|3|

64 17 4
                                    

Etraftan çeşitli sesler gelirken göğsüm hızla inip kalkıyordu. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken başımı kaldırdım. Bana bakan bir çift ela göz ve bir çift kahverengi gözle karşılaştım.
" Uyandığına göre ben çıkıyorum sen getirsin Anna." Demon sert adımlarla odayı terk etti. Yanımda sadece Demon'un Anna diyerek hitap ettiği kız kaldı. Sertçe yatırıldığım yerden kalktım.
"Neresi burası ?" Diye bağırdım.
" Sakin ol Aden, kalk ve beni takip et."
Burada bulunan tüm insanlar böyle miydi gerçekten ?
***
Anna kapıya doğru ilerlerken ben hala ayakta dikiliyordum.
"Gel artık ! Daha fazla bekleyemem." Diye çığırdı.
Göz devirerek ufak sayılacak adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladım. Yanına ulaştığımda kapıyı açtı ve dışarı çıktık. Dışarıda bizi bekleyen birçok insan vardı. Ortada anlam veremediğim siyah bir pasta, pastanın tepesinde "NETRİANA'YA HOŞGELDİN" yazılı pankart ve insanların yüzündeki o yalancı gülümseme...
***
Burası normal değildi. Bir şeyler ters gidiyordu. Nerede olduğumu bilmiyordum. Evime dönmek istiyordum. Herkes değişik giyimliydi. Etraf karanlıktı. İnsanı boğan bir karanlık...
Dev pastanın önünde duran Demon'un yanına gidip bu işe bir son vermesi gerektiğini söyleyecektim. Ama bir sorun vardı. Bunu nasıl yapacaktım ? Karşımda durunca konuşamıyordum. Ama bu burada kalacağım anlamına gelmiyordu. Büyük sandığım adımlara Demon'a doğru ilerledim. Omzuna sertçe dokundum. Tabii hissettiyse. Demon arkasını döndü. Başım onun göğsüne denk geliyordu. Tanrım bu çocuk neyle besleniyordu ?
"Beni hemen eve götür." Demon alaycı bir şekilde güldü. "İşte o dediğin imkansız."
"Burada olmamın amacı ne ?"
" Birazdan anlarsın dedi bilmiş bir edayla. "Şimdi gidiyoruz."
"Nereye ?" Dedim. Öfkeli olduğumda bir şey elde edemediğimi anlayıp ses tonumu alçaltmıştım. Demon cevap vermedi. Etrafta küçük aydınlatmalar dışında ışık yoktu. Hiçbir şekilde ses yoktu.
Mezar Sessizliği...
***
Adımlarımın sert zemine çarptığında oluşan sesten başka bir ses yoktu. Az önce bulunduğumuz meydandan oldukça uzaklaşmıştık. Orman olduğunu düşündüğüm dev ve sık ağaçların arasında Demon ile yürüyordum. Daha fazla susamadım ve konuşmaya başladım. " Hem beni buraya zorla getiriyorsun hem de neden geldiğimi dahi söylemiyorsun. Bunun cezasını çekeceksin." Durdu derin bir nefes aldı. " Ben kendi cezamı kendim keserim."
"Hadi ya hangi Dünya'da yaşıyorsun sen ? "
Alaycı bir şekilde güldü ve "Netriana" dedi.
***
İçimden geldiğim bu cehenneme sövüyordum ama bir yanım ise asıl yaşadığım dünyanın buradan farklı olmadığını fısıldıyordu. Sanırım sonunda Demon'un bahsettiği yere geldik. Burası bir Şato. Diğerleri gibi olmayan bir Şato. Pembe veya beyaz olanlardan değil. Tamamen simsiyah bir Şato. Gerçek anlamda içeride yaşayan Şeytanı merak ediyordum.
"Geldik içeri girelim." Dedi Demon.
Daha sonra kapıdaki adamlara -muhafızlara- dönerek " Geldiğimi haber verin, yanımda Aden'in olduğunu da söyleyin." Muhafızlardan biri başını olumlu anlamında salladı ve beklememizi söyledi. Korkudan soğuk terler dökmeye başlamıştım.
Tanrım neler oluyor ?
Sen bana yardım et. Muhafız kısa zamanda geri döndü ve içeriye girmemizi söyledi. Demon tekrardan büyük adımlarla sert zeminde yürümeye başladı. Ona yetişemiyordum. Aslında yetişmek istediğim de pek söylenemezdi. Yetişemeyeceğimi anladığımda iyice yavaşladım. Yürüdüğümüz yeri inceleyerek yürüyordum. Sadece siyahtan oluşmuştu.
Tanrım burda her şey siyahtı !
" Ya koşarsın yada ben sürüklerim." Sürüklenmek istemediğim için adımlarımı hızlandırdım. En sonunda bir kapının önünde durduk. Kapının önünde bekleyen muhafızlar yavaşça kapıyı açtılar. Demon önde ben arkada içeriye girdik. Odada bulunanların başı öne eğikti. Demon'da içeri girdiğinde hafif eğilerek selam verdi. Sanırım benimde öyle bir şey yapmam gerekiyordu. Ama yapmayacaktım. Ben bu zamana kadar kimseye boyun eğmedim. Öyle ki karşımda oturan kim olduğunu dahi bilmediğim bir adamın karşısında asla eğilmezdim. Birden kolumda bir baskı hissettim. Demon kulağıma " Eğil" diye fısıldadı. Hızlıca kolumu çektim. " Eğilmiyorum" diye bağırmıştım.
" Kimsiniz bilmiyorum, burası neresi bilmiyorum, neden burdayım bilmiyorum, şu adam kim hiç bilmiyorum, ve sen onun karşısında eğilmemi istiyorsun. Kusura bakma ben senin kadar salak değilim." Birden kolumu kan gitmeyecek şekilde sıkmaya başladı. Sanırım kolum moraracaktı.
"Kapa çeneni !" Diye tısladı.
"Tamam, Demon" karşıda oturan adamdan gelen sesten sonra Demon kolumu bıraktı ve sağ tarafıma geçti. Bende yavaşça karşımdaki adama yaklaşmaya başladım. İyice yaklaştıktan sonra sessizce fısıldadım.
"Kimsin sen ?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NETRİANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin