Hayatın karşına neler çıkaracağını bilemezsin.
Aldım kederimi yanıma boğazın kenarında bir gece vakti banka oturmuş gözyaşlarımı içime akıtıyorum. Normal de bu herhangi bir arkadaşıma olsa 'Kalk lan deli,alemler seni bekliyor' der ve onu kendine getirmeye çalışırdım. İnsanlarla empati yapma konusunda hiç iyi değilim sadece kendi
başıma gelince anlıyorum. Tardu'yu gördüm karşıda elinde bir poşetle bana doğru yürüyordu. Yanıma oturup poşetin içindeki iki biradan birini bana uzattı. Aldım diktim kafaya. 'Mevzu yine Mersa mı?'. Cevap vermedim. Anlamış gözlerle baktı bana 'Açılay kardeşim, 3 sene sonra ne oldu da tıpkı o gün gibi harab oldun?'. Derdimi Tardu'ya anlatmasam kime anlatacaktım. Derin bir nefes çekip 'Bugün öğlen saatlerinde evime bir hırsız girmiş,Mersa'yı karşıma oturtup kendi ellerimle çizdiğim bir tabloyu pahalı sanıp çalmış,beraber fotoğraflar çekildiğimiz,hatıralarımızın olduğu o eski makinayı da çalmış! Şimdi söyle kardeşim onları çalan adamları bulup onlara mı sokayım yoksa onu kafamdan atamadığım için zihnime mi?'. Duraksadı 'Polise falan haber verdin mi?'. 'Ne diyeceğim Tardu çizdiğim piyasada değeri olmayan ama bende değeri çok olan ve eskiden kalma bir makinamı çalmışlar mı diyeyim?'. Hak veren gözlerini çevirdi bana,bende bir sigara uzattım ona boğaza karşı içtik beraber. Puslu bir hava da 3 sene önce o güzelim kaybettiğim sevgilimi anıyorum. Kolumda ki dövmeye bakıyorum,dövme aletini ilk eline aldığında bileğimin alt kısmına çizdiği papatyanın üstünde bir sigara söndürdüm. Cos diye bir ses çıktı. Meğer yağmur başlayıp papatyanın üstüne bir damla düşürmüş. Bu da canımın yanmasını azalttı. Yoksa sen misin sevgili canımı yaktığım için bana kıyamayan.