3.Büyük Terk

25 0 0
                                    

Akşam eve giderken olanları annemle Egeye nasıl anlatacağımı bilmiyordum.Bugün yaşadıklarım zaten şaka gibiydi.Arabadan inip evin kapısını çaldım.Kapıyı çalmamla, açılması bir oldu.Ve eve girer girmez soru yağmuru başladı.
+"Kızım hayırdır nasıl geçti,ablacım nasıl geçti,kaç tl maaş var?" En sonunda dayanamayıp, ikisinide susturmak için bağırdım.
-Durun.Anlatıcam.İlk önce bi beyefendiyle karşılaştım.
-Yakışıklı mıydı?
Annemin bu gereksiz cümleleri canımı sıkıyordu.Sanki oraya milleti kesmeye gittim.Tamam uç sesim haklı olabilir.Birazcık kesmiş olabilirim.
Birden kendimi kendimle konuşurken buldum.
-Hayır anne .Yakışıklı falan değildi.Neyse daha sonra Cahit beyin yanına gittim.Konuştum.Final olaraktaaa,odama gittim. İkiside şok içindeydi. Fakat annem ağzını açmadı.
-Eylül senin odan mı var?
-Ee Egecik.Bugune bugün Seçkin Holdingde başkan yardımcısıyım.Bu arada Eylül değil abla.Neyse ben odama geçiyorum.Ege sende anneme bi bardak su getir.
Odama geçip kendimi yatağın üzerine attım.Yemek yerken kapı çaldı.Gelen Eceydi.İçeriden seslerini duyabiliyordum.
-Merhaba Aslı teyze.
-Kızım hoş...
-Görüşürüz Aslı teyze.
Ece benim en yakın arkadaşım.Kardeşim gibi birşey.Ben miylu olunca mitlu, ben üzülünce oda üzülür.Tani bu benim içinde geçerli.Ece doğruca benim odama girdi.
-Kızııım.Seçkin Holdingde başkan yardımcısı olmussun.Hayırlı olsun.
Mesela nöyle.Ben mutlu oldum.Oda mutlu oldu.Ece benim süt kardeşim.Yani kardeşim.Bende lafa girdim.
-Öhö öhö...Yani yani.Yaptık bir şeyler.Sonra odama geçti.O...
Şaşkınlıktan gözkeri bardak büyüklüğünde açılmıştı.
-Lafımı kesme yaaa.Sonuşta benim ya.Ben.Olucak o kadar.
Eceyle 2 biledin 2.30 saat konuştuk.Konuşmamız bittikyen sonra evine geçti.Bende banyoya geçip kremlerimi sürdükten sonra yatağıma gittim.Ama ne yazıkki heyecandan uyuyamıyordum.Ben bu tür olaylarda genellikke annemin yanında uyurdum.Hızlıca yataktan çıkıp annemin yanına gittim.Azda olsa beni rahatlatmaya yarayan şey buydu çünkü.
-Anne gelebilir miyim?
-Gel tabi kızım.
Hızlıca yanına sokuldum.Orada uykuya dalmışım.Sabah Ege'nin bağırmasıyla gözlerimi açtım."Eylüüül,annee.Hadi kalkın ya acım aççç."Daha sonra annemin yanı başında bağırmasıyla iyice irkildim."Zıkkım ye Egeee".Allah'ım ben nasıl bir yerde yaşıyorum.Hızlıca odama geçip saate baktım.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra, geçip mavi diz altı kalem eteğimi beyaz gömleğimi ve siyah ceketimi giyindim.Makyajımıda yaptıktan sonra kahvaltı masasına oturdum."Ege taksiyi çağırdın mı?"."Evet"Ağzıma bir zeytin aldım.Çayımı ise zar zor bitirdim,derken taksinin korna sesini duydum.Anneme ve Egeye birer öpücük verdikten sonra taksiye atlayıp şirkete gittim.Şansa Güney Beyde o sırada içeri girmek üzereydi.Zor olsada topuklu ayakkabılarla yanına koşmaya başladım.Adam bugünde ayrı bir karizma olmuş.Mavi ömlek, lacivert ceket ve siyah pantolon...Derin bir nefes alıp verdikten sonra lafa girdim.
-Günaydın Güney Bey.
-A günaydın Eylül.
Eeee şimdi ne söyliycektim?A ferin Eylül.Lafa gir sonunu getirme.Aferin.Ne desem ne desem...Buldum.
-Ee Güney Bey...Ben dün Ferhat Bey(genel müdür,holdinin sahibi) ile konuşamamıştım.Acaba bugün konuşabilecekmiyim onunla?
Mal Eylül.O nereden bilsin?Al senin sorundanda anca bu çıkar.
-Evet evet.Gelicek bugün.
Biz asansörde bunları konuşurken odalarımıza gelmiştik bile.O odasına bende kendi odama gittim.Çantamı ve ceketimi astım.Tam oturacakken, Nilay,
-Eylül Hanım, Ferhat Bey sizinle görüşmek istiyor.
Ayyy beni heyecan bastı.
-Tamam giderim.
Kız odadan çıkarken bende üstümü başımı düzeltip odamdan çıktım.Odanın kapısına gelince, derin bir nefes alıp verdim ve kapıyı tıklatarak içeri girdim.
-Merhaba efendim.Gelebilir miyim?
-Gel,seeeen yeni kız olmalısın.Adın neydi?
Yavaşça içeri girip kapıyı kapattım.
-Evet efendim.Eylül,Eylül Seçkin.
Adamın gözleri kızarmıştı, duygulanmıştı.
-Efendim yalnış bir şey mi söyledim?
-Yoo.Benimde kızımın adı Eylülde.Oyüzden duygulandım.
Adamın yüzüne küçük bir tebessüm gönderirken, içeri başkaları girdi bende çıktım.Hızlıca odama geçtim. Nilay yeniden içeri girdi.
-Eylül Hanım.
-Evet.
-Bu zarf size geldi.Siz odanızda olmadığınız için bende şimdi getirdim.
-Tamam.Sağol.
Zarfı Nilaydan alıp masamın köşesine yaslandım.Bu arada Nilay geçici bir süreliğine benim sekreterliğimi yapacak.
Elimdeki zarfı evirip çevirdim fakat isim yazmıyordu.Zarfı açıp okudum."DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN"yazıyordu.Doğrusu benim bile aklımdan çıkmıştı doğum günüm olduğu.Peki bunu kim gönderdi?Hemen Nilay'ı çağırdım.Sorduğunda özelbir kuryenin getirdiğini söyledi.AllahAllaaah kim bu ?Annemi arıyım bide.
-Anne...Naber?
-İyi kızım.Nazlı teyzenle oturuyoruz.Senden naber?
-Anne sen bana bi zarf gönderdin mi?
-Yooo.Hayır.
Peki gönderen kimdi?Gerçekten artık saadece merak ediyorum.
-Ege evde mi?Belki o...
-Kızım o sen gittiğinden beri uyuyo.Biz sana bir şey göndermedik.
Telefonu kapatıp düşünmeye başladım ama kimse gelmiyo aklıma.Ben düşünürken, içeri Güney bey girdi.Düşüncelerimden sıyrılık ayağa kalktım."Buyrun Güney Bey"dedim.Masadaki kalemimle uğraşırken,"Bu akşam sen,ben,Cahit Bey ve Ferhat Bey, İklim Holding'in bazı çalışanlarıyla yemek yiycez.Haberin olsun" dedi.Yemek mi ?Ne yemeği yaaa?Ben artık böyle yemeklere felan mı gidicem?Ne gereksiz iş yaaa.
-Güney bey yemeği tam olarak nerede yiycez efendim?
-Mat Restaurant .Biliyosun orayı demi?
Nerden biliyim ben orayı?Benim tek bildiğim yervar.Orada bizim sokağın başında ki, Köfteci Ramiz.
-Ee.Şeyy.Tabi efendim.Bilmez olur muyum?Biliyorum.Saat kaçta acaba?
-20.00'da orda olmalısın.
Adam 8 diyo.Ben orayı bilmiyorum ki.Hayben senin aklına Eylül.Adam gibi bilmiyorum desene.Bilmeyeni taşlamıyolar ki.
İç sesim çok haklıydı.Ne yapıp edip bulucam.Güney Bey tam çıkarken yeniden dönüp, pazarlama ve sigorta evraklarını unutmamamı söyledi.Mahcup bir şekilde,"bide şık giyin"dedi.Hıh.Tam oldu.Yahu ne arar şık elbise bende?
-Tabi ama.Şık derken?
-Yani ne biliyim?Şık işte.
-Güney bey anlıyorum, fakat benim o taezda elbiselerim yokki.Yani genellikle pantolon, şort ağırlıklı.
"Hımm.Yürü o zaman"diyip, kolumdan tuttu ve çekmeye başladı.Adama bak kendi malı gibi tutup çekiyo."Ee Güney Bey...Zahmet olmazsa bir soru yöneltebilir miyim size acaba?"dedim.Adam hiç istifini bozmadan,"sor"dedi.Etraftakilerin bize bakmadıyla sinirim iyice tavan yapmıştı."Kolumdan neden tutuyorsunuz ve nereye gidiyoruz?"dedim sinirli bir ses tonuyla.
-Gidince görürsün.
Hızlıca arabayabindik ve mükemmel ötesi bir mağazaya gittik.
-Güney Bey.Buraya neden geldik?
-Ne istiyosan al.
-Ama...
-Bak.Birbirimizi çok iyi tanımayışımıza veriyorum Eylül.Güler yüzlüyümdür felan,ama bir dediğim iki olmıycak.Şimdi ne diyosam onu yap ve git elbuse felan birşeyler al.
Adam ağzımı açmadan, tüm lafları geri tıktı.İşin daha ilk günündeyim diye tersleşmedim.Yoksa cevabını öyle güzel verirdim ki...
Gidip 2 parça elbise denedim.Kabinden çıktığımda ne göreyim?Güney Bey elinde en az 10 tane 36 beden elbise almıştı.Off.Adama itiraz dahi edemiyorum.
-Hadi Eylül.Sen geç arabaya bende geliyorum.Ben tam kapıya doğru giderken duyduğum ses arkama dönmemi sağladı."Buyrun Güney Bey istediğiniz ayakkabılar"bu olamazdı.Adam resmen tüm mağazayı satın almıştı.Acaba uzaktan fakir gibi mi gözüküyorum?Arabaya geçip oturdum.Az sonra ida geldi.Utançtan yüzüne bakamıyordum.
-Güney Bey ne gerek vardı.Madem alıyosunuz, 1 parca alsaydınız.
-Susucak mısın artık?
Nahçup bir şekilde başımı öne eğdim.Yol boyunca laf attıysada kısa cevaplar vererek susmayı tercih ettim.Eve girdiğimde kimse yoktu evde.Hızlıca odama gidip siyah, yarım dantel kollu, kalem bir elbise giyindim.Hafif bir makyaj yaptıktan sonra taksiyi çagırdım. Korna sesiyle , taksinin geldiğini anladım.Siyah stlettomu giyim dışarı çıktım.
-Buuyrun.Nereye?
-Mat Restaurant.Biliyorsunuz demi?
-Evet hanfendi.
En fazla 20 dakka sonra varmıştık.Dış görünüşünden bile,elit bir yer olduğu belliydi.
-Geldik hanfendi.
-Ne kadar tuttu?
-26 Tl.
Ben tam parayı verecekken, Güney Bey başını cammdan içeri sokup, soföre 50Tl verdi.Bide üstü kalsın dedi.
-Güney Bey ben veri...
-Hadi Eylül çabuk ol.Adamlar gelmek üzere.
Hızlıca arabadan indim ve içeri girdik.Cahit Bey ve Ferhat Bey ile selamlaştıktan sonra sandalyeme oturdum.Ben oturduktan 10 dakka sonra diğerleride geldi.Merabalaştıktan sonra yemekleri sipariş ettik.
-Evrakları alabilir miyim Eylül?
-Buyrun Güney Bey.
12.00'a kadar konuştuk.Çıkarken bayağı bir uykum gelmişti.
-İyi geceler Güney Bey.
O sırada hem arabayı açıyordu, hemde benimle konuşuyordu.
-İyi geceler...
Eylül bırakmamı ister misin?
-Yok efendim sağolun.
-Saat geç oldu gel Eylül.
-Efendim zaten Ege gelmek üzere.Hıh geldi bile.
"Peki" diyerek arabasına bindi.Bende arabaya bindim.Ege işte bu.Yine saçma sapan sorulara başladı."Enişte mi geliyo,kaç yaşında?, zengine benziyo"Egeye attığım tek bir bakış onu susturmaya yetti.Eve gider gitmez,üstümü çikarıp kendimi yatağa attım.Yatakta uzanırken, birden aklıma doğumgünü mesajı geldi.O mesajı banaa...Tabiya Ece gönderdi.Hemen eceyi aradım.
-Alo...
-Eylül ne var bu saatte?
-Yaa şey sen bana zarf gönderdin mi?
-Hayırrr.
-Ta...
Hemen telefonu kapattı.Benimseaklıma kimse gelmiyordu.Bunları düşünürken uykuya dalmışım.
Sabah kalkıp lavoboya gittim.Yüzüm bembeyazdı.Uykum çok fazla vardı.Yarı uyanık yarı uykulu bir şekilde,pembe pantolonumu ve mor gömleğimi giyindim.Üstümede beyaz bir hırka aldım.Azbuz kahvaltı yaptıktan sonra taksiyle şirketin önüne geldim.Parayı verecekken, holding güvenliklerinden biri şoföre parayı verdi.Yok anam bunlar holdingce beni fakir bellemişler.Töbe yaaa.
-Buyrun.
-Tahsin abi ne yapıyosun?Neden parayı sen verdin?
-Dur Eylül anlatıcam.
Arabadan inip Tahsin abinin yanına gittim.
-Abi sen niye verdin?
-Güney Bey in kesin talimatı.Bundan sonra senin özel bir şöförün olucak.Yeni bir araban da olucak .
-Ama niye?
-Bilmiyorum.
Koşarak odama çıktım.Çantamı masamın üzerine bıraktım.Tam Güney Bey'in odasına doğru meraklı bir şekilde yol alırken kapıyı açmamla,kapıyı tıklatmak üzere olan ve elinde birkaçtane dosya olan bir kızla karşı karşıya buldum kendimi.
-Şe,şe şey...B ben sekreteriniz...im
Buna biraz değil bayağı bir şaşırmıştım.Aslında bir sekreterim olacaktı ama,neyse kızın karşımda durmasıyla, içeri geri girdim.Sandalyeme oturup, iyice geri yaslandım.
-Sekreterimsin demek.
-E evet efendim.
-Acaba bir hastalığın mı var?Yani yalnış anlama kekeliyosunya o yüzden.
-Galiba biraz heyecan yaptım.
Kızı anlayabiliyodum.Buraya geleli henüz 2 gün olmasına rağmen, bende ilk gün böyleydim.Kızın heyecanını azlatmak umuyla,masamın önünde bitişik bir şekilde duran siyah kaplamalı sandalyeyi göstererek,"bak sen bi şöyle otur, yaslan"dedim.Kız sanki bunu bekliyormuşcasına anında gözterdiğim yere yerleşti.
-Adın ne senin?
Kız ilk önce derin bir nefes aldı.Daha sonra,
-Aylin efendim.
-Hmm, bak Aylin.Bende burada yeniyim.İçimden bir ses buraya ve birbirimize alışacakmışız gibi geliyo.Sana belli bir kuralım var diyemem.Yaşayıp göricez.
Küçük bir tebessümle yüzüme baktı.Aylin daha sonra çıkınca bende Güney Bey'in odasına yöneldim.Odası zaten karşımdaydı.
-Hande(Güney Bey'in asistanı) Güney Bey odasında dimi?
-Evet Eylül Hanım.
Derin bir nefes alarak odasına girmek üzere kapıyı iki kez tıklatarak, içeri girdim."Efendim.Müsaitseniz konuşabilir miyiz acaba?"dedim.Başını yanına eğerek "tabii"dedi.Ama bir sıkıntı vardı.Lan ben bu adamla ne konuşacaktım?Al işte.Bir Eylül klasiklerinden biri daha.Resmen adamla ne koşacağımı unuttum."Eylüüül burda mısın?Seni dinliyorum" dedi ve parmaklarını birbirine kenetleyerek masanın üzerine koydu.Yüzüm domatesi bile kırmızılıkta geçebilecek dereceye ulaşmıştı."Güney Bey ben aslında ne söyliyceğimi unuttum" dedim sıkıla sıkıla ."Ne?!!"dedi güldüğünde kısılan gözlerini ortaya çıkararak.Karizmanın sözlükte geçen anlamı olmak üzereydi.Bir insan bu kadar tatlı olabilir yaa.Bir araba dolusu adam gönderseler bile bundan yakışıklısı bulunamazdı.Tam "Cidden unuttun mu?" derken birden "BULDUM!!!"diye bağırdım.Aahh ahh,iç sesim olmasa bulamayacaktım."Ne konuşacağım aklıma geldi Güney Bey"dedim sırıta sırıta.'Ne' dercesine o kahve olan muhteşem gözlerini kıstı.
-Bu araba mevzusu.Sabah Tahsin amca araba şoför felan dedi ama anlamadım.Sizin talimatınızmış.Olayı iyice anlamak istedim.
- Ne yalan söyliyim banada bu talimatı veren Ferhat Beydi.
Şaşkınlığım iyice arttı.Ferhat Bey ne alaka?Adamla doğru düzgün konuşmadık bile.
-Ferhat Bey mi?
-Evet.
Daha fazla uzatmadan odadan çıkmayı tercih ettim.Yavaşça odadan çıkıp, bir üst kattaki Ferhat Bey'in odasına doğru yöneldim.Kapısının önüne geçtiğimde Nilay oradaydı ve ona sordum.
-Nilay (şirketin asistanı yani her işle ilgileniyo)Ferhat Bey odasında mı?
-Hayır Eylül Hanım.
"Peki"diyerek kendi odama geçtim.Sandalyeme oturup sırtımı yasladım ve gözlerimi kapadım.En fazla 10 dakka sonra, Aylin içeri girdi.
-Eylül Hanım İklim Holdingden 2 kişi sizinle ve Güney Beyle görüşmek üzere buraya gelecekler.Haber vermek istedim.
-Saat kaçta?
-2.30 gibi efendim.
'Peki' dercesine başımı salldım ve canım sıkıldığından ayağa kalkarak biraz, odamın içerisinde dolaşmaya başladım.
Acaba Güney Bey'in yanına mı gitsem?Saçmalama Eylül.Ne diyceksin canım sıkılıyordu da sezinle azcık dedikodu mu yapsak?diycem adama.Sil Eylül sil bu düşünceyi kafandan.Öğle yemeği için çantamı alırken, Nilay,Aylin,Hande ve Sümeyye(Ferhat Bey'in sekreteri) odamın kapısına geldi.
Sümeyye;
-Eylül Hanım biz yemeğe gidiyoruz.Sizde bizimle hmgelmek ister misiniz?
Ne yalan söyliyim bu fikir hoşuma gitmişti.32 diş"e hadi o zaman gidelim" dedim.Kızlarla birlikte yemeğe gidip geldiğimizde saat 02.00'dı.Randevuya tam yarım saat vardı.Sandalyeme oturup adamları beklemeye başladım.Tam 30 da olmasa da 5-6 dakka sonra adamlar geldi.Ayağa kalktım ve teker teker selamlaştım.
-Nasılsınız?
-İyiyiz sağ olun siz?
İyiyimm dercesini başımı salladım.
Daha sonra konuşmaya başladık."Neden geldiğimizi biliuorsunuzdur"dedi.Adam mal çıktı.Araba sigortası üzerine iş yapan yere pasta yemeğe gelmediklerini anlayabiliyordum çok şükür.
-Evet.Bu sigirta olaylarını konuşmak için.
-Biliyorsunuz.3 gün once sizden aldığımız arabanın sigortası hallolmadı.
-Beyendi ben zaten iki gündür buradayım.Beni suçlamayın lütfen.
-Peki 2 gündüe siz ne yaptınız?
Adama bak yaa.Resmen çıldırıcam.Erin bir nefes alıp devam ettim.Ve gayet sakindim.
-Bakın beyefendi.Farkındayım.Bu holdingdeki 2.günüm olduğuiçin uşlerimi yavaş ama bir okadarda kusursuz yapmak istiyorum.Ayrıca bizim işlemleri başlatabilmemiz için,25.000TL nakit ödemeniz gerekiyor.Şimdi siz banaşifrelerinizi söyliyin ben hallediyim.Zaten sizebilgi gelir.
En az 3 saat konuştuk..Saat 05.30 olmuştu bile.Çantamı alıp aşşağı indim.Aşşğı iner inmez bir adam Eylül Hanım burun arabanızın anahtarı dedi.Olamaz.Resmen gerçekti.Bu araba araba benimdi.Benim arabamdı.Sürekli onu kullanıcam.Ve bu benimdi.Yanağımdan akan yaşları farketmem zor olmamıştı.Bu düşünceleri Tahsin Amca Böldü.
-Kızım araba senin ama bazı işlemleri hallolmamiş.Pazartesi günü araba kapında olucak. Başımı sallayarak sahile doğru yürümeye başladım.Oldum olası sahil bana iyi gelmişti. Kollarını dirseğimie kadar sıyırdığım hırkadan arta kalan yere bir damla düştü.Anladım ki yağmur yağacaktı.Nicedir bulutlar buraya uğramıyordu.Deniz açıklardan itibaren kabarmaya başladı.Ardından çok güzel bir rüzgar esti.Geçip bir banka oturdum ve denizi izlemeye başladım.Uzaktan muhteşem bir sis kütlesi geliyordu.Ama rüzgar onu geri gönderdi.Burada böyle saatkerce oturabilirdim.Ki öylede olmuş gibiydi.Telefonumun çalmasıyla, irkildim.Gözlerimi dans eden denizden çekerek, telefona baktım.Arayan annemden başkasıdeğildi.Saat 7 olmuştu.Tam 2 saat burada oturmuşum.Ayağa kalkıp durağa doğru yürüdüm.Çünkü,yürürken 1 saate anca giderdim.Otobüse binim yarım saatte eve gittim.Kapının önünde birsürü ayakkabı vardı.Kapıyı Ege açtı.Egeye sarıldıktan sonra içeri geçtim."Vay vay kimler gelmiş?"Berkes evdeydi.Ege,Ece,Betül,Ömer,Rüzgar,Mert.Bunlardan Ege ve Ece hariç geri kalanı kuzenimdi.Heodiyle teker teker sarıldıktan sonra, odama geçip siyah taytımı ve gri tişörtümü giyinip yanlarına geçtim.Kızlar bir yerde, erkekler bir yerde oturmuştuk.Erkekler futbol hakkında bizde moda hakkında sohbete dalmışken, Ömer yanıma geldi."Eylül abla Güney Bey diye birisi arıyor"dedi ve telefonu bana verdi.Buna bayağı bir şaşırmıştım.Yani akşam akşamneden arasın ki?Daha fazla bekletmeden telefonu açtım.
-İyi akşamlar Güney Bey buyrun.
-Rahatsız etmedim dimi?
-Yok efendim olurmu?Buyrun.
-Şu sigorta evrakları odanda nerede?Onu bulamadımda sana sorıyım dedim.
Eyvah Eylül adam dosyayı arıyo.
-Güney Bey o dosyayı ben eve getirdim.Yani çok lazımsa siz bekleyin ben hemen şirkete geliyorum.
-Gerek yok.Sen evinin adresini ver ben gelirim.
"Peki"dedikten sonra adresi verdim.15 dakka sonra eve geldi.Zilebasarbasmaz kapıyı açtım.Tabii annem, teyzemler ve çocuklarda, camdan bakabilecekleribur ter bulmuş bizi izliyorlardı."Efendim ben getirirdim, buraya kadar gelmeseydiniz" dedim utana sıkıla.Küçük bir tebessümle başını iki yana salladı.
-Rahatsızlık verdim.İyi tatiller.
-İyi tatiller.
İçeri geçtiğimde kendimi tren gibi hissetmedim desem yalan olur valla.Hepsinin yüzüne dik bir bakış attıktan sonra" saçmalamayın patronum"dedim ve mutfağa gidip kendime bir çay aldım.Saat 01.30 gibi herkes evine gitti.Bizde yattık.Sabah 10 gibi annemin "Eylül kalk artık"diye tepemde bağırmasıyla birden yataktan fırladım.Kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve annemin boynuna doladım kollarımı.Anneme kahvaltı hazırlamasında yardımcı oldum.Kahvaltı ederkenbiryandanda magazin izliyoduk.Birden Sinem Kobal ve Kenan Imirzalioğlu'nun fotoğraflarını gördüm."Bu Sinem Kobal Arda Turanla nişanlı değilmiydi "dedim çayından bir yudum alırken.O sırada Ege Tuğçeyle(sevgilisi)konuştuğu için bu cahil hallerime annem cevap verdi."Oha Eylül.Onlar ayrıldı.Şimdi Kenanla evlendiler.Sen nerede kalmışsın yaa?"dedi alaylayıcıbir tavırla.Yüzümü buruşturup, kahvaltıma devam ettim.Kahvaltı masasını topladıktan sonra, annemle güzel bir temizlik yaptık.Ben camları sildim.Evi süpürdüm.Çamaşırları astım.Annemse banyoyu yıkadı, yerleri sildi ve etrafı toparladı.Ege ise kış uykusina kaldiğı yerden devam etti.Temizlik bittikten sonra annemde bende savaşa yenilen düşman gibi bitkindik."Anne bak bi fikir geldi.Azcık dinlenelim, sonra çıkıp bir güzel kahve içelim.Ne dersin?".Annemin yüzünde küçük bir gülümsemeyi oluştu."Ay olu vallaaa"dedikten sonra odalarımıza geçip üstümüzü giyindik.Ben bir şort ve bir tişört giyindim.Bir gömleğide kalçama bağladım.Saçlarımı doğal bıraktım.Annemse ispanyol paça panymtolonu ve gri tişörtünü giyindi.İkimizde hazırdık."Egee, biz çıkıyoruz sende gelsene"dedim umutsuz bir biçimde."Siz gidin ben Tuğçeyle buluşucam"dedikten sonra ennemle çarşıya gittik.Birmasaya oturduk.Annem bir an "kız şu senin patronun değilmiydi?"diyince bende maraklı bir şekilde arkamı döndüm.Evet bu tüm karizmasıyla arka masada oturan Güney Bey'den başkasıdeğildi.Yanındada bir bayan oturuyodu.Ama elini tuttuğuna göre sevgilisi olmalıydı."Evet evet bu o.Bi benim özel hayatım yok anasını satıyım".Onun sırtı bana dönük okduğu için beni görmedi.Bende rahatsız etmek istemedim.Ben şu Sinem Kobal olayına takmıştım.Tam annemle bunu konuşurken, birden "BENİMLE EVLENİR MİSİN?"diyen bir ses duydum.Bu Güney Beydi ve resmen sevgilisine evlilik teklifi etti.Herkesle birlikte bende, cevabı bekliyordum.Fakat kız herkese ters teperek" bak Güney ben sana ne düşündürdüm bilmiyorum ama ben henüz evliliğe hazır değilim.Üzgünüm" dedi ve resmen oradan çıkıp gitti.

AŞK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin