Selâmün aleyküm...
Arkadaşlar yine yazamadım sınavlarım ve maçlarım vardı. Yine çok geciktirdim. Söz verdiğim gibi uzun yazamadım ama idare edin... oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Hikaye hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum. Iyi okumalar...Hıı bu arada multimedya bi göz atın beğenirsiniz onu kapak yapmayı düşünüyorum.
İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır.
~BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM~
Her zaman hayattaki sınavımın ailem olduğunu ve olacağını sanıyordum ta ki şu evlenme mevzusu olana kadar. Acaba benim sınavım yeni mi başlıyordu? Kim bilir belkide ailem bu sınavın fragmanıydı. Belkide benim için asıl sınav Asım'dı.
Gözlerimi yavaşça açtım. Merhaba yeni gün ve getireceği sorunlar. Bakalım bugün neler olacaktı. İçimden 'Allah'ım hayırlısını nasip eyle' deyip yataktan kalktım. Banyoya girip rutin işlerimi halledip abdest aldıktan sonra namaz kılıp seri bir biçimde üstümü de giyindim ve gelelim şala hangi renk takacaktım şimdi? Hep böyle arada kalırdım. Gözüme bebek mavisi bir şal ve zümrüt yeşili bir şal takıldı. Gözlerim mavi olduğu için bebek mavisinin daha uyacağını düşündüm. Öylede oldu şalımı düzeltip aynada kendime baktım. Gayet güzel olmuştu şal gözlerimi daha da ön plana çıkarmıştı. Gözlerim çok tuhaftı bazen açık yeşil oluyor ve aralarda sarılıklar çıkıyor bazen mavimsi bir yeşil oluyor bu giyindiğim renklere göre değişiyor.
Merdivenlerden inerken saate baktım. Normalde hazırlandığım dan daha hızlı hazırlanmıştım. Madem erken uyandım evde bir şeyler atıştırıp çıkayım. Mutfağa geçip kendime kahvaltılık bir şeyler hazırladım.
Yemeğimi yerken ağabeyim aşağı indi. Elinde telefon kıkır kıkır gülüyordu. Bana yaklaşıp iğneleyici bir tavırla ''canım kardeşim müstakbel kocan elden gidiyor ve sen hala yemek yiyorsun bravo sana''. Neden bahsettiğini anlamayan bir bakış attıktan sonra ağabeyim telefonunu çıkarıp bir şeyler karıştırdı ve bana dönüp '' bak'' dedi. Kafamı telefona doğru çevirdim.
Midemin kasıldığını hissettim. Bu fotoğrafta neydi böyle? Asım ve Melis sarmaş dolaş fotoğraf çekilmişlerdi. Bugün gördüklerimden kat kat daha yakındılar ve Asım bunu instagram da kendi hesabından paylaşmıştı. Ağabeyim diğer fotoğrafa geçince midemin iyice bulandığını hissettim bu aynı geceden bir fotoğraftı ve bir yanında Melis ve diğer yanında bizim yan sınıftaki gizem vardı. Asım'ın bir eli Gizem'in belinde diğer eli de Melis'in boynundaydı.
Gözlerim dolmuştu. İçimde büyük bir acı duygusu oluştu Asım'a değil kendime acıyordum. Bütün bu olanları göre göre onunla hala evlenecek olmama acıyordum. Ağabeyim bana bakarak ''Bunlar senin suçun kızım erkek adam bu boş bırakılmaz. Bir kere onun gönlünü hoş tutaca...'' lafını kesip '' Yeter'' dedim. '' Yeter. Evet belki erkek adam senin o söylediğine denir ama adam ona denmez. Adam dediğin senin ve ya onun gibi yapmaz nerede yazıyor o söylediklerin Kur'an da mı veya başka dini kitaplarda mı? Sanmam. Adam dediğin başı önde yürür ve başını kaldırdığında gördüğü ilk kadınla, helaliyle evlenip ömrünün sonuna kadar ona bağlı yaşar.'' Ağabeyim şanşkınlıkla bana bakıyordu. İlk defa bu kadar uzun konuşmuş ve konuşurken gözlerimden yaşlar akmıştı. Ağabeyime dönüp ''Sen hala doğru yolda mı olduğunu sanıyorsun? Belkide bende dört dörtlük bir Müslüman değilim ama en azından o yolda olduğumu düşünüyorum. Unutma işlerin sonu ancak Allah'a varır.[Lokman/22]'' Bu söylediklerimi içtenlikle söylemiştim geri kalan o ve vicdanı arasında ki meseledir. Ağabeyim tek kelime etmemişti.Ben de söylemesine beklemeden ayağa kalktım.
Okula yürürken fotoğrafları düşündüm. Gözlerim doldu. Bu sefer kendimi sıkmadım ve gözümdeki yaşların teker teker düşmesine izin verdim. Belki düzelir diye umutlarım az da olsa vardı . Belki evlenince severim diye düşünmüştüm ama yanılmışım. Ben hiçbir zaman onu sevmeyeceğim. Bütün hayatım pişmanlıkla ve onun yaptığı pis şeyleri düşünmekle geçecek.
Okula yaklaştıkça midemin kasıldığını hissediyordum. Asım'la evlenirsem. Bu konuyu düşünmek bile istemiyorum. Okula adımımı attığımda kendimi daha da kötü hissettim. İnsanlar benim onları görmediğim gibi onlar da beni görmez sanarak kafamı eğebildiğim kadar önüme eğdim ve yürümeye devam ettim. Bu gün Asım'ı hiç ama hiç görmek istemiyorum. Görmeyi bırak sesini bile duymak istemiyorum.
Sınıfa gidip artık oturmaya alıştığım en arka sıra cam kenarına oturdum. Kafamı ellerimin arasına koyup öylece durdum. İstemsizce ağlamak istiyorum. Gözlerimden bir kaç damla yaş akınca hemen sildim. Bu aralar çok ağlamaya başlamıştım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkamak için kalktım. usulca sınıftan çıkacakken kafamı kaldırmamla Asımla göz göze geldik hemen gözlerimi geri çektim ve yanında duran Melis'i görünce histerik bir gülümseme oldu yüzümde. Koşar adımlarla lavaboya girdim. Kafamı kaldırıp aynaya bakınca gözlerim kan çanağına dönmüş şekilde kırmızı göz altlarım ise hafif mordu. Bu halimi gördükçe içimdeki acıma kat ve kat artıyordu. Yüzümü yıkadım azda olsa kendime gelmiş sayılırdım.
Hoca gelmeden sınıfa geçip sırama oturdum. Hayret yan taraftan gülüşme sesleri gelmiyordu. Hoca geldiğinde ayağı kalktık. Otururken en önde Melis'in oturduğunu fark ettim. Kafamı hafif çevirip yana baktığımda Asım'ın tek oturduğunu gördüm. Oda başını çevirip bana bakınca göz göze geldik. Gözlerimi hemen çekip yerime oturdum ve derse odaklanmaya çalıştım.
Başıma öyle bir ağrı girmişti ki dayanılacak durumda değildi. Çantama bakıp ağrı kesici var mı diye kontrol ettim. Şansıma koca kutuda bir tane bile yoktu boş ilaç kutusunu yanımda taşıyorum bravo bana(!).
Bütün eşyalarımı çantama tıkıp ayağa kalktım. Tam o sırada Asım kapıdan içeri girdi ben başımı önüme eğip yürüdüm. Şuan hiçbir şey umurumda değildi sadece bir an önce okuldan çıkmak istiyorum.
Kendimi dışarı atıp sahile doğru yürümeye başladım temiz hava şimdiden çok iyi gelmişti. Sahil okula on dakikalık uzaklıktaydı.
Sahile gelince bir bank bulup oturdum. Temiz havayı ciğerimin en derinlerine çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk 5 Vakittir
Spiritual.................. İnsan yaptığı fedakarlıkların karşılığını alır mı? Alırsa nasıl alır? Kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakıp gözyaşlarımı sildim. Kafamı yukarı kaldırıp ağlamamak için gözlerimi kırpıştırdım. Ağlamamalıyım diye kendimi avuturke...