Kördüğüm

5K 164 14
                                    

"Aşk Neydi?." diye düşündü genç kız, oturduğu pencere kenarında. Bir elinde kitap, diğerinde soğumaya mahkum olmuş kahve fincanı. Okuduğu kitap onu öyle bir derinden sarsmıştı ki!...

Gözleri buğulanmış, penceresine yavaşça vurup, usul usul aşağı inen yaz yağmuruyla birlikte gözyaşlarıda gözlerinden usul usul yanaklarına iniyordu....
Yüreğinde ki yağmurlar daha farklıydı aslında. Sel felaketine mahkum kalmış bir yürekti onunkisi!

"Kördüğüm!" diye geçirdi içinden, hala etkisinden çıkamamıştı ve uzun bir süre de çıkamayacağını hissediyordu.

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Bada 24 yaşında, uzun düz saçlara ve çekik, zeytin karası gözlere sahipti. Güzelliği ile birçok erkeğin dikkatini çekiyordu, bulunduğu ortamlarda.
Ama o sadece bir kişiyi istiyor ve seviyordu. Başkasına yer yoktu hayatında.

Karşılıksız aşk deriz ya hani, 1 yıldır karşılıksız bir sevdaya mahkum olmuştu genç kız. Müebbet yemişti aşk cezasından. Okuduğu kitaptan bu kadar çok etkilenmesinin sebebi buydu belki de!
"Kördüğüm gibi!" diyerek tekrar düşüncelere daldı. Yüreğine izinsiz, kaçak göçek giren adamı düşünmeye başladı, ilk karşılaştıkları günü ve sonrasında çektiği amansız kara sevdasını!.

1 yıl önce başlamıştı herşey ilk gördüğü, ilk gözgöze geldiği anda değişmişti kalbinin ritimleri. Kendisi bile şaşırmıştı bu değişime, hasta olduğundan şüphelenmiş, kalp doktoruna bile gitmişti. O zamanlar Aşk denilen illetten haberi yoktu genç kızın.

Sevdiği adam patronuydu. 25 yaşında heybetli, uzun boylu ve derinden bakan, bakınca içine işleyen kahverengi gözleri ile büyülemişti genç kızı işe ilk girdiği zamanlarda. Hergün biraz daha kaymıştı kalbi, kendisinin farkında bile olmayan bu adama. Onun gözünde sadece bir çalışan olduğunu düşünüyordu. Bu durum her geçen gün tüketiyordu umutlarını.

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Genç adam elindeki resme bakıp iç çekti, dışarıda usulca yağan yağmuru izlerken, bugün göremediği kızın özlemini derinliklerinde hissediyordu.

Ablası geldi odaya;

"Namgil ne yapıyorsun?" diyerek kardeşinin yanına geldi. Elindeki resme bakarken;

"Daha ne kadar içinde saklayacaksın duygularını, git konuş! Yoksa ileride pişman olacaksın!." diyerek bitirdi sözlerini.

Namgil kederli gözlerle ablasına baktı.

"Bir ışık, tek bir ışık..." sözlerini yarıda kesip ciğerlerine hava doldurdu umutsuzlukla.

"Tek bir ışık görebilseydim,bu kadar beklemezdim. 1yıl oldu abla! Yüreğime nakış nakış işlendi. Oysa o beni görmüyor bile!" diyerek bakışlarını yağan yağmura çevirdi.
Ne çok isterdi bu yağmurda onla ıslanmayı.

Ablası sıkıca sarıldı kardeşine, son 6ayda daha çok umutsuz olmuştu kardeşi. Gidip konuşsa belki bu kadar acı çekmezdi.

Namgil aşkın konuşarak değil, bir bakışla işlendiğine inanıyordu.

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Genç kız daldığı düşüncelerden, zorlukla ayırdı kendini. Onu düşünmek bile mutlu ediyordu kızı.
Soğumaya yüz tutmuş kahveyi mutfağa götürmek için ayağa kalkarken, kitabı masasına bıraktı. İsmine bakıp bir iç çekti.

KördüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin