"Ey doğru sözlü eczacı! Gerçekten çabuk etkiliyor ilaçların. İşte ölüyorum, bir öpücükle... "
-Romeo ve Juliet
Hafif yağan yağmur damlakları toprakla bütünleşerek yeryüzüne esrarengiz bir koku yaymıştı. Tıpkı pahalı bir parfüm gibi her yere yayılarak kalıcı bir iz bırakmıştı. Sanki yağmurun buraları fethettim deyişiydi. Esen hafif rüzgar da yağmura eşlik ediyordu.
Ve kulaklarıma işkence eden, tahamül edemediğim o iğrenç ses
" Eslem bu soruyu sen çöz." diye bağırdı.
Bu sese karşılık verebileceğim en iyi tepki kulaklarımı kapatma isteğim. Kafamı yavaşça camdan çevirdim. Bana sinirle bakamakta olan hocayı buldu gözlerim. Kısa boylu,biraz kilolu bayan bir hocaydı.Bu kadının bu sesi nasıl çıkardığını gerçekten de merak ediyordum.aşırı derecede berbat bir sesti. Bir de bağırdığı zaman tüm sınıf sağır oluyordu. çünkü sesi tırnaklarıyla metal bir şeyi çizmek gibiydi. Evleneceği adam için gerçekten de üzülüyorum. Çünkü normal bir insan da böyle bir sesin oluşması için her sabah günde en az 8 bardak çiğ yumurta içmesi gerekirdi. Belkide içiyordu bilemeyiz tabi.
"Hadi Eslem dışarıyı seyretiğine göre bu dersi çok iyi anlamış olmalısın."
Daha yeni 8 yumurta mı dedim bence 15 olmalıdır.
Bağırdığı için sesi bu sefer daha tiz çıkmıştı. Hatta sınfta ki bir kaç kişinin dayanamayıp kulaklarını kapatığını bile gördüm daha da sinirlendirmemek için tahtaya baktım ama malesef hiç bir şey anlamadım.Bir an gözlerim hocaya kaydı.Bana sinirli sinirli bakıyordu. Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki ders saati bitti. İçimde sevinç çığlıkları attım. sonun da bu sorundan yırtmıştım. İşin garip tarafı eğer soruyu çözemeseydim ki çözemeyecektim. yapacaklarından değilde bağırmasından tırsıyordum. Zaten bu kadın dersimize girdiği sürece iyi bir kulak doktoruyla tanışmam gerekecekti.
"Eslem dersimi dinlemediğin için ailene güzel bir mesaj atacağım.".sesi tıslarcasına çıkmıştı
Ahhh ! Erken sevinmiştim . Bir de ailemle uğraşacaktım .Zaten benim annem ve babamla aram yoktu . Annem ülkenin en iyi modacılarından babamsa çok iyi bir Mimar ve ikisi de işinde çok iyidir. Benim dışımdaki herkes onlara hayran çünkü herkese göre mükemmel bir aileyiz. Birde bunu bana sorsalardı ya. Doğum günlerim de bile kızlarıyla olmayıp işleriyle uğraşan mükemmel bir aile.
"Boş ver be Eslem. O kadın herkese gıcık oluyor. neymiş dersinin dinlenmemesi kendisine saygısızlıkmış. Gerçi o sesi dinlememek ne mümkünse" dedi .Sesinde alay vardı .
Son dediği şeye tebessüm ettim. Eylül çocukluğumdan beri kardeşimdi . Tüm çocukluk anılarım onunla beraber geçti. İlkokul,ortaokul, şimdi de lise de beraberdik. Evlerimiz yan yana olduğundan birbirimizden hiç ayrılmadık. Ailemden daha çok yanımdaydı. Zaten onu bana verene şükrediyorum. O da olmasa tamamen yalnızdım. Aslında yalnızım dememe de bakmayın etrafımda kuru kalabalık çok. Bu okulda,sosyal medyada, yurt dışın da, bir sürü arkadaşım var ama dediğim gibi sadece kuru kalabalıktı.
"Eslem daldın gittin. yoksa sen benden izinsiz aşık mı oldun?"
Eylül 'e gözlerimi devirdim. Dalmak için veya düşünmek için illa aşık mı olmak gerekirdi. Eylül 'e Tam ağzımı açıp cevap verecekken Eylül 'ün eliyle oynadığını fark ettim. Eğer bu kızı birazcık tanıyorsam ki tanıyorum. Kesin bir şey söylecek ama çekiniyordu. Çünkü kardeşim ne zaman yalan söylese veya çekindiği bir şeyi söyleyecek olsa ya elleriyle oynar ki şu anda onu yapıyor ya da gözlerini kaçırırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAM KIRIKLARI
ChickLitKalbimiz bir camdır. Eğer onu tuzla buz edersek düzeltmesi hiç kolay olmayacaktır. Baş karakterimiz bütün herşeyi mahvetmiştir. Kendini yanlış tanıtan karakterimiz herşeyi düzeltmek için çabalarken daha çok batırlamaya başlar. Peki o kalbi kırıkları...