5.

10 0 0
                                    

"SEVGİLİM OLUR MUSUN?"
İşte beklemediğim tek soru buydu.Ama adam resmen bana bunu söylemişti.Yaşadığım heyecan ve şaşkınlık, beni iyice kötü bir hale sürüklüyordu.Resmen bu soruyla olduğum yere çivilenmiştim.Ağzımı zorda olsa açtım ve konuşmaya çalıştım.
-Na na nasıl y yani?B ben anlamadım...
Ellerim zaten onun ellerinin arasındaydı.Beni siyah koltuğa oturttu.Oda yanıma oturdu.Fakat benim kalp atışlarım yavaşlıyordu.Belikde ölüyordum bilmiyirum.
-Bak Eylül saadece bir süre sevgilimmişsin gibi yapıcaksın.Bu kadar.
-Peki, peki sonra?
-Sonra, olmadı anlaşamadık diyip bitiricez.Bak çok ani oldu biliyorum ...Tabiki zorlayamam ,ama lütfen yardım et lütfen.
Hayatımda ilk defa bir erkek benden böyle bir ricada bulunuyordu.Ama bu öyle basit bir şey değildiki.Sonra ayrıldık diyince tüm gözler bize çevrilicekti.Güney Bey'in masum bakışları, her şeyi anlatıyordu.Off.Bilmiyordum.Ellerimi onun ellerinin arasından aldım.
-Güney Bey bakın isterseniz ben bu fikri bugün düşuneyim.Ne dersiniz?Akşam size cevabımı söylerim.
-Tabii.
Daha sonra annesiyle beni kapıya kadar yolcu ettiler.Bende ev yerine Ecelere gitmeyi tercih ettim.Çünkü bana en iyi akıl verecek tek kişi Eceydi.Ne yaşadığımı anlayamamanın verdiği ve Güney Bey'in sorduğu sorunun ne anlama geldiğini anlayamamanın verdiği tedirginlikle adımlarımı atarken Eceler'in evinin önüne geldiğimi farketmiştim.Kapının zilini çalmamla,kapının açılması bir oldu.Ece bana hortlak görmüş gibi bakıyordu.
-Eylül!Bu bu ne hal!?
-Konuşalım mı?
Sesim bayağı bi solgun çıkmıştı."Hadi hadi içeri gir canım benim.Neyin var senin yaa?"derken onun odasına gitmiştik."Yaa öyle korkucak bişe yok sakin ol Ece saadece hala şoktayım O kadar"dedim sesimi oldukça rahat ve sakin cıkarmaya çalışırken.Ama marakı yüzünden belliydi."E hadi anlat o zaman Eylül."Başımdan geçenleri anlattığımda oda şoka girdiğini, saklayamamıştı."Eee sen ne dedin"."Ne diycem?Bu akşam size cevabımı veririm dedim.Sence ne yapıyım Ece?Bana akıl ver lütfen".
-Kızım adam zaten sana geçici bir süreliğine demiş.E haklıda.Olmadı yapamadık der ayrılırsınız.Bu kadar yani.Bence sen adamın bu isteğini geri çevirme.Kabul et.Tabii karar senin.
-Aslında bende evet demeyi düşündüm ama sana sormadan birşey söylemiyim dedim.
-E tamam o zaman.Hadi adamı ara ve kabul ettiğini söyle.
Derin bir nefes aldıktan sonra telfonumdaki ara düğmesine bastım."Alo.Eylül..." "Güney Bey konuşabilir miyiz?Buluşup..." "Tabiiki.2 dakkaya seni almaya geliyorum.Telefonu kapattıktan sonra Eceye teşekkür edip Güney Bey'i evde beklemeye başladım.Annem neler olduğunu soruyordu.Tam anlatacakken korna sesini duydum.Güney Bey'in arabasına bindim ve çok uzaklaşmadan bir yere çekti.Arabanın içinde konuşmaya başladık."Bakın Güney Bey,sizin bu teklifinizi daha doğrusu isteğinizi kabul ediyorum.Fakat en kısa sürede bu oyunu, bu aşk oyununu bitiricez.Çünkü ben ne sizin ailenizi, nede kendi ailemi kandırmak istemiyorum.Onları daha çok umutlandırmak...Bunları gerçekten istemiyorum." "Emin ol sen ne düşünüyosan bende aynısını düşünüyorum.Ve sana çok teşekkür ediyorum."2-3 saniye durduktan sonra"AŞKIM"demesi beni bayağı bi havalandırmıştı.Ne kadar içime sinmesede ve ne kadar sahte olsada, tamamen rol olsada, bu karizmanın sevgilisi olmak muhteşem birşey olacaktı.Bir yandan tedirginleşiyorken, bir yandanda heyecanlanıyordum.Onun kahvemsi gözleriyle, benim gözlerim birleştiği an düşündüklerimi bir kenara atıp, yüzüne gülümsedim.Oda o muhteşem gülümsemesini sundu.Tabii önünde eriyip bir suya dönüşebileceğim, gülünce kısılan gözleride heyecanımı arttıyordu.Beni eve bırakınca bu küçük yalanı,yine iç sesimin azizliğine uğradım.Tamam bu bayağı büyük yalanı anneme anlatmaya başlamam gerektiğini anlamam geç olmadı.
-Eylül?Neler oluyor acaba burada?
Annemin sesi bayağı bi merak kokuyordu.
-Anne sakin olucaksın.Söz ver ve asla ama asla anlatırken lafımı bölmiyceksin.Söz mü?
Annem tamam der gibi başını aşşagı yukarı salladı.
-An anne.Biz Güney Be, yani Güneyle...
Kelimelerin devamı gelmiyordu.Sanki kelime hazinem en tehlikeli korsanlar tarafından kaçırılmıştı.Saçmalama Eylül bir yalana girdin ve onu devam ettireceksin artık.Derin nefesimden sonra devamını getirdim.Annem ise merakını belli edecek şekilde bakmaya devam ediyordu.
-Biz sev...
Seslice yutkunduktan sonra, bağırarak söyledim.
-Anne biz... Sevgiliyiz.
Annem yüzünde mimik kıpırdamdan yüzume bakıyordu.Cidden tedirginleşmeye başladım."An anne iyi misin?"dedikten sonra tek bir mimiği bile oynamayan yüzündeki kaşın yukarı çıkıp inmesiyle, annemden sinyal almaya başladık.
-E Eylül sen ne diyosun?Güney Ssoykan ile sev...Sevgiliyim mi dedin bana mı öyle geldi?
Anneme üzülmüştüm.Yazık kadın ne kadarda mutlu oldu...Aslında bu yalanı anneme söylemeyi düşündüm ama yapamadım.Azcık daha mutlu olsun benim gül kokulu annem.
-Hayır anne.Doğru duydun.Güney benim sevgilim.
-Ayy!Ay bana fenalık geliyo.Ben ben gidiyim yatıyım.Yatıyım.
Annemi üzülerek yatağına gönderdikten sonra,bende yatağıma gittim.Yarından itibaren o büyük yalan başlıycaktı.Ne yalan söyliyim, birazda mutlu olmuştum.O holdinge zengin koca bulcam diye giren o kızların hepsi ortadan 2'ye ayrılacaktı.Bu düşüncelerle birlikte uyku çoktan beni teslim almıştı.
Sabah yatağımdan hiç zorlukla kalkmadım.Çünki alarmı duymamla aklıma gelen tek ve ilk şey bu aşk oyunuydu.Kalkıp elimi yüzümü yıkadım.Pembe dar ve mini etegimi, üstünede mor gömleğimi giyinip, çıktım odamdan.Odadan çıkmamla Ege'nin bana "Eylül odana git ve üstünü giyin"demesi bir oldu.Şuna bak yaa.Sevgilisine söz geçiremiyo,geliyo bana sarıyo."Sanane be etkisiz eleman.Sanamı sorucam?". "Eylül.Bak abla katili yapma beni.Geç üstünü giyin"."Ya zaten üstümü giyindim Ege".Odun işte başka nasıl bir cevap verebilir ki?" . "Hani ben göremiyorum.Aaa pardon şurda bir tane bez parçası gördüm.Eylül geç içeri"."Sanane yaa "dedikten sonra salam parçası alıp dışarı çıktım.Oda ne!Güney Bey resmen arabasının kaportasına oturmuş beni bekliyo.Şaşkınlıktan açık kalan ağzımı oynatmaya karar verdim.
-Gü Güney Be...Yani Güney.Siz, senin ne işin var burda?
-Sevgilimi almaya gelmiyim mi?
-Tabiiki .
Tam arabaya binecekken,"Ama ilk önce üstünü giyin"demesiyle resmen çılgına döndüm.Ege bir bu iki.Salağa yatarak,"nasıl yani Güney?Anlamadım"dedim.Boyu benden uzun olduğu için eğilmek zorunda kaldı ve fısıkdayarak konuşmaya başladı.Ben resmen kalpten gidicektim.Hayatımda ilk defa bu denli yakışıklı bir adamla bu kadar yakındım."Annenlere seni kıskanıyomuşum gibi göstermeye çalışıyorum" dedi ve sert bir ifade alıp devam etti.Fakat bu sefer bağırıyordu."Benim sevgilime kimse bakmaz,bakamaz.Ve sende git üstüne doğru düzgün bir şeyler giyin" demesiyle oyunu bozmak istemediğimden"peki, peki aşkım"diyerek eve gittim ve siyah pantolunumu giyindim.Mor gömleğim ise üstümdeydi.O sırada Ege'nin ve annemin bana bakıp gülmesine sinirlenmekten kendimi alamamıştım."Hazırım ben "dedim ve arayaba binip holdinge gittik.Giderken nasılsın ve ne yapıyorsudan başka çok bir şey konuşmadık.Holdingin kapısına arabayı park ettikten sonra arabadan indik.Giriş kapısının önünde durup"hazır mısın Eylül"demesine,derin bir nefes alıp verdikten sonra büyükbir heyecanla "hazırım"diye cevap vermem üzerine,elini uzatıp benim elimi uttu.Ne yalan söyliyim,hayatımda ilk defa bukadar yakışıklı bir erkekle el ele tutuşmuştum.El ele holdingin kapısından girdik.Etraftakilerin gözü bize bakıyordu.Bu bakışlar benim afallamamı sağlarken,elimin Güney Bey'in elinin arasında olduğunu hissetmem beni kendime getirdi.Etraftaki meraklı gözlere aldırmadan asansöre doğru yürüdük.Asansörde bize bakarak fısır fısır konuşan kızları yolmak istesemde,Güney Bey'in eli beni rahatlatıyordu.Ben bu düşüncelere dalmışken,çoktan asansörden inmiştik.Herkes duysun ve görsün diye "iyi çalışmalar aşkım"dedi ve anlımdan öptü.Yok bittim yani.Resmen titremeye başladım.Ağzımı açıpta tek kelime söyleyemeyeceğim için gülümseyerek başımı salladım.Ve o şekilde odama girmeye çalıştım.Kapıyı kapatıp, hemen arkasına geçtim ve sırtımı yasladım.Daha ilk günden böyleyse, yarın,öbürgün...Kesin kalp krizinden boylardım tahtalı köyü.Derin bir nefesin ardından sandalyeme geçtim.Bugün kesin Ferhat Beyle araba mevzusunu konuşmam gerekiyordu.Çantamı bırakıp, odamdan çıktım.1 üst kattaki Ferhat Bey'in odasına çıktım.Her zamanki gibi Nilay oradaydı.
-Nilay Ferhat Bey odasında mı?Ne olur evet de.
-Evet Eylül Hanım odasında.
Aldığım güzel yanıtla kapıyı iki kez tıklatarak içeri girdim.Bu adamla 2 kez konuşmamıza rağmen ona kanım çok ısınmıştı.Kapıyı sakince kapattım ona doğru ilerledim."Ferhat,Ferhat Bey müsaitseniz sizinle konuşabilir miyim?"dedim titrek bir sesle.Çünkü karşımdaki kişi SEÇKİN HOLDİNGİN sahibi.Sevecen bir tavırla"gel tabi, müsaitim kızım" dedi.Aslında kızım demekte haklıydı.Çünkü kızının yaşında olabilirdim.Belirli belirsiz adımlarla masasının önündeki sandalyeye oturdum.
-Ferhat Bey...İlk önce teşekkür ediyorum bana bir araba aldığınız için.Fakat neden aldığınızı bilmiyorum. Aslında sizinle bunu konuşmak istiyorum.
-Aslı...
İçinde kendince birşey mırıldandı.Fakat anlamadım.
-Efendim?Anlamadım.
-Şe,şey bak kızım.Ben seni çok sevdim.Sen benim kızıma çok benziyorsun.Benim kızımın yaşındasın.Onun adıda Eylül.Ve benim ,benim kızım öldü.Daha 4 yaşındayken...Neyse.Ayriyeten diğer iş başvurularına göre puanı en yüksek olanda sensin.Başarılısın.
Adamın söyledikleri beni çok duygulandırdı.Benim bi babam olmamıştı.Hayata bak yaaa.Benim babam ben 4 yaşındayken beni terk etti.Onun kızıda 4 yaşındayken onu terk etmiş.Belki Ferhat Bey benim babam olsaydı, çok farklı olurdu.Hem babam beni terk etmemiş,hemde kızı onu terk etmemiş olurdu.Düşüncelerimi kenera bırakıp Ferhat Bey'in kızaran gözkerine baktığımda ilk defa bi adamın bana bu kadar sevecen baktığını farkettim.Sorsam mı sormasam mı diye kendimle savaşırken, birden ağzımdan çıkan 2 kelimeyle kendime sövmeye başladım.
-Nasıl oldu?(kaza)
Aaah Eylül ahh.Sen ne salak bi kızsın.Adamın anılarını depreştirmeye ne gerek var?Sa-na-ne?Seni ilgilendirmez.Bekle adam sana cevabını versin de kapağı ye.
-Kaçırıldı.
Resmen gözleri iyice kızardı.Utanmasa çocuk gibi ağlayacak bir vaziyetteydi.Durumu iyice kötüleştirmemek için, ayağa kalkarak izin istedim."Şey Ferhat Bey, ne demeye geldim, konuyu nereye getirdim?Sizden özür dilerim.Bide bu araba mevzusunu anlayamasam da teşekkür ediyorum.Şimdi izniniz varsa çıkabilir miyim?dedim duygu dolu ses tonu ve bakışlarla.Küçük,minicik ama bi okadarda sevecen bir bakışla başını aşşağı yukarı salladı.Bende arkamı dönüp odadan çıktım.Kendi odama girmemle Aylin'in arkamdan girmesi bir oldu."Şe,şey Eylül Hanım size bugünün raporunu vereceğim."demesiyle,deminki duygusal andan sıyrılarak gülmeye başladım."Vereceğim mi?Ne gerek var böyle sözlere?Vericem desene sen şuna". Daha sonra saat 10.30'la 12.00 arası Beycanlarla, saat 2.00 ile 4.00 arası İklim Holdinle, daha sonra 4.00 ile 6.30 arası ise kendi holdingimizle toplantı yapacağımızı söyledi.Yani buda bugün hiçbir şekilde boş vaktimin olmadığını gösteriyirdu.Saat daha 9.30'du.İlk toplantıya daha yarım saat vardı Bende işaret parmağımı saçıma doladım.Biş vakitlerimde bunu yapmayı çok severdiim.Ben saçıma ve Ferhat Bey'i düşünmeye dalmışken Güney Bey'in karizmatik sesiyle, kendime geldim.Bu adamın sesini bile duymak bana iyi geliyordu.Kapıyı tıklatarak içeri girdi.En fazla 1.90 boyuyla ve yakışıklı bir adam olduğu kadar, tatlı bir çocuk gibi odaya girdi."Eylül işin yoksa konuşalım mı "dedi ve dalga geçme niyetiyle "AŞKIM "dedi.Daha sonra sandalyeye oturup konuşmaya başladı."Eylül ben Ceydayla 7 aydır sevgiliydim.Ailemle onu tanıştırıcaktım.Ama olmadı.Biliyosun ailemle tanıştıracağım kişide sensin".Onaylarca başımı salladım.O ise nefes alıp verdikten sonra yarım kalan cümlesine devam etti."Ben ben eğer sende istersen bugün seni ailemle tanıştırmak istiyorum".Ne diyebilirdim ki?Sahte bile olsa hayatımda ilk kez böyle birşey yaşıyacaktım.Sevgilimin ailesiyle tanışacaktım...Kabul ettiğimi söyledim.Saat daha 10.30 olmamasına rağmen Aylin içeri girerek adamların geldiğini söyledi.Adamlar odaya girdiğinde Güney Beyde çıktı.Adam kapıdan çıkana kadar gözümü ondan alamamıştım.Bu nasıl bir şeydi?Bu adam resmen ilaç gibi bir şeydi.Düşüncelerimden sonra adamlarla konuşmaya başladık.Tam12.00'da adamlar gidince tam kapıdan çıkacakken, benim açmama gerek kalmadan Güney Bey kapıyı açtı.Onu görünce yüzümde istemsizce bir gülücük oluştu.Yan bi her zamanki yan gülüşünü yaptı (benim ölmeme sebep olan gülüş)ve "çıkalım mı konuşmamız gerekn şeyler var"dedi.Ay zaten konuşacak şeylerde biç bitmiyor."tabi Güney Be, yani Güney"dedim,tebessümle.Daha sonra benim elimden büyük olan elini uzattı.İşte böyle durumlarda beni ateş basıyordu.Uzattığı elini tuttum ve merdivenlere doğru yürümeye başladık.Sabahki meraklı gözler tekrar bize çevrilmişti.Hızlıca holdingden çıkıp, arabaya bindik.
**********
Garsona siparişleri verdikten sonra,biğazını temizleyerek söze girdi."Eylül bugün bize geliceksin.O yüzden birbirimi iyi tanımamız gerekiyor.Mesela ben başlıyım.Adım Güney.Soyadım Soykan.25 yaşımdayım.Marmara Üniversitesi'nde okudum.Annemin adı Doğa, babamın adı Kuzey.Kız kardeşim var 18 yaşında.Adı Eslem.En sevdiğim yemek karnı yarık.Wn sevdiğim renk lacivert.Huh.Oh be nefes almadan söyleyince böyle oluyo.Evet sen tanıt bakalım kensini"dedi.Bende nefes aldıktan sonra ,"adım Eylül.Soyadım Seçkin.23 yaşındayım.Annem Aslı .Kardeşim Ege.Kardeşim 20 yaşında.Babam, babam yo...Babam yok.Kocaeli Üniversitesi'nde okudum.Daha geçen yıl bitti zaten.En sevdiğim yemek patates, pilav, çorba, tavuk,kırmızıet,sarma,dolma,mantı,patatesli börek.Bu kadar"dedim.Adam resmen şaşkın şaşkın bakıyordu.Sanırım yemek çeşidi biraz fazla gelmişti.Bunları konuşurken garsonun getirdiği yemeklerde bitmek üzreydi.Masadan kalkıp arabaya gittik.Holdingin önünde bale geli arabayı parketmek için arabaya bindi.Bense o sırada nefes alma çabasındaydım.Çünkü Güney Bey'in eli tam olarak belimdeydi.Eliyle belimi daha iyi kavrayıp kendine yaklaştırdı ve elini belmden çekip, boynuna attı.
**********
Odama gidip İklim Holdingden gelecek adamları beklerken sigorta dosyalarını ayarladım.Çok geçmeden onlarda geldi.
-Merhaba Eylül Hanım.Nasılsınız?
-İyiyim efendim.Sağolun sizler?
Adam başını salladı.Daha sonra bacaklarının üstündeki çantadan çıkardığı dosyayı bana uzatarak, "buyrun"dedi.Adamın tavırları hiç hoşuma gitmemişti.Boğazımı temizledikten sonra, elindeki dosyayı sinirlendiğimi belli edebilecek bir şekilde aldım."Bakın ben sizin işlemlerinizi hallettim.Buyrun saadece bir imza kısmı kaldı.Ondan sonra bizimle,yani holdingimizle hiçbir işiniz kalmıycak."Dosyayı ilk ben imzaladım.Daha sonra adamlara uzattım.İmzaladıktan sonra çıkıp gittiler.Adamlarla 1 saat bile konuşmamıştık.Saat daha 02.45'di.Yapacak bişe olmadığından bir tutam saç alıp oynamaya başladım.O sırada bu akşamki aileyle tanışma geldi aklıma.Hemen annemi aradım."Annecim nasılsın?Sana bir şey söylemem gerekiyor"dedim sesimdeki heyecenla birlikte."İyiyim kızım söyle"."Anne benim dolabımda krem bir elbise bar.Bide ayakkabı bolabını aç onun rengine benzer bir stiletto var.Onları hazırlar mısın?Çünkü gelir gelmez hemen onları giyinicem"."Tamam kızım" dedikten sonra teleffonu kapattı.Bende elimdeki bir tutam saçla oynamaya devam ettim.Küçüklüğümden beri bu haraket benim ya uykumu getirirdi, yada uyumamı sağlardı.Şimdide öyle olmuştu.En son başımı masanın üstüne koyduğumu hatırlıyorum.
******
Gülme sesleriyle masanın üzerinde birleştirmiş olduğum kollarımın üstünden başımı kaldırdım ve etrafa bakmaya başladım.Fakat bu haraket sandalyemden düşmeme sebep oldu.Güney Bey benim yattığım gibi masanın üzerinde kollarını birleştirmiş ve başınıda kollarının üstüne koymuştu.
********************
Güney'in Bakışından
Odamdan çıkıp elimdeki dosyaları Eylüle götürdüm.Odasına girdiğimde çok masum bir şekilde uyuyordu.Toplantıya daha bir buçuk saat vardı.Bu masumca uyuyan kızı uyandırmak istemedim.Bende bir sandalye çekip yanına koydum başımı.Birden kendimi onu incelerken buldum.Kaşları, gözleri,dudakları,gözlerinin önüne gelen saçlar...Sanırım ilk defa Eylül gözüme bu kadar güzel gelmişti.Yada hep güzeldi ama ben görmemiştim.Bakıyodum ama görmüyordum.Daha sonra gözünün üsüne gelen saçlarını kulağının arkasına koydum ve yüzünü incelemeye devam ettim.Sanırım o eşsiz masumuyetine bakarken uyumuşum.
Bir tak! sesiyle gözümü açtım Açmamla Eylülü yerde görmem bir oldu."Eylül ne yapıyorsun yerde?Ben olsam uyumak için yer yerine,masanın üzerini seçerdim."dedim alaycı bir tonla.O sırada etrafta bir gülüş sesi geldi.Neredeyse tüm holding buradaydı.Ve bize bakıp ya fısır fısır konuşuyorlardı yada kendinden geçmiş bir şekilde gülüyorlardı.Eylülü kaldırdıktan sonra etrafımdakilere bakmaya başladım."Ne oluyor.Çok mu komik?Hem siz ne cürretle bu holdingin başkanıyla alay edebilrsiniz?"Hepsinin yüzünün düşmesi iyi olmuştu.Kaldığım yerden devam ettim."Eğer işinizi ve maaşınızı seviyorsanız hemen buradan gidin".Hepsi tek tek odadan çıktıklarında Eylül'ün bağırmasıyla irkildim.
-Ne oluyo Eylül neden bağırıyosun?
-Bende onu söyliycektim Güney Bey.Ne oluyor?Siz neden benim yanımda uyumuştunuz?Ve en büyük sorun neden aramızda en fazla 5 cm vardı?Gerçekten ne oluyor?!
-Eylül aslında ben sana...
Kapının çalınmasıyla sözümü yarıda bırakıp bakışlarımı kapıya çevirdim.Gelen Eylül'ün sekreteri, Aylindi."Şe şey Eylül Hanım.İkinizde toplantı salonunda bekleniyorsunuz."Başımızı salladıktan sonra dosyaları alıp toplantı salonuna geçtik.Kapıyı açmamla Kaan'ın(bizim şirketin en boşboğaz ve yüzsüz ve üç kağıtçı ve pezevenk adamıdır)"Oo çifte kumrularımızda gelmiş"demesi bir oldu.Aslında ben cevabını vermesini bilirdim ama Ferhat Bey burda.Cahit bey geçin oturun diye mırıldanırken, Kaana sen bittin bakışı atıp yerime oturdum.Tabii herzamanki gibi görev yine benimdi.Ayağa kalkıp projeyi anlatmaya başladım."Biliyorsunuz ki biz araba satıyoruz ve sigorta işlemleri yapıyoruz.Ben diyorumki arabalara yeni kampanyalar yapalım."Tam 18.30'da toplantıya son verdik.Herkesle birlikte ben ve Eylül de çıktık.Eylülü eve bıraktım."Sen geç eve hazırlan.Ben seni bekliyorum.""Tamam"dedi ve eve geçti.Beni bir buçuk saat beklettikten sonra krem bir elbise ve kıpkırmızı bir rujla geldi.
-Çok bekletmedim demi?
-Yok canım.Ne beklemesi.Altı üstü kök saldım.
İkimizde güldükten sonra arabadan inip Aslı Teyzenin(Eylül'ün annesi) yanına gittim.Bana sımsıkı sarıldıktan sonra arabaya bindim.Arabada ilelerken, Eylül"Güney Bey şu köşede bir çiçekçi var.Orada durun 1 buket çiçek alıyım"."Birincisi Eylül ben seni beklerken senin adına çiçek aldım zaten.İkincisi ise Güney Bey değil.Güney.Anladın mı?".Başını aşşağı yukarı salladı. Eve gidince arabayı parkedip kapıya doğru yürüdük.Yürürken elini uttum.Hemde sıkıca.
-Kazamız mübarek olsun.
-Aynen.
İkimizde derin bir nefes aldıktan sonra zile bastım.
-Hoşgeldiniz efendim.
Başımı salladıktan sonra ellerimizi ayırmadan içeri girdik.O sırada annemlerin aşşağıya indiğini farkedip Eylül'ün kulağına eğildim ve "Eylül lütfen iyi oyna"dedim.Oda başını salladı.Annem babam ve Eslem aşşağıya indi.İlk babam söze girdi.
-

Hoşgeldin kızım.
-Ho hoşbulduk.Merhaba.
-Hadi yukarı çıkalım.
Annem babama şakadan kızarak,
-Ayy dur Kuzey.Bizde öpelim gelinimizi.
Bir anda Eylül'ün gülmekle gülmemek arasında gel git yaşadığını fark etmem geç olmadı.Annemle ve Eslemle de selamlaştıktan sonra babam "hadi çocuklar yemeğe geçelim yemekte konuşalım.Acıkmışsınızdır"dedi.
********************
Eylül'ün Bakışından.
Güney Bey'in ailesini çok sevmiştim.Bana çok sıcak davranmışlardı.Valla Güney Bey'in eski sevgilisi çok büyük şeyler kaçırmıştı.Güney Beyle yan yana oturduk.Bir ara telefonuyla uğraştığını gördüm.Meğerse bana mesaj yazıyormuş.
+Gönderen:Güney Bey
"Çok gerilme rahat ol"
Yüzüne bakıp güldüm.Annesi bana iltifatlar yağmırmaya başladı."Çok güzelmiş gelinimiz.Çok tatlı.Çok yakışıyosunuz.Umarım bep böyle devam eder.""Sağolun efendim"dedim çekingen bir ifadeyle.
-(Babası):Kızım kaç yaşındasın?
-(Ben):23 efendim.
-(Annesi):Kızım ne efendimi?Artık ben senin annen Kuzeyde baban.Ee annenler babanlar nasıl?
-(Ben):Şey şey.Annem iyi .Babam babam yok.
Üzgün ve sorduklarına pişman bir halde birbirlerine baktılar.Ama o sırada yemekler gelince bizde sustuk.Yemekleri yerken genel şeyler konuştuk.Yemeklerimizi yedikten sonra kahve içmek üzere salona geçtik.Kahveler beyaz sehbanın üzerine konurken, Eslem'in " ayy Eylül yenge abimle nerede tanıştınız?"demesiyle berbat bir hale girdik.Çünkü aynı anda ben cafede, Güney ise holdingde dedi.Göz göze geldik.Daha sonra ben açıklamaya çalıştım."Canım şöyle oldu.Biz Güneyle holdingde karşılaştık.Daha sonra cafedede birbirimizi tanımaya başladık"dedim ve Güney Soykanla azcık oynamak istedim.Amaa dememle tüm bakışlar bana çevrildi.Ve tabii Güney Beyinde o keskin bakışları..."Amaa ben tabii bayağı bir istemedim.Abin sürekli peşimde koştu.Bi tanısan çok güzel olucak, beni çok seviceksin dedi.Bana güller mi almadı, hediyeler mi göndermedi...Ben aslında istemiyodum ama gerçektende çok sevdik birbirimizi"dedim Güney Bey'in o delici, sinirli ve bir okadarda sen bittin diyen gözlerinin içine bakarak.Saat 10.00 gibi "şe şey.Artık ben gitsem iyi olucak.Saat geç oldu."diyerek ayağa kalktım.O sırada annesi,babası ve Eslemde ayağa kalkarak tek tek benimle sarıldı.Daha sonra Güney beni eve bırakmak üzere arabaya gitti.Bende gidip arabaya bindim.Arabaya binmemle ağzını açması bir oldu."Demek peşinden çok koştum.Demek başlarda istemiyodun.Demek bi şans versen çok seversin.Öyle mi Eylül Hanım?".O bana hesap sorar şekilde laf yağdırırken ben resmen gülme krizine girdim.Kendimi yavaşlattım ve "ama Güney Bey öyle yapmasaydım inandırıcı olmazdıki.Yani bana bağırmak yerine teşekkür etmeniz gerek"dedim parmağıma doladığım bir tutam saçla oynarken.Keskin bakışlarını yoldan alıp benim gözlerime kenetlediğinde, kapa çeneni Eylül diyen iç sesimi dinlemeye kara verdim ve sustum.Daha sonra ortamı yumuşatmak için "ama güzel oynadım dimi?"dedim ses tonumu incelterek.Bu sefer Güney Bey'inde güldüğünü farkettim.Bende gözlerimi yola çevirdim.Fakat Güney Bey'in "ya Eylül acaba vaktin varsa, yani annenler bir şey demezse, sahilde oturalım mı azcık?"diyince gözlerim ona çevrildi.Benim için de iyi olabilirdi bu."Olur"dedim gözlerimi tekrar yola yönelterek.Arabayı sahil kenarında bir yere park ettikten sonra yürümeye başladık.Yürürken elimi tutması beni çok mutlu etmişti."Güney Bey burda biz bizeyiz."dedim utandığım için bir tutam saçımla oynarken."Ee ne varmış?Sevgilim degil misin?Tutarım"dedi elimi iyice avcunun içine alarak.Bir banka oturduk ve dondurma yedik.Daha sonra havadan sudan konuşmaya başladık.Güney Bey'in sesi, konuşması bana çok iyi geliyodu.Hava birazcık serindi.Hava, deniz dalgasının sesi,denizin kokusu hatta Güney Bey'in kokusu,rüzgardan dolayı çıkan ağaçların şırıltısı,insanların ayak sesi...Hepsi beni benden almıştı.Bir an mayıştığımı hissettim fakat Güney Bey'in omzunda uyuya kaldığımı anlayamamıştım.

AŞK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin