Biri boğazımı sıkmışcasına nefes alamıyordum. Ellerimi yan tarafıma doğru vururken duyduğum bağırma sesleriyle kendime gelmeye çalıştım ama biri beni bastırıyordu. Birden önümde tekrar bir çift kırmızı göz görmemle uyanmaya çalıştım.
" Benden kaçamazsın!" Dediğinde korkuyla tekrar çırpınmaya başladım ama fayda etmiyordu.
" Burdayım!" Dediğinde konuşmaya çalıştım ama ağzımı hareket ettiremiyordum. Birden bir elin beni çekmesiyle karanlıktan uzaklaşmaya başladım.
" Tekrar görüşeceğiz!" Çığlık atarak yattığım yerden kalktım. Hüngür hüngür ağlıyordum. Derin derin nefes alırken etrafa baktım.
" Arya! İyimisin? Bak biz burdayız. " Diyen Poyraz'a boş gözlerle baktım. Etrafa göz gezdirdiğimde eylül, derin( Erkek) ve azra'nın da bana endişeyle baktığını farkettim.
" Ne oldu bana?" dedim titrek bir sesle. Yatağım savaş alanı gibiydi.
" Gece çığlık sesi duydum ve senin odandan geldiğini farkettim. Yanına geldiğimde çırpınıyordun ve delice yatağa vuruyordun. Daha sonra diğerleri geldi. En son kendini kaybettin ve etrafa saldırdın. Bize anlatmak istermisin ne gördüğünü?" Dediğinde kafamı salladım. Şuan konuşmak istemiyordum.
" Benimle yatarmısınız?" Dediğimde hepsi gülümsedi. Çocukluğumdan beri korktuğumuzda birlikte yatardık. Zaten yatağımda çok büyüktü. Yana kayıp yer açtığımda hepsinin zıplayarak yatağa yatmasını izledim. Benimde yüzümde bir gülümseme oluştu. Onları seviyordum. İyiki vardılar. Gözlerimi kapatırken gördüğüm yüzü aklımdan sildim ve kendimi Poyraz' ın kollarına bıraktım.
****Yüzüme yediğim dirsekle gözlerimi açtım. Azra kolunun birini bana sarmış diğerini de koluma koymuştu. Yatağın diğer tarafına baktığımda Eylül'ünde dağınık yattığını gördüm. Poyrazlar her zaman ki gece gitmişlerdi sanırım. Azra' nın kollarını yavaşca geriye itip yataktan kalktım. Dağılmış saçlarımı topuz yaparken merdivenlerden inmeye başladım. Mutfağa geçerken salonda uyuklayan iki adet ayı gördüm. Derin ve Poyraz gerçekten çok berbat gözüküyordu. Masadan telefonumu alıp fotoğraflarını çektim ve tekrar mutfağa dòndüm. Kahvaltıyı hazırlarken dün ki rüyayı hatırladım. Kanım yine donmuştu. Yani bir kabus deyip geçebilirdim ama çok gerçekçiydi. Elim bir anda dudaklarıma gitti. Çok gerçekçiydi ve bu beni hayli korkutuyordu. Yaklaşık bir haftadır böyle rüyaları çok görmeye başlamıştım. Kahvaltı masası hazır olduğunda salona doğru yürüdüm. İlk poyraz' ı uyandırmak istiyordum ama ilk önce çektiğim fotoğrafı sosyal medyada paylaştım. Telefonu tekrar masaya bırakıp Poyraz' ı gıdıklamaya başladım. Beyaz dişleri gözüktüğünde gülümsedim. Ani bir hareketle beni gıdıklamaya başladığında kahkahalarımız evi inletti. Derin kahkahamızdan uyanmıştı ve etrafa boş gözlerle bakıyordu. Eminim kızlarda uyanmıştı. Ayağa kalkıp konuşmaya başladım.
" Saat 07.00 ve 08:30' da okulda olmamız lazım. Kahvaltı hazır. Hadi gelin!" Derken Azra çoktan mutfağa girmişti. Aramızda en çok yiyenin o olduğunu söylemişmiydim. Bende mutfağa girdim ve Azra' nın yanına oturdum. Tabağımı doldururken herkes bana baktığında kaşlarımı çattım. Hepsi benden açıklama bekliyordu anlaşılan.
" Bakın sadece iki şey söyleyebilirim. Benim için bir haftadır burda kalıyorsunuz. Teşekkür ederim. Diğer konuya gelirsek. Sadece hepsi gerçekçi ve beni korkutuyor. Yoksa birşeyim yok." Dediğimde tatmin olmamışcasına baktılar. Sanırım onları ikna edemeyecektim. Beni kurtaracak birşey ararken gözüme masada ki cupcake'ler çarptı.
" Cupcakee yediniz mi ?" Diye bağırdım. Hemen atlayan Azra bugün beni kurtarmıştı. Poyraz' a baktığımda ağzını oynatarak " Sonra konuşacağız." dedi. Yine kurtulamamıştım.Herkes yemek yemeyi bitirdiğinde masayı toplayıp hazırlanmak için odama çıktım. Kışlık gri bir kazak ve siyah bir dar pantolon giydim. Artık havalar çok soğuktu. Kışa yeni giriş yapmıştık ama tenim şimdiden çatlamıştı ve bilirsiniz çatlaklar gerçekten kabus gibi. Siyah çizmelerimide giydikten sonra aşağıya indim. Aşağıda Eylül dışında herkes hazırdı. O da geldiğinde evden çıktık ve arabalara bindik. Derin arabayı sürerken duyduğum gök gürültüsüyle irkildim. Dün gece tekrar aklıma gelmişti. Bugün hava fena bozucaktı anlaşılan. Okula geldiğimizde arabadan indim ve bizimkilerle yürümeye başladım. Bir anda Poyraz' ın bağırmasıyla durdum. Bana doğru geliyordu. Kesin sosyal medyada ki foroğrafı görmüştü.
" Bak Poyraz açıklayabilirim!" Dediğimde geriye doğru yürümeye başladım.
" Ama çok tatlıydınız!" Cümlesi istemdışı ağzımdan çıktığımda korkuyla gözlerine baktım.
" Kaç Arya!" Dediğinde okula doğru depar attım. Koşarken kızlara yardım edin desemde kahkahalarla gülmüşlerdi. Arkadaşlarım gerçekten çok haindi. Okulun koridorunda koşarken aynı zamanda arkaya bakıyordum. Birden sert birşeye çarpmamla kendimi yerde buldum.
" Aahhh!" Popom çok acımıştı. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm siyah gözlerle kendimi kötü hissettim. Yani hani birini görürsünüz ve onda hoşlanmadığınız birşey vardır. Evet! Bildiniz! O gözlerini benden ayırmazken beynimde hissettiğim acıyla inledim. Çok acıyordu. Ben kafamı tutarken duyduğum bağrışma sesleri ile daha kötü oldum. Neler oluyordu?
" Ne yaptığını zannediyorsun sen?" Diyen Poyraz'a acı gözlerle baktım. Şuan o garip çocuğa saldıracakmış gibi duruyordu. Beynimde bir sancı daha hissettiğimde vücudum kasıldı.
" Ne yapmışım?" Sesini duyduğum da ürperdim. Bu çocuk gerçekten korkutucuydu.
" Birde soruyor? Sen böyle çarpışmaları gerçek sandın herhalde! Böyle şeyler ancak filmlerde olur. Yani bundan sonra birine çarpmadan önce iki kere düşün!" Diyen Poyraz beni kucağına aldı ve sınıfa doğru yürümeye başladı. Zorla gözlerimi açtığımda siyah gözlerle karşılaşmam bir oldu. Bu çocuktan kesinlikle uzak durmam lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI KRALİÇE
VampirosBir efsaneye göre vampirler gerçek aşkı bulup, birbirini mühürlemeliydi. Eğer gerçek aşkı bulamadıysalar lanetleniyorlardı. O yüzden vampirler lanetlenmiş varlıklardı. Zaman onları iğrenç, değersiz ve canavar yapmıştı. Tanrıda onları aşkı vermeyerek...