Medya kumsal öztürkÖyle insanlar vardır ki herşeyi unutur,siler ya da geçmişi geçmişte bırakır..
Ama yedi yaşındaki bir kız çocuğu geçmişini pekte unutamaz. İşte bende geçmişini unutamayan o küçük kız çocuğuydum. Bu acımazsız hayatla daha yedi yaşında annemin gül kokulu koynundan alınıp bir yetiştirme yurduna getirilerek tanışmıştım. Yine yurdun canımdan dışarıyı izlerken eski yaşadıklarım gelmişti aklıma. Yetiştirme yurduna geldiğim de daha yedi yaşındaydım. Annem uyuşturucu bağımlısıydı. O kötü illetle babam bizi bırakıp gittiği günlerde tanışmıştı annem. Önceleri o kadar da kötü değidi. Ama son zamanlar o illet annemi bir virüs gibi sarmıştı. Annem için uyuşturucu artık bir nefes gibi olmuştu. Ne kadar annemi engellemeye çalışsam da yedi yaşındaki bir çocuk ne yapabilirdi ki? Tabi ki de hiçbişey.Annem daha kötü olmuştu artık çünki elinde uyuşturucuya verecek parası kalmamıştı. Annem çıldırmış gibiydi her yere saldırıyordu. Daha sonra eve duramamış kendini sokağa atmıştı bende arkasından ağlayarak kalmıştım. Herşey o gün başlamıştı zaten annem eve bir adamla gelmişti.. Daha sonra annem bana "kumsal biz bu abiyle odaya gideceğiz biraz işimiz var sen odan dan sakın çıkma"demişti. Çocuk aklı işte bende odama gittim ve yatağıma girip uyumaya çalıştım ama bir türlü uyuyamıyordum içimde bir sıkıntı vardı. daha sonra annemin odasından biraz garip sesler gelmeye başladı. Bende dayanamayıp annemin odasına gittim. Ama keşke gitmeseydim o odaya. Annemi son görüşüm keşke o an olmasaydı. Ama olan olmuştu odaya girdiğim de annem yerde yatıyordu kolunda da bir lastik ve iğne vardı annem dağılmış durumdaydı Ağzında köpük gibi beyaz birşey vardı o gün anlamamıştım ama şimdi anlıyordum annem altın vuruş dedikleri şeyi yapmıştı ve zayıf vücudu o kadar dozu kaldıramadığı için de annem ölmüştü. Daha sonra olanlar o kadar hızlı olmuştu ki ne ara hastahaneye gittik ne ara annemin o kötü haberini alıp da hayatta gidebileceğim bir yer olmadığı için yetimhaneye gelişim herşey çok hızlı olmuştu.. Ben daha annemin beni bu iğrenç dünyada tek başıma bırakıp gitmesini kaldıramamışken yurda gelip ağlıyorum ordaki çalışanlara iş çıkarıyorum diye yediğim dayaklar üstüne tuz biber olmuştu. Ta o zamanlar söz vermiştim kendime hem bizi bir çöp gibi bırakıp giden annemin ölümüne sebep olan adamı bulup ondan intikam almak için hemde ben ve benim gibi tüm annesiz babasız çocuklara eziyet eden o yurtaki çalışanlardan...Çok acı bir intikam olacaktı...Bir çok kısa hikaye yazmama rağmen internette yayımladığım ilk hikayem. Bu hikayede bana destek olursanız sevinirim. Yorumlarınızı ve desteklerinizi bekliyorum kış güneşlerim.