"İlkler unutulmazdı kendilerini ikincilerden saklarlardı sadece "
-GriBayan .Bölüm şarkısı : A thousand years
Kuzey şuan tam karşımdaydı. Onu görmeyeli tam 3 sene olmuştu. Şuan şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemiyordum. Onun gelmesini ne kadar bekliyor olsamdabu duruma yinede şaşırmıştım.
"Ee bu cadı beni hiç özlememiş ."dedi şakacı bir sesle.
Sakinleşmek için derin bir nefes aldım. Onu her gördüğüm de engel olamadım o aptal sırıtış yüzümde yine yerini aldı.
Nedense eskisi gibi değildi .Yani o kadar yoğun değildi .
"Gel bakayım cadı " dedi ve Kollarını bana doladı. Şu an bundan daha büyük bir mutluluk yoktu benim için. En sevdiğim güvendiğim kollarındaydım. O benim çocukluk aşkımdı.Şu an ne kadar yoğun olmasada . Düşününce bazen çocukluk çocuklukta kalıyordu. O benim kahramanımdı. Ama artık sırılsıklam aşık olduğum kişi değildi.
Kollarını benden ilk çeken o olmuştu. Içim de bir üzüntü oluşmuştu.bir Kolunu omzuma attı ve beni kendine çekti. O aptal sırıtış yine yüzümde yerini aldı. Eylülse bana bakıp gülümsüyordu.Çantasından telefonunu çıkardı. bizden bir kaç adım uzaklaştı.
"Durun bu anı ölümsüzleştirmeliyiz." diyerek telefonunu çıkardı .
İkimizin fotoğrafını çekti.
"Off bu güzel çıkmadı. Abi biraz daha yakınlaş."
Şu anda bizimle dalga geçtiginin farkındaydım. Ama umrum da bile değildi. Kuzey 'i gerçektende çok özlemiştim. O benim olmasını hep istediğim sevgilim gibiydi. Hep sevgili nayali kuran bir kız değildim. Ama Kuzey 'i tanısanız. Sizde onunla sevgili olduğunuzu düşünürdünüz. Kafamı bağa çevirip Kuzey 'e baktığım da o da benim gibi gülümsüyordu.
"Yolculuk beni çok yordu. Eve gidip dinlenmem lazım."
Göz altların morarmışıtı. Bitkin olduğu her halinden belliydi. Içim de bu haline karşı bir üzüntü oluştu. Onu çok tutmuştuk. Kim bilir kaç saattir uyumuyordu.
Omzumda olan kolunu biraz daha çekti ve alnımı öptü. Gözlerim kendiliğinden kapandı.
"Hadi ben uyumaya gidiyorum ufaklık yaramazlık yapma."
Kolunu omzumdan çekti ve eve doğru yürüdü. Ufaklık demesine bozulmuştum. Aramız da sadece 2 yaş vardı. Ufaklık demesine gerek yoktu. ama bunu sonra düşüneceğim. Şimdi sadece beni 'öpmesini' düşünecektim . Bu cümleyi kurarken bile kalbim çarpıyordu.
Beni öptü. Beni öptü. Şuanda deli gibi dansetmek istiyorum ama dans etme işini eve bıraksam iyi olurdu. Sokağın ortasında tek başıma dikiliyorum. Mutluluktan neredeyse koşarcasına eve girdim. Hızla kapıyı çaldım. Ayşen teyze kapıyı açar açmaz ona sarıldım. Şuan mutluluktan gökyüzüne bile uçabilirim. Harbi baya dengesizim.
"Dur deli kız ne oldu."
"Çok mutluyum çokk" diye cırladım
Ayşen teyze Kuzeyi sevdiğimi bilmiyordu. Hatta kuzeyi tanımıyordu bile. Bu evde çalışalı sadece 1 hafta olmuşdu. Çantamı üst kata çıkan merdivenlere attım. Ve hızla dans etmeye başladım. Ayşen teyzenin elini tuttum onunla dans etmeye devam ettim. Belli bir figürü değil içimden ne geliyorsa o haraketleri yapıyordum. Bugün benden daha mutlu kimse olamazdı.
"Kuzum bende kalp var bi dur."
Ayşen teyze nefes nefeseydi. Onu daha çok yormamak için durdum. Ona tekrar sarıldım. Merdivenlerden gelen topuklu ayakkabı sesleriyle Kollarımı Ayşen teyzeden çektim. Annem yine her zamanki gibi kaşları çatık bir şekilde merdivenlerden iniyordu.Kesin yine bir şeye sinirlenmişti. Yoksa bu saatte evde olmasına imkan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAM KIRIKLARI
ChickLitKalbimiz bir camdır. Eğer onu tuzla buz edersek düzeltmesi hiç kolay olmayacaktır. Baş karakterimiz bütün herşeyi mahvetmiştir. Kendini yanlış tanıtan karakterimiz herşeyi düzeltmek için çabalarken daha çok batırlamaya başlar. Peki o kalbi kırıkları...