Bölüm 12 Aptallar Aşık Olur

254 29 8
                                    

  "Ya Stal o ne olacak." Derin bir nefes alarak doğrulup kumaş pantolonunu hafif yukarı çekerek bağlı olduğum sandalyenin önüne doğru çöktü. "O benim polislerden kurtulmak ve haber almak için kullandığım kuklam. Yeterince zeki değil. Yada yeterince güzel." Elini çeneme koyup yüzüme baktığında gülmeden edememiştim. "Kör falan olmalısın. Kız fazla güzel ama zeka kısmına katılıyorum. " Gülüp başıyla onayladıktan sonra ayağa kalkıp elinde kelepçelerin anahtarını salladı. "Peki sen yeterince zeki misin?" Yan bir gülüşle yüzüne baktım. "Sence?"  

Jiyeon:

Etrafımızda pek çok adamla çıkışa yürüyorduk taki karşımıza Stal çıkana kadar. Çatık kaşlarıyla önümüzde durup işaret parmağı ile beni gösterdi. "Bunun senin yanında ne işi var? Paraları alıp kaçtıktan sonra hepsini otelde patlatmayacak mıydık?" Dudaklarım şaşkınlığımla hafif aralansa da dişleyerek buna engel oldum. Oteli patlatmak?  Beni yanında götürecekti peki ya Kai ve Myungsoo? Düşüncemi Minhonun konuşması böldü. "Hala öyle patlatacağım içindeki babam dahil herkesi. Ancak sende bizimle gelmiyorsun güzelim. Yol arkadaşı değişikliği yaptım. " Yüzündeki acı dolu ifade zevk almama sebep olmadı desem yalan olurdu. Benim arkadaşımı ve sevdiğim adamı öldürme planı ile hareket ediyordu başından beri. Yan bir gülüş ile yanımdaki adamın koluna girip ona baktım. "Aşık olmak aptallıktır güzelim. " Adamlar kolundan tutup onu debelenmeleri ile içeri sokarken Minho'ya baktım. "Otelden eşyalarımı almak istiyorum aileme ait olan değerli şeylerde var.. Lütfen. Gerçekten kaçmaya çalışmayacağım. " Kolunu güven verici bir şekilde okşayıp gülümsedim. Başıyla onaylayıp beni iki adamla içeri gönderdi. Hızlı adımlarla içeri girdikten sonra balo salonunun önüne gelince yanımdaki adamın belindeki silahı hızla alıp önce silahlı olanı sonra bana saldıranı vurdum. Yüksek müzik silah sesini bastırırken silahı kapının yanında duran şifreli ufak kutuya çevirip bir elde ona ateş ettim. Kapı ki yana açılırken Gördüğüm ilk yüz olan Kai'ye koşup sıkıca sarıldım. Hemen arkasında olan Myungsoo'ya dolu gözlerle bakıp ona da sarıldıktan sonra hızla çıkışa koştum. "Takip edin beni bombayı bulmalıyız. " Myungsoo kolumdan tutup ben durdurduğunda ona baktık Kai ile. "Siz Minho'yu durdurun destek çağırın. Ben bombayı bulurum. Bu konuda hepiniz iyi olduğum ortada." Başımla onaylayıp ona bakarak dudağımı dişledim. "Dikkatli ol." Başıyla onayladıktan sonra o aşağı katlara koşarken bizde arka çıkışa koştuk Kai telefonundan destek için ekip çağırırken arka kapıda durup Kai'ye kalmasını işaret edip koşarak dışarı çıktım Minho'ya nefes nefes bakıp konuştum "Eşyaları bulamadım ve.. Tanrım bomba patlayacak ve öleceğim sanıp koştum adamların kaçmaya çalıştığımı sanıp beni vurmaya kalktılar bende onları vurdum." Dolu gözlerle ona bakarken bana kollarını dolamış sırtımı patpatlamıştı. "Tamam geçti önemli değil. Hem bombanın patlamasına iki saat var. " Rahatlamış bir nefes verirken başımla onayladım onu.  Aniden etrafı saran helikopter ve siren sesleriyle ona baktım. "Stal.. Bizi ispiyonlamış olabilir mi?" Başını bilmiyorum der gibi sallayarak elimi tuttuğunda adamların yarısı polisler tarafından indirilmiş diğer yarısı çatışmaya girmişti. Elimi tutan adamın bileğini kavrayıp arkasına geçerek hareketini engellerken belindeki silahı alıp sırtımı arabaya yasladım. Bana silahlarını çeviren adamlara tek kaşımı kaldırıp güldüm. "Silahlarınızı bırakıp teslim olun. "

Son olarak Minho'da polis arabasına bindirildiğinde yan bir gülüş atıp ardından aklıma gelen bomba ile Kai'ye döndüm. "Bomba!" Kalan belkide son yarım saatti. Myungsoo'yu arıyorsamda açmıyordu. Dolan gözlerimi silerek indim bodrum katına, yoktu! Uzun bir süre aradım onu.. Kai kolumdan tutup çıkmamız gerektiğini söylediğinde debelenmiştim. "Hayır anlamıyorsun! Bombayı imha etmeden asla çıkmaz  lütfen Kai! Onu bulmalıyız! " Kai beni umursamadan  çekiştirdiğin de yüzüne sert bir yumruk attım ancak iki hamlede yanıma gelip ağzıma bastırdığı bez ile gözlerim yavaşça kapanmıştı.  Çok uzun sürmemişti gözlerimi açmam etrafa bakınıp polis ekiplerinin koşarak binadan çıktığını görmemle bir olmuştu patlama sesi. Tüm kulakları sağır edecek kadar yüksek olan sesle duvarlardan dışarı fırlamaya çalışan alevler ve dumanlarla çığlık atarak kalktım ayağa. İçeri girmeme izin vermemişti kimse attığım çığlıkları umursamamıştı. Umursamamışlardı beni. Çırpınarak tepinerek kurtulup içeri girmek istedim ancak kendimde o gücü bulamıyordum. Çığlıkla karışık olan Hayır kelimesini söyleyerek oturdum yere. "HAYIR! ÖLME YALVARIRIM!"

Evet karşınızda ikinci bölüm. Umarım beğenmişsinizdir. Bu arada yorum yapmayı ve bölüm tahminlerini yapmayı unutmazsanız sevinirim. Eğer çok istek olursa diğer bölümüde hemen paylaşacağım. Gördüğünüz gibi son sahne biraz sana bir sır vereceğimin sezon finali sahnesine benzedi. Çok etkilendiğşmden bir parça vermek istedim.

Kimsin Sen? (Düzenleniyor.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin