GİRİŞ

71 6 0
                                    

Eski, kahverengi kapının gıcırtısı tüm evde yankılandı. Bütün geceyi arkadaşının evinde proje hazırlayarak geçirmişti. Çok yorgundu, uykusuzdu ve etrafı bulanık görüyordu. Bunun üstüne bir de havanın boğuculuğu eklenmişti. Ceketini çıkardı ve çantasıyla beraber portmantoya bıraktı. "Ben geldim " diye seslendi. Sanki ev boşmuş gibi sesi bütün evde yankılandı. İçeriden ses gelmedi. Annesi, her geldiğinde mutfakta ya da salonda olurdu. Gece konuştuklarında da evde olacağını söylemişti. Ağır adımlarla salona ilerledi. Annesinden herhangi bir iz yoktu. Halbuki her gün okuduğu kitaplar salonda sehpanın üzerinde dururdu.

Meraklanmaya başlamıştı. Neredeydi bu kadın? Ağır adımlarını bu sefer mutfağa yönlendirdi. Ne kaynayan bir çaydanlık ne de ocağın üstünde bir tencere yoktu. Annesi burada da değildi.

Adımlarını üst kata, anne ve babasının yatak odasına yöneltti. Merdivenleri çıktı ve koridor boyunca ilerledi. "Anne müsait misin?" diye kısık bir sesle sordu. İçinde garip bir his vardı. Elleri terlemeye, vücudu titremeye başladı. Terleyen ellerini pantolonuna sildi ve kapının kolunu kavradı. Gıcırdayan kapının o uğursuz sesini tekrar duydu ve kapıyı araladı. Aynada gördüğü yansımayla ayakları tutmaz oldu. Acı bütün bedenine giderek yayıldı. Siyah bir mürekkep damlasının suya yayılması gibi acı benliğinin tamamını siyaha boyadı. Elini kapı pervazına attı ve kendini dengede tutmaya çalıştı. Vücudunu yasladığı kapı pervazı hareket halinde gibiydi. Yavaşça bacaklarındaki güçsüzlükle dizilerinin üstüne yığıldı. Tekrar ve tekrar baktığı ayna, ona korkunç bir gerçek bahşediyordu.

Annesinin kanlar içindeki vücudu aynadan kendisine bakıyordu. Bal rengi gözler hiçbir duygu kırıntısı olmadan bomboş bakıyordu. Annesinin gözlerini hiç böylesine duygusuz görmemişti. Aynadan gördüğü görüntüde yatak kızıla boyanmıştı. Atmak istediği çığlık içinde yankılanıyor, boğazı düğümleniyordu. Şoka girmişti. Söyleyecek bir kelime, yapacak tek bir şey düşünemiyordu. Orada öylece ne kadar süredir hareketsiz oturduğunu bilmiyordu. Halasının gelip onu kaldırmasını, ambulans ve polis arabalarının siren seslerini, annesinin ceset torbasına koyulup araca bindirilmesini bir film izler gibi uzaktan izliyordu. Gözleri bulanıyor, kulakları uğulduyordu. Artık kendini taşıyamaz hale gelmişti ve kendini dipsiz bir kuyu gibi görünen karanlığa teslim etti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 23, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAYIPLA GELEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin