Tey Tey 😂😂 İkinci gün, 3. Bölüm 😇😇😂
Keyifli okumalaaar☺##########
'''Gitmişti, adam. Oysa ki söz vermişti kadına. Onu asla bırakıp gitmeyecekti. Beraber, bir 'çınar' ömrü geçireceklerdi. Daha yaşayamadıkları çok hayalleri vardı. Beraber uyanacaklardı güne, aynı tabaktan yiyeceklerdi yemeklerini, beraber ıslanacaklardı yağmurda, aynı yastığa baş koyacaklardı, ikisine benzeyen küçük bebekleri olacaktı. Hepsi, yarım kaldı. Kadın, intihara kalkıştı. Annesi durdurdu. Kadın, yine intihara kalkıştı, abisi durdurdu. Kadın, artık her şeyden vazgeçti.'''
Yine başlamasından nefret ettiğim bir sabaha açtım gözlerimi. Onsuz geçen 380 gün. Onsuz nefes aldığım, her gün bir kez daha öldüğüm, her gece ağlayarak geçen 380 gün. İnsan ne kadar dayanabilir acıya? Hiç hesapladınız mı? Ben hesapladım. Cevap o kadar kahrolunası, O kadar buruk ki. İnsan acıya 'bir ömür' dayanıyor. Dayanmak zorunda kalıyor. Günler, haftalar, aylar, yıllar. Sana inat devam ediyor çünkü. Sen, yoruluyorsun, yaşamak istemiyorsun, inkar ediyorsun, kabul etmiyorsun bi' çok şeyi. Kabullenmek istemiyorsun, çürüyorsun zamanla. Ama hayat, illaki devam ediyor.
〰〰〰〰〰
Lavaboya gidip rutin işlerimi hallettim. Ayna da kendime baktım. Bembeyaz surat, ağlamaktan şişmiş gözler, dümdüz bi' çizgi gibi duran dudaklar. En son ne zaman gitmiştim kuaföre? Immm. Sanırım on üç ay önce falan. İyice kendimi bırakmıştım o gittikten sonra. Toparlayamadım ki kendime çeki düzen vereyim. Zaten toparlamakta istemiyorum. Çünkü, ben eğer onsuz mutlu olursam ona ihanet edecekmişim gibi geliyor. Ne? O ölmüş olsada benim kalbimde yaşıyor. Ben onu unutmak için mi sevdim? Söz verdik biz birbirimize. Ölene kadar 'başkası' olmayacak. Tebessüm ettim. O, gerçekten sözünü tutmuştu değil mi? Ölene kadar sevmişti beni. Keşke 'seni asla bırakmayacağım' sözünü de tutsaydı. Yine de kızmıyorum ona. Kızamam ki..
▫▫▫
Annem seslendi "balııım, hadi kahvaltı hazır." Dedi. Annem olmasa acaba o günleri nasıl atlatırdım? Acaba gerçekten atlattım mı? Yoo hayır. Atlatamadım, atlatamayacağım da. "Tamam sultanım, geliyorum." Dedim. Merdivenleri ikişer ikişer indim. Ne inmesi lan? Kimi kandırıyorum. Bildiğin uçtum merdivenlerden. Canım yandı. Canımın yanmasını seviyorum. Çınar'ın da canı yandı çünkü. Çok acıdı canı. Mermi ne kadar acıtmıştır değil mi?
Abim, gülümseyerek "Günaydın ufaklık."dedi. Kendisi de öyle çok büyük değil ha benden. Aramızda 5 yaş var. Babam! "Günaydın" dedi. Yüzüne bile bakmadım, bakamadım. Onu affetmeyi istiyorum. Ama yapamıyorum işte. Ne zaman babamla eski güzel günlerimize dönmek istesem o günü hatırlıyorum. Zaten o gün aklımdan çıkmıyor ya, neyse." Hadi hazırlan, okula götüreceğim seni." Dedi babam. Yine bakmadım yüzüne. " Okula gitmek istemiyorum." Dedim ciddi sesle. Abim öksürmeye başladı. Biri şu çocuğa su versin. "Biliyorum balım, korkuyorsun ama yapabilecek ne var ki? Okula devam etmek zorundasın, biliyorsun. Üzme beni papatyam. Hadi hazırlan." Dedi annem içten gülümsemesiyle. 'Tamam' anlamında başıma salladım. Ne yapabilirdim ki? Her gün bu mevzu dönüyordu evde.' Okula gitmek istemiyorum, gitmek zorundasın. ' kalıp olmuştu artık. Oysa okulu o varken ne çok severdim. Her gün istekle giderdim. Şimdi? Zorla götürülüyorum. Zaten bu sene ha gitmişim ha gitmemişim okula. YGS berbat geçti. Çalışmadım ki. Her gün ona ağlamaktan, onun mezarını kucaklamaktan başka hiçbir şey yapamadım ki ben bir yıldır..
◀▶◀▶◀◀▶◀
Okula geldiğimizde babam arabayı durdurup bana baktı. Yine bakamadım yüzüne. Özür dilerim baba, seni asla affedemeyeceğim. İndim arabadan, sınıfa doğru ilerlerken Melis'in sesini duydum. Döndüm arkama baktım, koşa koşa yanıma geliyor. Sorunlu bu kız. Deli. "Günaydın, kardeşim. " dedi kocaman gülümsemesi ile. "Günaydın, Burdur'lu kız." dedim bende sahte bi' gülümseme ile. Büyük, siyah kapıdan içeri girip sınıfa doğru yürümeye başladık. Melis, kimin çıkma teklifi ettiğini anlatmaya çalıştı. Ben suratı bön bön bakınca çocuğu tanımadığımı anladı ve pes etti. Çınar gittikten sonra her gece yanımda oldu bu, deli kız. Ne olursa olsun yalnız bırakmadı beni. Soğuk espirileri ile güldürmeye çalıştı beni. Toparlamaya çalıştı. Doğum günüm de sürprizler yaptı.Ben kendimden vazgeçmişken bu kız vazgeçmedi benden."Kantine gidelim mi?" Diye sordu sevecen bi' tavırla. "Tamam gidelim gidelim de. Yine saçma sapan 'Bengisu hayata geri dön' kahvaltısı yok, değil mi sürpriz olarak?" Dedim iğneleyici şekilde. Bi'gun aynı böyle kantine gidelim falan dedi. Bi' gittik, her yer de benim sevdiğim renklerde balonlar var ve tüm okul öğrencileri toplamış. O günü de ziyan etmiştim. Bağırıp çağırıp çıkıp gitmiştim oradan. Kendime zarar verirken çevremdekileri de bi' hayli üzmüştüm.
Kantine gittik, ben birtane masaya geçtim. Melis'te atıştırmalık bi' şeyler almaya gitti. Kulaklığımı takıp koydum kafamı masaya. Yine o günü hatırladım. Sevdiğim adamın son gülüşü, son kez elini tutuşum, son kez sarılışım, son kez; seni seviyorum, Çınar'ım deyişim... gözüm dolmaya başlamıştı bile. "Ah hadi ama. Yine mi Bengisu? Kaldır başını, kokarca." Dedi Melis. Bu kız iyi dayanıyor bana. Göz yaşımı silerek gülmeye çalıştım. Ne kadar becerebildiysem! Şu mısırlı balık krakerlerden almış. Hayır diyemeyeceğimi biliyor çünkü. Hem krakerleri yiyip, hemde okula 1 ay önce gelmiş olan 'uzun boylu, yakışıklı 'çocuğu anlatıyordu. Dinliyormuş gibi yapıyordum. Umrumda değildi ki artık hiç kimse. Sevdiğim adamdan sonra kime baktı ki bu gözler? Kimseye bakmadı, bakmayacakta.💎💎💎
Son sersten çıkmıştık. Ne dersi vardı diye sorsanız, inanın ki bilmiyorum. Dalgın dalgın yürürken yolda, ayağım bi' taşa takıldı. Hayır yani o taşın orada ne işi var? Zaten yaşamak istemeyen bi' kızın önüne niye çıkıyor bu taş? Neden?! Tam yere düşecekken birisi tuttu beni. Kolumu tuttu benim. "Bırak kolumu!" Diyerek ittirdim karşımda duran bizim yaşlarımızda ki adamı. Bi' an şaşırdı, afalladı. Galiba tepkime karşı böyle oldu. Haklılık payı da var biraz sanki. Sonuçta iyi bi' şey yapmak istemişti. Ama maalesef sinir bozukluğunun vermiş olduğu sıkıntılardı bunlar. Sürekli yaşıyordum aynı şeyleri. Bana iyilik için gelenleri, pişman ediyordum. Ben, o taşa takılıp düşmek istedim. Canım yansın istedim çünkü. Ne kadar çok canım yanar, o kadar çok iyi anlayabilirim Çınar'ımı, değil mi? Çocuk hala anlamaz ifadeyle yüzüme bakmaya devam edince; "Tamam, kusura bakma. Bi' an sert tepki verdim." Deyip uzaklaştım oradan. Arkamdan baka kaldığına eminim, güzel kokulu adamın.
🌑🌒🌓🌔Pijamalarımı giyip yatağıma geçtim. Her gün olduğu gibi özel, siyah sayfaları olan defterimi çıkarıp yazmaya başladım. Herkes " merhaba günlük, naber günlük" diye başlar ama ben hep veda ettim. Herkese, her şeye veda.
'Elveda günlük;
380. Günü geri bırakıyoruz geride.. Bugün yine hayattayım ama ölüydüm. Sen gittikten sonra zaten her gün öyle değil miydi bana? Neden yaptın bunu bana sevdiğim adam? Neden yarım bıraktın bu kadını? Bu kadın sen olmadan, yaşayamıyor. Devam edemiyor hayatına. Olmuyor be, olmuyor. Tebessüm eden adamı olmayınca, bu kadın nefes alamıyor. Yarın yanına geliyorum, sevdiğim adam. Kucaklaşacağız yine. Merak etme. Yalnız bırakmam seni o karanlık yerde. Ah gelebilsem keşke yanına. Kıvrılıp uyusam nefesin nefesime karışırken. Neden adam? Neden gittin? Rahat değil orası, biliyorum. Yine tebessüm edebiliyor musun mesela? Ben yokum ki orada. Kime tebessüm edeceksin? Sen de yapamıyorsundur ben olmadan. Üşüyorsundur. Zaten hep soğuk olurdu ellerin. Şimdi hiç ısınmıyordur değil mi? Neden beceremedim ki ben yanına gelmeyi? Neden her defasında kurtuldum ki? Uzun zamandır rüyalarıma da gelmiyorsun. Küstün mü bana? Seni üzecek bi' şey mi yaptım? Aslında senden başkasına 'içten' bi' şekilde gülümsemedim. Neden küstün ki? N'olur affet, adam. Affet. Ne yaptıysam affet artık. Geri gel rüyalarıma. Yoksa dayanamayacak bu beden. Artık taşıyamayacak bu yükü bu ruh. N'olur, geri gel. Özledim be sevdiğim adam. Çok özledim. 'Selam😂 Nasılsınız? 😄😂 Bölüm kısa mı yoksa idare eder mi bilemedim 😂 Valla, gelen yorumları okuyunca, Nutella çeşmesi görmüş gibi sırıttığım doğrudur kdhdhd😄😂😂 hepinize çok teşekkür ederim ya 😇😘😍😂
- iyi yada kötü yorum yapın ki, düzelteyim 🙇😂 ve vote, lütfeğğn ✋😄😂😘
