''Hayır olamaz şaka yapıyorsunuz değil mi?'' Şaşkınlıkla Bayan Adele baktım.
''Hayır Cara o işe gideceksin. Biliyorum o çocuk cidden çok kendini beğenmiş ama yapacak bir şeyimiz yok. Adı üstünde bu bir iş'' dedi iş kelimesini bastırarak.
''Şanslısın Cara. O çocuk yok yakışıklı ve çok zengin'' dedi Ariana gözlerimin içine büyülü büyülü bakarken.
''Tanrı aşkına Ariana neden o çocuk için ben? Tamam yakışıklı olabilir ama daha önceki çalışanları onu cidden iyi eleştirmiyor. Çok çektirdi gibisinde laflar ediyorlardı ve bu benim canımı sıktı'' diyerek kendimi koltuğa attım.
''Tamam bak sen bunların üstünden gelebilecek bir kızsın. Hatırlıyor musun önceden birlikte çalıştığımız restoranı? Kadın bize günde en az 20 bulaşık yıkatırdı. Üstelik bizim garson olmamıza rağmen. Sadece evine gidip ona kıyafetlerini hazırlayacaksın bundan daha kötü ne olabilir.?'' dedi bacağını bacağının üstüne atarak. Bir Harry Styles'dan bahsediyoruz. Kendini beğenmiş züppenin tekinden! Kızlar bu çocuğun neresine aşık ben bilemiyorum.. O sırada Ariana'nın telefonu çaldı. Evden çağırıyorlardı. 5 dakika olmadan bana yeni işim için iyi olacağını söyleyerek evden çıktı. Benimde keşke evden çağırabilecek bir ailem olsaydı..
''Ama Bayan Adele'' sözümü kesti.
''Tanrım Cara bu kadar sıkılcağını bilseydim seni moda tasarım bölümüne almazdım! '' sesi sinirli gelmişti.
''Sıkılmıyorum sadece benden şuanda Harry'nin evine gidip ona yarınki balosu için kıyafet vermemi söylüyorsunuz'' dedim tırnaklarımla oynayarak.
''İtiraz istemiyorum. Harry'nin şöförü yarım saat içinde seni alacak. İyi geceler'' diyerek telefonu yüzüme kapattı. Siktir git seni orospu! Neymiş Harry'nin şöförü beni yarım saat sonra alacakmış. Hah! Hizmetli kesildik desene Cara! Altıma kot pantolon üzerime sıradan bir tişört ve onun üzerine deri ceketimi giydim. Havanın soğuk olmasıyla ayağıma botlarımı geçirdim ve kafama bol şapkamı taktım. Telefonumu cebime soktum. Çanta almaya bile niyetli değildim.. Hafif makyaj yaptıktan sonra kapının sesini duymamla isteksizce aşağıya indim.
''Merhava Cara hanım siz olmasınız?'' Hanım mı? Salak mısın sen şöför?!
''Hı-hı evet'' dedim salakça.
''Buyrun'' diyerek arabanın kapını açtı ve evin kapısını kapatarak souk havanın içime işlemesine izin vermeyerek hemen içeriye girdim.
Geldiğimiz yer sanki saray yavrusuydu.! Şöför kendi kapısından inerek benim kapımı açtı ve içeri geçmeme izin verdi. Güvenlikten geçerek kapıyı açtı ve evin içine dudaklarımı büzerek baktım. Burası gayet güzel bir evdi. Ama Harry Styles için fazla mı büyük?
''Siz.. Yeni tasarımcı?'' dedi hizmetli.
''Evet.'' dedim kafamdaki şapkayı ve ceketi çıkararak. Onları alıp asmasını izledim.
''Buyrun efendim yukarıda kıyafet odanız'' diyerek yukarıya odaya yönlendirdi. Kapıyı hızla açtığında içeride Harry duruyordu ve yatağa uzanmış telefonu ile bir şeyler kurcalıyordu. Hizmetliye teşekkür ederek içeriye girdim.
''Demek yeni tasarımcım sensin ha? '' dedi telefondan bakışlarını çekip benim üzerime atana kadar.
''Evet benim. Keşke olmasaydım'' dedim.
''Ne dedin sen'' diyerek ayağa kalktı.
''Duydun tekrarlamama gerek yok'' dedim ve masaya oturdum. Madem ben Harry Styles'ın tasarımcısıyım bana ayak uydurmalı. Oyun yeni başlıyor Bay Styles.
MERHABAAA :) BU BENİM İLK HİKAYEM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI LÜTFEN EKSİK ETMEYİN. :* :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FASHION AND LOVE (Harry Styles Fan Fiction)
Fiksi PenggemarKendini beğenmiş, kötü, zengin, piç olan bir Harry Styles. Ve moda tasarım okuyan Cara Delevingne. Cara umutsuzca Styles'ın evinde işe başlarken Harry bunun keyfini çıkarıyor.. Cara bunun farkına varıyor ve o da keyfini çıkarmak için elinden geleni...