

"Babaanne sen misin?"

Cevap gelmeyince daha da korktu. Tarama kesilmiş saçlarını okşuyordu arkasındaki kişi.

Ne yapacağını kestiremiyordu. Musluğa uzandı, açtı. Avuçlarına doldurduğu suyu yüzüne çarptı . Musluğu kapattı. Korka korka kafasını kaldırdı, aynaya baktı. Arkasındaki kişiyi görüyordu.

madem öyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin