Annemin ölümünden sonra büyük bir şok yaşamıştım, annem gözümün önünde öldürülmüştü. Onu çok özĺüyordum. Annemi öldüren adamın yüzünü görmemiştim, sadece parmağındaki yüzük aklımdaydı, annemi 1 aydır kaybetmiştim. Yokluğu bana acı veriyordu. Okulu da bırakmış gibiydim gitmiyordum, gidemiyordum. Babam artık gitmem gerektiğini söylüyordu bunu hiç istemesemde zorundaydım biliyorum. Sabah alarmın iğrenç sesiyle uyandım. Sesi resmen acı veriyordu. Banyoya girdim, saçlarımı at kuyruğu yaptım. Okul formamı giydim, dizlerime kadar gelen pembe çoraplarımı giydim. Siyah çantamı alıp, beyaz sporlarımıda giydikten sonra yola çıktım. Okulum evime fazla uzak değildi bu yüzden yürüyerek gittim. Okula geldiğimde arkadaşlarımı köşede oturmuş sohbet ederken gördüm. Koşarak yanlarına gittim. Beni görünce çok sevindiler, hepsini öptükten sonra sınıfa gittim. Deniz'in yanına oturdum, hiç ders işleyecek havamda değildim. Ders bitene kadar Deniz'le yazıştık. Ona annemden sonra neler yaptığımı anlattım. Zil çaldıktan sonra lavaboya gidip yüzümü yıkadım, sonra kantine gidip tost, ayran ve caramio alıp boş bir yere oturdum. Çok geçmeden Deniz ve Cansu yanıma geldi. Onlar benim en yakın arkadaşlarımdı. Deniz çok eğlenceli heyecanlı bir kızdı her zaman enerjik biriydi. Cansu genelde kendi halindeydi. Morali bozuk olduğunda 1 saat ortadan kaybolurdu. Bense ikisinin aksine moralim bozuk iken konuşacak birini arardım ve Deniz kadar enerjik değildim. Onlarla takılmak bana huzur veriyordu. "Kızlar sınıfımıza yeni biri geliyormuş, müdür Burak Hoca'ya söylerken duydum. " dedi Cansu. Deniz gülerek "Kız, erkek?" dedi soru sorar gibi, "Bilemiyorum. " dedi Cansu onlar böyle konuşurken bende onları dinliyordum. Zil çalınca sınıfa girdik. Burak Hoca konuşmaya başladı. O sırada içeriye uzun boylu hafif esmer bizim yaşlarımızda bir çocuk girdi. Büyük ihtimalle yeni çocuktu. Hoca "Yeni arkadaşınız."derken kendimi bi an sınıfla birlikte "Hooşşgeeeldiiiin! " diyecekmiş gibi hissettim, bunları düşünürken sırıtıyor olmalıyım ki Deniz bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Kendimi çok kötü hissetmeme neden oldu ama tabi ben durur mıyım bu halim karşısında yüksek sesle bir kahkaha attım. Çok yüksek ses çıkmış olmalı ki herkes bana bakıyordu. O an keşke yer yarılsada içine girsem diye düşünüyordum. Yeni çocuk "Merhaba arkadaşlar ben Rüzgâr. "dedi kendinden emin bir şekilde. Kendini beğenmiş zengin çocuklarına benziyordu. Ne kadar yakışıklı olsada şımarık olması kötüydü. Neden ilk cümlesinden böyle düşündüğüme anlam veremiyordum. Rüzgâr Can'ın yanına oturdu. Can'la el sıkıştıktan sonra derse başladık. Bu güne kadar geçirdiğim en kısa dersti diyebilirim. Çok çabuk geçmişti. Bizde kızlarla bahçeye çıktık. Can, Emre ve Rüzgâr bir köşede oturmuş sohbet ediyorlardı. Rüzgâr onlara birşeyler anlatıyor bizimkilerde gülüyordu. "Selam millet ne yapıyorsunuz?" dedim. Can "Konuşuyoruz sizde gelsenize " dedi. Rüzgâr'a bizim yakınlığımızdan bahsediyordular. Ona boş zamanlarımızda neler yaptığımızı anlatıyordular. Rüzgâr'da başıyla onaylıyordu. Bir günü daha böyle geçti. Okul çıkışı birlikte çıktık onlardan ayrıldıktan sonra eve gittim. Sıcak bir banyo yaptıktan sonra pijamalarımı giydim. Kulaklığı takıp, yatağıma girdim. Yorganıma sarılıp kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım....
-Okuyanlar takip etsin lütfen -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
RandomArkadaşlarımla normal bir yaşam sürerken, annemi kaybetmemle yalnız bir hayat beni bekliyordu. Ablam vardı ama evlendikten sonra Fransa'ya taşınmıştı. Annemi kaybettiğimiz zaman işi nedeniyle gelememişti. Bunlar yaşanırken annemin katili hâlâ aranıy...