Kolumdan tutan kişi "demir seni yukarıda bekliyor" dedi. Ve beni sürüklemeye başladı, bu erkeklerin benimle derdi neydi. Beni istedikleri yere çekebiliyorlardı, bu kadar zayıf olmak beni korkutuyordu. 5.kata çıktığımızda demirin kapıda sinirle beklediğini gördüm. Korktum, beni içeriye çekip adının kuzey olduğunu öğrendiğim çocuğa akşam 8'de her zamanki yerde dedi ve kapıyı kapattı. Neydi bu akşam 8'de olan, her zamanki yer neresiydi?kafamdaki sorularla boğuşurken demir bana seslendi:
- "Odaya git ve dediklerimi yap" yavaşça yürüyüp odaya gittim. Banyonun kapısını açıp içeriye girdim , duşakabine girip suyun altında hıçkırarak ağlamaya başladım. Bir saat sonra odada dışarı çıktım, üzerimde siyah mini bir şort ve beyaz bir atlet vardı. Ayaklarımın parkede bıraktığı izlerle odaya doğru yürümeye başladım. Demir ikimiz için hazırladığı sandviçlerin birini götürüyordu. Karşısındaki koltuğa oturdum ve cenin pozisyonu aldım. Demir elindeki tabağı mutfağa götürüp, oturduğum koltuğun önüne diz çöktü .
"Şuan karşımda küçücük bir çocuktan farkın yok yeni"dedi
Dolan gözlerimin akmasına izin verdim. İnce uzun parmağıyla yanağımdaki yaşı sildi,
" iyimisn sarı şeytan "dedi ve gülümsedi. O nasıl gülmekti öyle, mavişlerinin içi güldü resmen.
" ben iyi değilim beni götür buradan" diyebildim. Sadece buradan gitmek istiyordum,
"Benimle bir yere gelir misin"
Diye sordu. "Nereye" diye cevap verdim."çok konuşanı,soruya soruyla karşılık vereni ve bana karşı çıkan insanları sevmem"dedi. Demir son söylediğinin altını çizmişti sanki. Tamam anlamında kafamı salladım, neden bu kadar soğuk ve kırıcı olabiliyordu bu çocuk. Temizlendiğim odaya girdi ve bana kısa bir elbise ve topuklu ayakkabı uzattı.
"Bunları giy sarı şeytan" noluyordu beni yine kötü şeyler bekliyordu sanırım.
"Giymek istemiyorum nereye gideceksen git beni evime götür lütfen" sesim o kadar cılız çıkmıştı ki kendimden korkmaya başladım.
"Sana sürekli lafımı ikiletmemen hakkında uyarı vermek istemiyorum sarı şeytan hemen hazırlan seni salonda bekliyor olucam" odadan çıkıp gitmişti.
Bu kadar çaresiz olmak istemiyordum. Ayağa kalkıp elbiseyi üzerime tuttum, siyah kısa ve sadeydi. Ayakkabılarım ise kısa topuklu ve siyahtı, demirin verdiklerini giydim ve aynanın karşısına geçtim. Saclarımı at kuyruğu yaptım, aynanın önünde gördüğüm makyaj malzemelerine çok sevindim. Hafif makyaj yaptım, yüzümün solgunluğu geçmişti. Odadan çıktım ve salona girdim demir arkası dönük sigara içiyordu. Bana doğru döndü ve
-"s...sen fazla güzel olmuşsun "
Dedi ve bu söz beni mutlu etmişti , Demire gülümsedim.
-"Oo sarı şeytan sen gülermiydin"
Dedi doğru diyordu aslında ilk defa ona gülümsemiştim. Demir çok şık olmuştu, siyah bir pantolon ve siyah bir T-shirt giymişti. Siyahta bir ayakkabı saçlar dağınık tam bir serseri gibiydi. Fazlasıyla uyumlu olmuştuk, gören bizi sevgili sanabilirdi, ve fazlasıyla karanlık. Derin düşüncelerden sıyrılmamı demir sağladı.
"Düş önüme sarı şeytan gidiyoruz"
dedi. Bende kapıdan çıktım ve demirin arabasının önünde durdum. İstemsizce kapımı açıp "-bin" diye emretti. Bindim oda şoför koltuğuna geçti ve gaza bastı, araba çok geçmeden durdu. Kafamı kaldırıp baktığımda koca harflerle "bar" yazıyordu. Ne yani demir beni bara getirdi korkmuştum yine herzamanki gibi. -"beni takip et " deyip barın kapısını açtı, o kadar kalabalıktı demiri bir anlığına kaybettim sandım fakat beni bileğimden tutup sürükleyene kadardı, bu düşüncem o eli tenime değdiği an değdiği yerler alev alıyordu. Ürküyordum beni sürükleye sürükleye bir lobiye oturttu, ve yanıma oturdu. Arkamdaki kişilerin yüzünü görmesemde dediklerini duyabiliyordum. -"demirin yeni oyuncağımı? Pekte saf aslı bunu duyunca deli olucak"
Birincisi ben kimsenin oyuncağı değilim, ikincisi de aslı kimdi? Neyi duyunca duyunca deli olucak demirden hoşlandığım doğrudur ama aramızda resmi ilişki falan yok. Bu gidişle olamaz da diye düşünürken masanın yanına ikisi ikiz 5 kişi geldi. İkizlerin biri geçen gün demirin evinden çıktığım zaman beni eve geri götüren kuzeydi. O zaman dikkat etmemiştim, ama boyalı saçları pirsingli kaşıyla oldukça yakışıklıydı. Selamlaşmak için elini bana uzattı, tebessüm ederek elini sıktım ve yanındakileri tanıtmaya başladı. Kuzeyin ikizi güneydi, ali, berke ve ümitlede tanıştıktan sonra yanımıza oturdular. Demir ben ve ümit, ben Demir ve ümitin arasında kalmıştım. Çocuğun bakışlarının bacaklarımda olması beni rahatsız etmişti. Kulağıma eğilip -"içki ister misin?" demesi bile beni ürkütmüştü. Ümitin aksine ali daha soğuktu berke ise yanındaki sarışınla oynaşıyordu. Kuzeyin bakışları benim ve ümitin üzerinde geziyordu. Güney ise telefonuyla uğraşıyordu, demir - demir yanımda yoktu nereye gitmişti? Kuzeye -"demir nerede" diye sordum. Kuzey
-"işi var gelir birazdan" dedi ve masadan kalktı, masada ümitle kalmak istemiyordum. Garsona gel tarzında işaret eden ümit bizim için iki bira söyledi. Bana dönüp -dans" dedi ve elini çevirmedim, elimden tutup beni piste doğru yürütmeye başladı. Piste geldiğimde slow şarkıyla birbirimize sarılarak dans etmeye başladık. Bu şarkı benim en sevdiğim şarkıydı yalnızlık, mutluluk,hüzün, aşk, çaresizlik, bütün duyguları bir şarkıda toplamak kolay olmasa gerek. Şarkı bitince yanağımdaki yaşı silen ümitle karşılaştım garsona yaptığı işaretle şarkı tekrar çalmaya başladı. Ve bizde dans etmeye devam ettik, pistte sadece ben ve ümit vardık. Birbirimize daha da sıkı sarıldık, birden biri beni ümitin o sıcak kollarından çekti. Bunu yapanın demir olduğunu gördüm, klasik demir işte. Ama bu sefer farklıydı ümitin nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum. Demir ümitin yanına yaklaştı ve kulağına birşeyler söyledi, ümitle o söyledikleri karşısında kızarıp bozardı, ve barı terk etti. Demir bana döndüğünde korktum ve bir adım geri attım üstüme geldi ve beni kolumdan tutup barın arka tarafındaki karanlık bir koridora soktu. Koridor oldukça pisti her yerde bira şişeleri vardı, leş gibi kokuyordu. Demir önde ben arkada yürüyorduk, bir odanın önünde durup kapıyı açtı ve beni hızlıca içeri itti. Yatağın üstüne sırt üstü düştüğüm için bir yerim acımadı. Kalkmak için bir hamle yaptığımda, üstüme çıkıp boyumu emmeye başladı. Canım acıyordu ellerimi göğsünün üstüne koyup onu itmeye başladım ,fakat bu hiçte başarılı olmadı. Birkaç dakika sonra üstümden kalktığında boğazım acıyordu. Demire -"naptığını sanıyorsun sen , ben senin yattığın kızlara benzemem " diye kükredim. Tepki vermeden yatağın yanındaki koltuğa oturup sigara yaktı, yatağın karşısına geçip aynadan boynuma baktım. Morarmıştı, ve çok acıyordu kapıya doğru yürüdüm ve kapının kolunu tuttum. Demir -*sakın odadan çıkmayı düşünme sarı şeytan kötü olur* dedi ve sigarasını içmeye devam etti. Ben yine keçi inadımla onu dinlemeyip dışarıya çıktım, koridorun sonuna gelmiştim, demir gelir beni tekrar odaya götürür diye umud etmiştim fakat öyle bişey olmamıştı. O zaten anca filmlerde olurdu,koridorun sonunda durmuş bunları düşünürken biri ağzımı kapatıp beni odanın birine soktu. İşte şimdi bitmiştim ben, kızlık gidecekti elden vallaha yandım ben gözlerim kapandı, içimden bunları geçirirken gözlerimi açıp ağzımı kapayana baktım ümitti. Bu çocuk naptığını sanıyordu, pezevenk işte kulağıma eğilip -*elimi çekicem ama sakın bağırma* dedi ve elini çekti. Bende dediğini yapıp bağırmadım fakat tokat atmayı da unutmadım dövmeye kalkıştım fakat beni kollarımdan tutup bedenini bedenime yasladı kafasını boynuma koymasıyla inlemem bir oldu. Kafasını kaldırıp boynuma baktı ve moraran yerde parmaklarını gezdirdi. -*demir yaptı demi* dedi bende evet dercesine başımı salladım. -*bir daha sana zarar veremez sarı ben varım* dedi ve gülümsedi bende ona gülümseyerek karşılık verdim. -*buradan gitmeye ne dersin* demesiyle kapının bir hışımla açılması bir oldu, Demir......demir gelmişti burada olduğumu nerden biliyordu, bizi dinlemişmiydi işte bu bir felaketin habercisiydi. -*o buradan sağ çıkabilir ama sen asla sağ çıkmayacaksın* bu sözleri söyleyen kişi ümitin üstüne çıkmış onu yumruklayan demirdi. Ümitin ağzından fışkırıyordu demiri kollarından tutup kaldırmaya çalıştım birkaç denemeden sonra başardım. Ümitin üstünden kalkıp bağırmaya başladı, -*seni uyarmıştım lan ben benim sözümü kimse ikiletemez ben DEMİR ATAHANIM" demesiyle kısa çaplı bir şok yaşadım. Demir Atahan? Atahan..Atahan bizim okulun adıydı, ne yani demir bizim okulun adıydı. Ne yani demir bizim okulumuzun sahibi mi Atakan demir için güçlü ve zengin demişti güçlü olduğu kaslarından fazlasıyla anlaşılıyordu ama zengin olduğunu hiç düşünmedim madem bu kadar zengin niye sıradan bir okulda oluyor ki? diye düşünürken demir beni yine sürüklemeye başladı. Yine diyorum çünkü bana *benimle gelirmisin* tarzında şeyler söylemezdi ya emrederdi yada böyle sürüklerdi. Çıktığım odaya tekrar girdim, hatta girdik ben ve demir kulağa hoş geliyor dimi demir ve asya karanlık bir çocuk , çaresiz bir kız aşkı olabilirdi bu. Fakat bu sadece benim kuruduğum bir hayaldi, aslında hayal değil demirin yaptıkları tam bir kıskançlık belirtileriydi. Yani ben öyle hissetmiştim kapıyı kilitleyip karşımda dikildi. Ve yine başlamıştık acaba bu sefer neremi emekliyecekti hayvan, veya beni direk yatağa atardı beklentirdi ondan. Karşımda birkaç dakika durduktan sonra arkasını döndü ve gitti, ben odada yanlız kalmıştım. Odada demirin içtiği sigara dumanıyla kaplıydı, birkaç kere öksürdüm o anda kapının iki kez kitlendiğini duydum. Kapının kolunu tuttum ve açmaya çalıştım ama kapı kitlenmişti bunu kim yapmıştı. Benim kapalı alanlara karşı fobim vardı, kapının arkasından -*demir* diye bağırdım ama ses gelmedi tekrar bağırmamla demirin sesini duydum
-*ben gelene kadar buradasın sarı şeytan 11'den önce gelemem geldiğimde uyanık ol hesap soracağım* dedi ve yürümeye başladı. Ayak sesleri kesilince demirin gittiğini anladım kapının yanına oturup ağlamak istedim. Ama bunu yapmadım zaten kapalı alanlara karşı fobim vardı bide ağlayıp kendimi yoramazdım. Ayağa kalkıp perdeyi açtım, burası çok tenha biyerdi hiç kimse yoktu. Bağırsam bile kimse beni duymazdı, bir anda aklıma Atakan geldi elimi cebime attım fakat telefonum çantamın içinde kalmıştı çantamda okulda. Demir hayvanı beni çekiştire çektiştire buralara getirdiği için çantamı alamamıştım. Annem beni çok merak etmiş olabilirdi, demirde babam gibiydi tamam dövmüyordu ama yaptığı hareketlerle canımı yakıyordu. Niye biz normal insanlar değiliz ki sürekli bi aksiyon peşindeyiz, yatağın üstüne oturup o toz pembe hayalleri kurmaya başladım. Demir ve ben aslında güzel ikili olurduk, demirin emrivakileri,psikopatlığı benimde inadım olmasaydı aramızda pekte engel yoktu. Kapının diğer tarafından ayak sesleri geliyordu, ayağa kalkıp *demir* diye seslendim kapının arkasından -*ümit versek olmaz mı*
Demesiyle ümitin geldiğini anladım. İçeride kilitli olduğumu unutmuş gibi kapıya bir adım daha yaklaştım ve ;
-*s....sen nasılsın canın acıyor mu doktora git* dedim. Ümit gülerek cevap verdi -*merak etme asya sadece burnum kanıyor başka biseyim yok sen nasılsın* demesiyle mutlu oldum çocuk bu haldeyken beni düşünebiliyordu. Demir gibi değildi demir olsaydı asla nasıl olduğumu sormazdı. -*iyim bana yardım et ümit buradan çıkmam gerek* dedim gözlerim dolmuştu.
-*sana yardım edememem asya eğer sana yardım edersem şu anda olduğum halden daha kötü hale sokar demir beni* dedi. -*ama sana yardım etmesi için birini çağırabilirim annen ,baban veya abin varmı* diye sordu ümit.
-*abim yok yani tek çocuğum babam benim babam hiç olmadı ümit ama annem var fakat onu ararsan demirin başı belaya girebilir" dedim ben niye bu çocuktan korkuyordum ki bana bunları yapan çocuğu polise vermem gerekirken onu koruyordum. Bu çok garipti, aklıma Atakan geldi ama onun numarasını bilmiyordum. Duvardaki saate bakıp okulun hala bitmediğini hatıraladım. Çantam sıranın altındaydı eğer kendi numaramı ararsam Atakan açabilirdi, fakat bu bir ihtimaldi. Ümitten telefonunu vermesini istedim, kapının altındaki boşluktan telefonu gönderdi ve -*acele et demir gelmeden gitmem gerek " dedi kendi numaramı tuşladıktan sonra Atakanın açmasını bekledim. Çaldı, çaldı, çaldı fakat açan olmadı tam telefonu kapatıyordum ki
-*efendim* diyen o yumuşak sesi duydum. Atakan telefonu açmıştı,
-*Atakan benim Asya * dememle nasıl bir şok yaşadığını hayal edebiliyordum. -*a.aa asya nerdesin? Demir sana birşey yaptı mı asya cevap ver* diye bağırdı.
*Atakan susarsan konuşcam* diye tısladım bende -*dinliyorum* deyip sustu.* demir beni bir bara getirdi, ve beni bir odaya kitledi. Atakan annem çok merak etmiştir yardım et* demiştim. Sesim çok yalvarıcasına çıkmıştı, Atakan -* anneni ben hallederim yarım saate ordayım* dedi ve telefonu kapattı. Nerede olduğumu bilmiyordu, neden telefonu kapatmıştı ki. Ümitin -*asya gitmem lazım * demesiyle telefonu kapının altındaki aralıktan geri gönderdim.
*merak etme o seni kurtarır* dedi ve yavaşça yürümeye başladı, O? Atakanı herkes tanıyordu galiba Allahım neler oluyor ? Nasıl bir belanın içine düştüm ben ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY PSİKOPAT
Novela JuvenilBen Asya Doğan 17 yaşında lise öğrencisiyim.Nefret ettiğim bir babam,bu hayattan kurtarmak istediğim bir annem var.Sırf ben babasız büyümeyim diye 17 yıl babamın kahrını çekmiş annem bana herzaman örnek olmuştur. Bazen bir kardeşimin olmamasına üzül...