18.BÖLÜM (MERİÇSİZ GÜNLER )

64 8 14
                                    

ÖYKÜ'NÜN DİLİNDEN:
Güneş ışınları gözlerimi kamaştırıyordu.... Gün doğmuştu, kendimi ruh gibi hissediyordum. Hmmm, yanık kokuyordu aşırı ağır bir kokusu vardı. Hemen doğrulup yataktan kalktım. Odamdan çıktım ve merdivenlere doğru yöneldim, mutfağa doğru gittikçe yanık kokusu daha yoğun oluyordu. Mutfağa geldiğimde ne olduğunu şaşırdım, mutfak çok kirliydi. Yerde yanmış omletler, kırılmış bardaklar ve muz kabukları vardı. Ağzım bir karış açık kaldı. Sonra ise salon'a gittim. Salon iyi görünüyordu ama salon masasına bakınca neye uğradığımı şaşırdım. Masada sucuk vardı, ama hiç pişmemiş gibiydi. Omlet'te vardı ama şekli bozulmuştu, omlet yanık kokuyordu, bir de yumurta vardı ama iğrenç bir kokusu vardı yumurtanın... Daha neler neler. Ama en önemlisi ise masanın başında Sinem vardı. Sinem beni uzun süre süzdü sonra ise konuşmaya başladı.
-Uykucu balık çok şükür kalktın saat 12 :)
-Evet kalktımda çokta hoş bir manzarayla karşılaştığım söylenemez.
-Ne bekliyordun ki? Sana kahvaltı hazırladım daha ne istiyorsun?
-Buna kahvaltı denmez Sinem. Tamam çabalamışsında, bıraksaydın da Funda Abla hazırlasaydı kahvaltıyı.
-Ama o bugün izinli ☺️☺️☺️
-Yooo, bugün pazar ama o perşembe günleri izinli.
-Artık pazar günleride izinli.
-Sen mi karar verdin buna?
-Evetttt.
-İyi kafana göre yaşa. Ama bilki ben bu kahvaltıyı yemem. Kendim hazırlayacağım.
-Peki, ama bu konuda çok acemisin.
-Senin kadar değilim.
Mutfağa doğru yol almıştım, kendi yaptığım kahvaltıyı yiyecektim. Mutfağa varmıştım, mutfağı şöyle bir süzdüm. Sonra ise etrafı hızlıca temizledim. ilk önce Sucuklu yumurta yapmak istedim ve yumurtaları kırdım, sonra ise sucukları kesip tavaya attım. Ve ocağı açtım. Sonra ise kahvaltılık şeyleri yani peynir, zeytin, reçel, bal gibi şeyleri mutfak masasına dizdim. Sonra da omlet ve patates kızartması yaptım. Hiç Özen göstermemiştim. Ama iyi görünüyordu, Sinem'i çağırdım ve masaya oturdum. Sinem bayılacak gibi oldu ama son anda kendini tuttu, sonra ise konuşmaya başladı.
-OHA! Bunları sen mi yaptın?
-Evet, susta ye. Senin yapman gerekeni ben yaptım.
-Öykü, bir şeyde de beceriksiz ol! Her şeyi iyi yapmak zorundamısın.
-Allah vergisi yapcak bir şey yok.
-He he tabi. 😌
-Sen bir şeyler yiyene kadar ben hepsini bitireceğim.
-Tamam ya.
Yemeği yedik. Ve telefonum çaldı. Eren arıyordu ben de açtım.
-Naber bebeğim.
-Eren, şu saçma konuşmaları kesermisin.
-Tamam, güzelim. 😍
-Eren! Sıkmaya başladın. Böyle salakça konuşmayı kes. Önceleri bir şeyler demiyordum ama artık fazla olmaya başladın.
-Tamam, canım. Sadece sinemayı hatırlatmak istemiştim. Geliyorsun değil mi?
-Evet geliyorum Eren. Hatırlatmana gerek yok.
-Tamam, ama bana karşı bu kadar sert olma.
-Ama sen de beni boş yere meşgul edip duruyorsun.
-Tamam, görüşürüz.
-Görüşürüz.
Telefonumu kapattıktan sonra, bir daha telefonum çaldı ve baktığımda özel numaraydı....Acaba kim arıyordu?
Elimi onaylama tuşuna doğru kaydırdım ve Konuşmak için telefonu kulağıma yasladım.
-Alo?
Bir süre sonra cevap gelmeyince tekrarladım
-Alo?
Beni işletmek isteyen biri olduğunu düşünüyordum ve tam telefonu kapatacakken ses geldi
-Seni çok özledim








HUHUUUUU BİR BÖLÜM DAHA ATLATTIK.........AMA BİRAZ KISA OLDU ÜZGÜNÜM...........OY+YORUM=❤️

COOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin