Ertesi sabah uyandığımda evimdeydim
Duvarımda ki tablonun yeri boş,ev sessiz.
Bugün bir düşünce vardı kafamda. Evin herşeyini değiştirmek geçti içimden. Saçmalıyorum mersanın anıları ve benim anılarımla,bizim anılarımızla dolu bu evi değiştirmek düpedüz ihanetti yaşadıklarımıza. O düşünceyi kafamdan hemen sildim attım. Üstümü giyip starbucks'tan bir karamelli frappecihno alıp arabaya bindim. Okulun başlamasına çok az bir zaman kaldı. Artık Beşiktaş Güzel Sanatlar Fakültesi ismini duymak bile istemiyorum. Normalde okul 4 yıl fakat ben ilk sınıfı geçip 3 yıl sınıfta kaldım yani mersa'dan sonra hiç toparlayamadım. Sonuç olarak 23 yaşında hala ikinci sınıf öğrencisiyim. Ama iyiki güzel sanatları seçip resim sınıfına giderken müziğe girip mersa ile tanışmışım. Mersa'yı 3 yıl önce kaybettim. Normal günlerimizden birindeydik mersa sürekli birşeylerin yerlerini unutuyordu hatta bir gün çok sevdiği kolyesini çıkarıp kenara koyduğunu gördüm,sonra ise yana yana kolyeyi aradı.Tabi ki çok şaşırmıştım iyi misin diye sordum oda bana iyiyim bir an ne oldu? dedi. Kaldırıp hastaneye götürdüm. Muayneler,testler oldu. En son MR'a girdi ve doktoru bana gençlerde çok az görünen aynzaymır olduğunu söyledi. Yıkıldım resmen ona açıklamam gerektiğini biliyordum. Gidip söylediğimde omzumda hıçkırıklara boğuldu. Beraber bi sahil kenarına gidip ağladık. Bana 'seni unutarak mı öleceğim?' dedi. Alnından öptüm,saçlarını okşadım ama cevap veremedim çünkü bu hastalığın ne kadar kötü birşey olduğunun farkındaydım. Mersanın beyaz tenli vücudu ve yemyeşil gözleri gün geçtikçe sönüyordu. Hergün bana kim olduğumu soruyordu bu o kadar acı vericiydi ki. Bende ona hep fotoğraflarımızı gösterdim ve hikayemizi anlattım her gün bıkmadan usanmadan. Her anlattığımda benden özür diliyordu unuttuğu için. Ailesini küçük yaşta kaybetmişti yuvada büyümüştü. Ev arkadaşı hastalığı duyduktan sonra mersa ve kendisi için endişelendiğinden evden ayrıldı yani sadece ben vardım. Yemeğini belki çirkin gelicek ama tuvaletini bile ben soruyordum çünkü onu onları da unutmuş bir halde görürsem delirecektim. Bazı günler uyandığımda yanımda olmuyordu. Gidip onu arıyordum çoğunda kedi barınaklarında kedi severken buluyordum bazende hala unutmadığına şaşırdığım annesinin mezarında. Bana bir gün onu orda bulduğumda 'annemde Aynzaymırdan ölmüş,çok acı çekmiş bende..' susturdum çünkü onu böyle görmeye dayanıcak gücüm kalmamıştı. Artık çok zayıflamış bitkin düşmüştü evde serumla yatıyordu. O gece uzun uzun konuştuk hatıralarımıza bakmak istedi ve bana 'son kez hikayemizi anlatır mısın?'dedi. Son kez demesi canımı acıtsa da o kelimeye takılmadan anlattım. 'Seni tanıdığım için çok şanslıyım duman'diyip dudaklarımızı birleştirdi. Gözlerim griye dönük olduğu için bana duman derdi. Sabah uyandığımda onu kaybetmiştim artık yavaşça serumunu çıkardım sanki o gece bana bunların olacağını dudaklarında hissettirmişti hiç ağlamadım. Sonra teker teker herkesi aradım hiç bekletmeden o gün cenazesini yaptık. Mezarını da boğaza en güzel bakan yere yaptırdım,mezar taşına da bir papatya çizdim. Papatyaları sevin.
Beğenip yorum yapmayı unutmayın <3
