Selam canlarim nasılsınız. Ben çok iyiyim her şey bitti. Bu tatil gününde de sizlere bölüm atiyim dedim. Nasıl iyi yapmışım dimi her neyse. Sonra Görüşürüz Directioners. 💕💕
~Harry 'den~
Sıcak bir yaz günü ve bozuk bir klima ciddi anlamda sinirlerinizi bozuyor.
"Niall dondurma var mı?"
"Ne?" dedi tüm gücümle bağırmama rağmen duymamış bi tavırla.
"Dondurma diyorum var mı?" dedim tekrar.
"Ne diyorsun ya?". Ayağa kalktım ve yanina gittim. Yanına gittiğimde fark ettim de benim eksik akıl arkadaşım kulağında kulaklıkla beni duymaya çalışıyor. Kulakliklari kulağından çıkardım ve tüm gücümle bağırdım.
"Dondurma var mı gerizekali!!"
"Ne bağırıyon ya?!!"
"Mal" dedim ve geçip yerime oturdum.
"Ha bu arada dondurma yok." dedi Niall.
Off kalk Harry kalk bunlardan hayır yok sana. Kalk kendi dondurmani kendin al. Ceketimi giyip disari ciktim. Arabama atladım her zaman gittiğim markete ilerledim. Marketin önüne arabamı park edip içeri girdim. Bir kaç abur cubur ve dondurmami alıp kasaya gidiyordum ki bi kıza carpmam bir oldu. Onun elindekiler ve benim elimdekiler düşünce bir küfür savurdum işin garip yani o da küfür etti. Bir kızdan beklemediğim için suratına baktım. Bakmama değdi diyebilirim. Kız acayip güzeldi. Hemen yerdekileri topladım o da aynı şeyi yaptı. Ikimizde comeldigimiz yerden kalktık.
"Özür dilerim." dedim nazikçe. Kız suratıma ilk kez bakıyor olucak ki şaşkınlık geçirdi kim olduğumu görünce.
"Asıl ben özür dilerim dalgın anima denk gelmis olmalı." dedi ince sesiyle. Sesi de yüzü gibiydi temiz ve berrak.
"Önemli diil. Bu arada ben Harry. Harry Stiles." elimi kıza uzattım.
"Onu biliyorum. Ay pardon şey ben de Gabriel. Gabriel Twink." dedi ve elimi sıktı.
"Tanıştığıma memnun oldum Gabriel."
" Gaby. Gaby diyebilirsin herkes öyle der." dedi hafif gülümseyerek. Çok güzeldi. Normal bi kızın olması gerektiğinden fazla güzeldi.
"Bi özür olarak kahve içmeye ne dersin?" dedim. Söylediğim şey normal değilmiş gibi şaşkınlıkla suratıma baktı. Gülümsedim.
"Ihm sanmıyorum bugün biraz yoğunum da ama belki yarın olabilir."
"Ah üzüldüm. Peki o zaman yarın olsun bana telefon numaranı ver sana ulasabileyim." tek elimde aldiklarim tek elimde telefon numarasını vermesini bekliyordum.
"Pekala. 0**********"
"Tamam o zaman elindekiler ağır gibi seni evine bırakmak isterim."
"Yok hayır zahmet vermek istemem çok uzakta diil zaten kendim tasiyabilirim."
"Israr ediyorum lütfen."
" Ah pekala." dedi küçük dudaklarıyla tanrım çok güzelsin. Kasaya doğru ilerledik önce o geçirdi aldıklarını kasadan sonra ben. Arabanın arka koltuğuna poşetleri koyduk ve tarif ettiği yere ilerlemeye başladık. Geldiğimiz ev normalden daha büyük lüks bir evdi ve böyle bir evde yaşayan bir kız neden kendi alışverişini kendi yapsın ki.
"Tek mi kalıyorsun?" diye bi soru yönelttim.
"Evet. Ailem Hollanda 'da yaşıyor."
"Hizmetcin yok sanırım. Kusura bakma çok soru sordum."
"Sorun değil. Hizmetcileri sevmiyorum sadece hafta da bir evi temizlemeye gelen birisi var zaten pek dağınık bir insan değilim."
"Biz çocuklarla yaşıyoruz ve emin ol bi evde 5 erkek acayip dağınıklık yaratıyor." dedim ve güldüm. Küçük bi kahkaha attı.
"Tahmin etmek zor değil. Her neyse gitsem iyi olucak. Sonra görüşürüz." dedi ve arabadan indi ben de indim ve eve kadar poşetleri taşımasına yardım ettim.
"Çok teşekkür ederim her şey için. Sonra görüşürüz."
"Önemli değil. Görüşürüz." dedim ve arabama binip uzaklaştım evden. Eve geldiğimde hiç birşeyin değişmemiş olduğunu görünce yüzümü eksittim ve mutfağa girdim.
~1 Ay Sonra- Harry 'den~
Gaby 'le sürekli görüşüyorduk ve artık çok yakın olmuştuk. Ona aşık olmuştum. Bunu ona söyleme zamanım gelmişti. Küçük bir süpriz hazırladım onun için. Big Ben 'in önündeki meydanda bulusacaktik. Yoldan geçen bazı insanları durup ellerine pankart verdik. Pankartlarda sırasıyla 'Gaby Harry seni çok seviyor' ve 'Lütfen ona evet de' yazıyordu. Çocuklarda yanimdalardi ve bana çok yardımcı olmuşlardı. Gaby 'nin gelmesine 10 dakika kalmıştı. Kırmızı haliyi serdik ve bir ucuna ben geçtim. Elinde pankart olanlar sırayla dizildiler. Çocuklar elime çiçeği ve hediyem olan üzerinde "Haby" yazan ismimizin birleşimi olan kolyeyi verdiler. Her şey çok güzel ilerliyordu. Her şeyden habersiz çantasını kurcalayarak karşıdan gelen Gaby 'i görünce daha çok heyecanlandım. Olduğumuz yere yaklaşınca kızlar kafasına tacını taktılar prenses tacı. Aynisinin prens için olanı benim kafamda vardı. Bizi görünce şok geçirdi. Sırayla pankartları okumaya başladı. Gözleri sonunda beni bulunca kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim. Gülümseyerek yaklaşıyordu bana hafif gözleri dolmuştu sevinçten olsa gerek diye düşündüm. Tam önüme gelince diz çöktüm.
"Bir ay önce bugün gördük birbirimizi ve ben seni ilk gördüğüm an büyüne kapılmıştım. Şimdi bu güzel prensesim prensinin elinden daima tutmak için söz verir mi? Ben söz veriyorum daima tutucam elinden. Prensesim olur musun Gaby?" dedim ve kutuyu açtım. Icindekini görünce gözünden bir yas damladi.
"Evet söz veriyorum daima tutucam elinden." bu dediğini duyunca alkış tufanı koptu kalabalıktan. Kolyeyi kutudan çıkardım ve boynuna taktım. Çok güzel olmuştu.
"Seni seviyorum." dedim ve sıkıca sarıldım. Kokusunu içime çektim.
"Bende seni seviyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
1D ile herşey
Fanfiction"Hayal etmek en güzel ve basit şeydir ama hayal etmek inanması en zor şeylerden oluşur." ZK Directioner olan birisi için yazılan hayal et maratonu.