3. BÖLÜM

64 8 0
                                    

Gözüme vuran güneş ışığı ile uyandım. Içimde korku vardı. Rüya mı görmüştüm yoksa gerçek miydi hâlâ ayırt edemiyordum. Uyuduğum yataktan doğruldum. Tanımadığım bir evde tanımadığım bir yataktaydım. Her şey çok farklıydı. Çift kişilik bir yataktı. Duvarlarda dünyaca ünlü basketbol oyuncularının fotoğrafları vardı. Odanın duvarı kadar bir dolap tam karşımda duruyordu. Tabak kırılması sesine benzer bir ses çıktı. Neler olduğunu anlayamıyordum. Düşüncelerimden sıyrılıp sesin geldiği yöne doğru yürümeye başladım. Korkuyordum nerede olduğuma dair hiç bir fikir yoktu aklımda, sağ kolumun sargılı olduğunu fark ettim elimle hafifçe dokundum ve canım çok yanınca" Ahh.. " diye bağırdım. Çok acıyordu. Birinin geldiğini fark ettim. Başımı kaldırdım. Rüzgâr evet ya nasıl tahmin edememiştim ki "Senin burada ne işin var daha doğrusu ben burada ne yapıyorum? " dedim. Gülümsedi kesinlikle muhteşem gülüyordu. "Iyi misin? Neden bağırdın? " dedi. "Kolum çok acıyor." dedim. O kadar çok açıyordu her an ağayabilirdim. Eliyle yüzümü okşayarak " Seni orada tek bıraktığım için çok özür dilerim. Benim hatamdı. Seni orada bırakmamalıydım." Gülümseyerek karşılık verdim. "Okul? Okula gitmeyecek miyiz? Geç kalacaz!"dedim. "Seni bu halde okula götüremem." dedi. "Önce hastahaneye gitmeliyiz. " Çok tatlı gözüküyordu. Beni önemsiyordu. Bu hoşuma gitmişti. Daha önce sadece bir kere sevmiştim. Oda lise 9. Sınıfta okuduğum zamandı. Binevi çocukluk aşkı gibi bir şeydi. Zaten beni sevdiğini söyledikten 1 ay sonra babasının işi nedeniyle Amerika'ya  taşınmışlardı ve onu bir daha hiç görmemiştim. Şimdi gerçekten aşık mı oluyordum. Rüzgâr hayatımda gördüğüm en kaba insandı. Kimse bana onun davrandığı gibi davranmamıştı bu güne kadar. Ama şimdi o halinden hiçbir esser yoktu. Hastahaneden korkuyordum. Hele iğne korkulu rüyamdı. Bunların yanı sıra annemi kaldırdıkları hastahane rüyalarıma bile giriyordu. "Rüzgâr lütfen direk okula gitsek olmaz mı? " dedim. "Olmazzzz!! " dedi mutfağa  doğru giderken. Çok belliydi. Kararlıydı ve beni hastahaneye götürecekti. Odan çıkmadan önce kendime aynada baktım. Tam o sırada Rüzgâr "Adaa..! " diye seslendi. Kapıya doğru yönelmiştim ki Rüzgâr karşımda duruyordu. Bana cok yakındı, nefesi yüzümde hissedebiliyordum. Kalbim küt küt atmaya başladı, bütün bedenimi büyük bir heyecan kaplamıştı. Yutkundum çok heyecanlıydım. Alçak ve yumuşak bir sesle "Efendim! " diyebildim sadece kalbim ağzımdan çıkacakmış gibi hissediyordum. Daha önce hiç böyle olmamıştı, neden böyle olduğunu anlamıyordum. Tamam aşk dedik de bu kadar mı? Rüzgâr'a aşık olmak tuhaf bir şeydi benim için belkide bunu istemiyorumdur. "Iııı... şeyy... ben... şey diyecektim... çantan kapının arkasında :)"dedi elini boynuna götürdü. Sanırım utanmıştı, hiç bozuntuya vermeden "Ah teşekkürler bende onu arıyordum. " dedim kapının arkasına doğru adım atarken "Ben seni dışarıda yani arabada bekliyorum. " dedi. "Tamam" diye karşılık verdim ve son bir kez daha aynaya bakım bende arkasından gittim.
Arkadaşlar takip ve oylarınızı bekliyorum... ❤💋
-teşekkürler-

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin