Darbe Girişimini Kınıyorum.
Kestiğim için özür dilerim ama annemi hatırladıkça içimdeki karanlığa hakim olamıyorum. Gittikçe büyüyor ve buna engel olamıyorum. Dünyada olduğu gibi içimdeki karanlıkta büyüyor. Her gece Fector'lerden korkarak veya "Acaba yarın son günüm mü?" diye düşünmekten çok sıkıldım. Yaşamaktan sıkılsamda buna mecburum. "Beth" için, annemin bana bıraktığı son ve en değerli şey için. Belkide sadece onun için nefes alıyorum. Artık yaşamaya dair hiçbir şey kalmasada onun için ayakta kalacağım.
50-60 kilo birisini üç kat çıkarmak gerçekten yorucu. Kolumdaki yaranın tekrar kanamaya başlaması da ayrı bir problem. Bir kaç metre sonra bir ilk yardım çantası olduğunu görebiliyorum. Yan tarafımda ise bir yatakhane var. Biraz dinlenmem gerek, bu sırada hem bandaj yapar hemde sana nasıl başladığını anlatmaya devam edebilirim. Belki de biraz uyurum kim bilir?
Cesedi yere bırakıp ilk yardım çantasına doğru ilerledim. Çantada bandaj ve tendürdiyot olduğundan işe yarar damgası verip yanıma aldım. Yatakhaneyi kontrol etmek için çantayı cesedin yanına bıraktım. Hiç bir belirti almamama rağmen kontrol etmem gerekiyor. Bir Fector'ün beni veya arkadaşımı yemesine göz yumamam. Belimdeki silahı çıkarıp yavaşça içeri adım attım. Dolapları kontrol ettikten sonra cesedi içerideki yataklardan birine yatırdım ve kapıyı refakatçi koltuğu ile destekleyip kapattım. Cesedin sağındaki yatağa oturup bandaj için kolumu tendürdiyotla temizledim ve bandajı koparttım. Yavaşca uzandım ve düşünmeye başladım; Nerede kalmıştım?
"Annemin bedeni kucağımda oturuyorum. Elim halen boğazında ki yarada fakat hiç bir işe yaradığını sanmıyorum. Gözlerimden akan yaşların haddi hesabı yok fakat elimden ona bakmak dışında hiçbir şey gelmiyor. O derin yeşil gözlerine bakıyorum. Beth ile her zaman aynı renkte idi ve ben her zaman ikisini de kıskanmışımdır. O yeşil gözlerin artık çiçek köklerini izleyecek olması acı veriyor insana. Bana hep sevgiyle bakan o yeşil gözlerin.
Lily'i aramalıyım ve ardından da Beth'i bulmalıyım.
Annemin saçlarını geriye atıyorum. Elimi yanağında gezdirdikten sonra rahat edebilsin diye kanepeye yatırıyorum. Yüzüne bulaşan kanlar gözyaşlarımla karışıyor ve öylece yüzünden akıyor. Halen elini kaldırıp silmiyor veya "Sakin ol kızım" demiyor. Diyemiyor. Ölüm kolay değil. Şu ana kadar bu yüzden ölen kişilerin hepsinin bir hikayesi ve muhtemelen onu seven insanlar vardı. Onlar ölüyor ama acıları halen kalbimizde yaşıyor.
Fred'in elini bi anda omuzum da hissettim. Refleks olarak hızla döndüm. Bi anda göz göze geldik. Normalde olsa utançtan kızarırdım ama annemden ötürü hiçbir şey hissetmedim.
"Özür dilerim."
"Ne için?"
"Anneni kurtaramadım. Benim hatam. Daha erken gelmeliydim."Sadece yutkunmakla yetindim.
Lily'i arayıp gelmesini istedim ama neler söylediğimin farkında değilim. Sadece 5 dakika içinde burada olacağını biliyorum. Beth'i arasam da nafile telefonu kapalıydı.
Yukarıdan gelen ufak bir sesle irkildim. Birisi veya bir şey hareket etmiş ve bir şeyleri devirmişti.
"Angela? Bir ses duydun mu?"
"Yukarıdan geliyor olmalı."
"Gel benimle."Fred bir anda merdivenlere koşmuştu. Annemin silahını yerden aldım ve ona yetişmek için hamle ettim.
"Ses yatak odasından geliyor."
Fred önümden arkama geçmişti. Muhtemelen yatak odasının nerede olduğunu bilmiyor veya çekiniyordu.
Kapı açık ama içeride hiç kimse veya hiç bir şey yoktu. Ama sonra aklıma geldi. Burnumu çekerek sessizce konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Apocalypse (Rewrite)
RandomGün içinde televizyon başında geçirmediğiniz kaç saatiniz var? En son ne zaman gerçekten elde etmek istediğimiz bir şey için çabaladık? Bildiğimiz dünya artık yok. Hükümet yok. Süpermarketler yok. Posta servisi yok. Bilgisayar oyunları yok. Ar...