Tuvalete gittim duvara yaslandım az sonra ögretmenler zili çaldı. Matematik ögretmanimiz her zaman dakiktir. Tam ögretmanlar zili çaldıktan 5 dakika 30 saniye sonra sınıfa girerdi. Kol saatime baktım tam beş dakika 20 saniye olmuştu. 20 saniye sonra girecektim. Acele bir şekilde hesaplama yapmam gerekiyordu. Eger koşarak çıkarsan tuvaletten çıkmam 2 saniye merdivenlerden inişim 6 saniye sınıf kapısına ulaşmam 3 saniye sürerdi toplam 11 saniye önce lavabodan çıkmam gerekiyordu. Saate tekrar baktım. Planımı başlatmak için tam iki saniyem vardı. İki bir ve hemen koşmaya başladım.
Hesaplarıma tam uygun biçimde sınıf kapısına ulaştım. Tam kapıyı çalacaktım ki. Biri omzuma dokundu. Arkamı döndüm bu merve'ydi. "Hoca içeri girdimi?" Kafamı salladım. "Dur birlikte girelim" dedi. Olur anlamında kafamı salladım. Kapıyı çaldım. İçeri önce o girdi. Sonra hemen ardından ben girdim. "Hocam geç kaldıgımız için özür dileriz." Dedim. Sakin bir şekilde "peki yerinize geçe bilirsiniz"dedi.O çocuk bizi inceliyordu. Yanına hangimizin oturacağını merak eder gibi bir hali vardı. O tarafa dogru geldiğimi gördügümde onun yanında oturanın ben oldumu anlamıştı. Yaklaştıkça yüzündeki ifade dahada belirginleşiyordu. Daha çok 'Benim yanımda otura otura böyle bir salak mı? Oturuyor' gibi bir düşünce vardı. Bu hoşuma gitmişti. Yerime geçtim onun yüzümden rahatımı bozacak degildim. Yerime geçip rahatıma bakmaya başladım. Hoca önce yeni çocugu kaldırdı. "Kendini tanıt" dedi.
Kendini begenmiş bir şekilde ayaga kalktı. "Benim adın Nizam Sadık......" Nizam Sadık' mı Bu annemin hocasının torunu degilmiydi? Ama böyle bir salak nasıl öyle birinin torunu olabilirdi? Dur bakalım belki soyadı aynı olan birisidir.