Mr. Teddy [Minwoo Texting]

-3

HuGeBoY: İki gün geçti.
HuGeBoY: Hala yaşıyor.
HuGeBoY: Aklındaki ne?

KJW: Kız kardeşini her an kaybedebileceğin düşüncesiyle etrafında pervane olman ve kafayı sıyırma raddesine geldiğini görmek hoşuma gidiyor.

HuGeBoY: Sadistin tekisin.

KJW: Daha önce de söylemiştim, böyle birisi olmam benim suçum değil.

HuGeBoY: Tabi ki senin suçun!
HuGeBoY: Korkunç bir hata yapmış olabilirim.
HuGeBoY: Ama intikam, yapılan hatadan daha korkunç bir şey.
HuGeBoY: Ben yalnızca tek bir kişiyi öldürdüm, ki yanlışlıklaydı ve tamamen benim suçum olduğu da söylenemez.
HuGeBoY: Fakat sen keyfi olarak üç kişiyi öldürdün, dördüncüsünün peşindesin!
HuGeBoY: Kes artık bu çocukça şeyi.

KJW: Ah, demek yaptığım çocukça?
KJW: Demek senin, hiçbir şey olmamış gibi yaşadığının bu renkli ve mutlu hayata dokunmamalıydım?
KJW: Çünkü ben alt tarafı bir cesedim.
KJW: Yaşarken de bir cesetten farkım yoktu zaten.
KJW: Görünmez çocuktum âdeta.
KJW: Bu yüzden, benimle hiç konuşmayan senin yaptığın lunapark teklifini hiç düşünmeden kabul etmiştim.
KJW: Söyle bana koca oğlan,
KJW: Senin yaptığın küçük oyun eğlenceli bir şakaydı da benim intikam almak istemem mi çocukça oldu?
KJW: Tabi, korku trenindeki o koltukta sıkışıp soluduğum bütün hava yerini dumana bıraktığında ve içindeki yangın tenimi delip geçtiğinde,
KJW: O kadar eğlendim ki gülmekten öldüm.