Aylinden:
Uyanmamı sağlayan kediciğimize tebrik ediyorum. Saat 7'ye geliyordu. Balkona çıktım. Fikri dede ayağını uzatmış gazete okuyordu. Beni görmüştü ve sırıtmıştı. Allah için dede napiyon sen ergenler gibi. Yandan yandan sırıtmacalar. Tövbe yarabbim. İçeri geçti ve kapısını kapattı. Kedisine 'Miyavlada şu pis uykucu uyansın. ' diyor galiba. Aile boyu sevmiyoruz bu kediyi biz. Annem bile arkasından 'Allahım bu adam niye yaşıyor? Bizimle alıp veremediği ne? ' diyor. Ama işi düşünce ' Nasılsınız Fikri Bey? İnşallah iyisinizdir. ' diyor. Biliyorumki içinden 'Gebeeğrr' diyordur. Bir okulumun olduğu aklıma yeni dank etti. İçeri geçtim ve lavobaya ilerledim. Ablam uyanmıştır düşüncesi ile odasına gitmekten vazgeçtim. Yüzümü yıkadım ve saçlarımı taradım. Dolabımdan beyaz şortumu ve toz pembe bir t-shirt aldım. Hemen giyindim. Saçlarımı açık bırakmak istemiyordum. Ama şu anki görünümü hoştu. Önleri arkaya doğru kıvırarak tutturdum. Çantama da 2 defter ve kitap koyduktan sonra makyaj yapmak için banyoya gittim. Eyeliner ve hafif pembemsi bir ruj sürdüm. Gözlüğümü kaptığım gibi aşağı indim. Aslında gözlerim bozuk değildi. Ve bu gözlüğü dayım almıştı. Mat siyah rengindeyidi. Yakışıyordu bana yani. Annem ve dayım mutfaktaydı. Anneme hava atarmışçasına saçlarımı savurdum. Annem "Duyan dicek Miss Turkeye gidiyor. Okul bu okul. Dua edin size fiyonklu toka takmıyorum. "dedi. Ay çok abartılı değildim yani. Ne vardı bunda. Küçüklüğümde hep kalpli polar pijamam ile evde dolaşırdım. Misafir gelince çıkarmaya üşenirdim diye odamda oturur yanlarına gitmezdim. Dayımda hep 'Sen böyle kal hep. Çok görürsün yakışıklı erkekleri. Kimse sana bakmaz böyle gidersen. Sonra evde bebeklerinle otutur ağlarsın. ' derdi. O günden beri kokoşluğum üstümde. Bilerek abartılı giyindirdim zaten. Neyseki kahvaltımı etmiştim. Anneme "Ablam daha uyanmadımı? " diye sordum. Dayım cevap verdi. "Ateşi var. Okula göndermicez bugün. Dün birşeyi yoktu ama. Neden hastalandı aceba? " dedi. Noldu lan bu kıza. Ölmesinde ne olursa olsun. Ama o kolay kolay hastalanmazdı o. Okula daha yarım saat vardı. Ablama baktıktan sonra çıkabilirdim. Hemen yukarı koştum. Kapıyı çalmadan içeri daldım. "Kıığz ölmüyon dimiiğ? " diyerek azda olsa çingeneleşmiştim. Kafasını yastığa gömdü. Anlaşılan o ki konuşmak istemiyordu. Bende geldiğim gibi çıktım odadan. Dayım "Bekle Aylin ben bırakayım seni okula." dedi. Bende bu fırsatı kaçırırmıyım? Tabikide evet dedim. Adamın Bugattisi var ayık olun. Arabaya bidik ve okula doğru sürmeye başladı. Sevgili konusunu açsam kızacaktı. Ama yani ablama gelince resmen dalga geçiyor. Ablam erkek konusunu açınca derin derin konuşurlar. Ben açınca 'Sus lan. Ne erkeği. Git oku kariyer sahibi ol. İşin gücün yokmu senin. Ne yapacan sen erkeği. Hem sana kim bakar. Sen kendine zor bakıyon. Ablan senden büyük sonuçta. Karışma sen. Yok sana erkek. ' derler. Tabikide o konuyu açacaktım. Bilerek yapıyordum. Çünkü zıtlarına gitmeyi seviyorum sjsjsjs. "Dayıcık. Yakışıklıcık." demeye başladım. "Kuzucuk. Tipsizcik." dedi. Ay bismillah. "Dayı bak şimdi. Bizim okulda bir çocuk var. Adı Berkay. Çok tatlı. " dememle kalmadı öyle bir baktı ki allah belamı versin ki camdan atlamı düşündüm. Susmıcaktım. İnat değilmi? Banane kardeşim. "Yani çok seviyorsun dimi bu şeyleri. Ablamın olacak benim olmıcak düşüncesi içindesin. Aferin o zaman. Çünkü olmayacak. Sakın ısrar etme neden falan diye. Yaşın küçük dedim ben sana. " dedi. Bişey demedim ve sustum. Okula varmıştık. Bilerek yüzüm düşmüş gibi yapıp 'Hoşçakal' dedim. İçim anırırken dışım sahte bir masumluk oyunu oynuyordu. Yüzüne bakmadan okul binasından içeri girdim. Şu Berkay varya. Olmayan varlık hani. Kafadan attım onu. Öyle biri yok yani sjsjsj. Sınıfa girdim ve arka sıraya girdim. Zil çalmamıştı daha. Tam oturdum yerime kapıdan Elif girdi. Sarıldık falan oda yanıma oturdu. "Ay sana bombalarım var kıız. Bombe bombee. " dedi. Koray Sargın 2 kesildi başıma. Bombede bombe. Patlıcaz en son. "Gene ne oldu kızıl kafa. " dedim. Bir heyecanla anlatmaya başladı. "Okula yeni bir çocuk yazıldı. Adı Serkan mıymış neymiş. Baklavası var dedi Hena. İnanmadım aslında. Bizim okula baklavalı çocuk gelecek ve bizim yellozlar öylece oturacak. Aşağıdaki herkezin tipi kayıp lan. Ay kıız. Ya gelirse? " demesine kalmadı devam edecekti ki sözünü ben kestim. "Erkek peşinden koşmayı isterdim fakat hep biz koşuyoruz. Yorulan biz oluyoruz. Ve yüzümüze bakmayan onlar oluyor. Kısacası erkekleri unut. Daha doğrusu unutalım." dedim. Yani çok kalp kırıcı konuşmuş gibi oldum ama. Amacım bu değildi. Bu yüzden erkekleri bırakıyorum. Bidaha bu konu açıpmamak üzere kapatacağız. Çünkü bu durumdan sıkıldım. Her ne şeyse. Zil çalmıştı. Hoca girdi ve derse başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmurun Damlası
De TodoNormal bir hayatı olan kız. Babasının geçirdiği kalp krizi sonrası başka yere tasınmışlardır. Bir kız kardeşi olan Aliya yeni gittiği üniversitede yeni arkadaşlar edinmiştir. Ve bu arkadaşların yanında gelen sorunlar vardır. (Bu kitabı kendimi de...