Bölüm 2 "Denizde..."

117 29 14
                                    

Yağmur giderek hızlanıyordu ve bizde limandan bayağı uzaktaydık. Üstüne üstlük Kaptan da gemiyi çevirememişti ve hala ilerliyorduk.
"NEDEN GERİ DÖNMÜYOR BU KAPTAN?!!" diye bağırdı Edward.
Şansımız o kadar kötü ki, yağmurun ardından rüzgar da çıktı, üstüne de yağmur hızlandı. Kısacası bu fırtına çıkıyor demekti.
Edward'ın bağırması üzerine Kaptan'ın odasına girdik. Kaptan'ın stresi görülmesi gereken bir şeydi. Her tarafa koşturmaya çalışıyor, sürekli başka başka düğmelere basıyor aynı zamanda da gemiyi kontrol etmeye çalışıyordu. Hemen yanındaki bira şişesini de unutmamak lazım. Edward ile bunu görünce biraz şaşırdık bakakaldık. Sonra kendimizi toparladık.
"Neler oluyor kaptan?" dedim sakince ortamdaki gerilimi gerilemeye çalışırken.
"GEMİYİ KONTROL ETMEYE ÇALIŞIYORUM" diye sinirle haykırdı kaptan.
"NEDEN GERİ DÖNMEK YERİNE İLERLİYORUZ???!!!" bağırarak karşılık verdi Edward da.
"Ne?" dedi Kaptan bize dönerek. Sanırım bu adam delirmiş.
Terden sırılsıklam olmuş, gözlerinin altı şişmiş, stresli gözleriyle bir bakıma korku filmi sahnesinden bir farkı yoktu durumun.
"Ne yani bunca zamandır" bir an duraksadım ve devam ettim " ileriye gittiğimizin farkında değil misiniz? " dedim.
Kaptan sinirden ağlamak üzereydi.
"Nasıl olur?" dedi şapkasını çıkarıp terli başını kaşırken.
Edward'la birbirimize baktık.
"Imm, iyi misiniz?"
"BURAYA KADAR, GERİ DÖNÜYORUZ!" dedi Kaptan.
"İsterseniz size yardım edebiliriz" dedim ve elimi uzattım.
"Sizin yardımlarınıza ihtiyacım yok, zamane gençleri" dedi elime vurup."Artık, buradan çıkabilirsiniz, ÇIKIN BURADAN" demesiyle çıkmak zorunda kaldık.
Çıkınca bir süre sessiz kaldık çünkü ikimiz de birbirimizin düşüncelerini anlayabiliyorduk.
Biz de diğerleri gibi geminin içerisine girecektik ki...
Gemi bir anda öyle bir dönüş yaptı ki Edward'la Gemiden düştük. DENİZE!!!
İkimizde ne olduğunu anlayamamıştık. Ben denize düşünce çarpmanın etkisiyle bayılır gibi olmuşum. Bir anda Edward beni yukarı çekti. Nefes alınca kendime geldim denebilir ama Edward beni öyle bir çekiyordu ki, hala ne olduğunu anlayamamıştım. Ta ki üzerimdeki gölgeyi hissedene kadar.
"Hayırrrrrrrr" diye bağırarak hızlıca yüzmeye çalıştık çünkü gemi hızını alamamış, üzerimize düşüyordu. Ayrıca içinde belki de 150'den fazla insan vardı.
Yüzdük yüzdük. Allah'ıma şükürler olsun kurtulmayı başardık. Geminin altında kalmadık. Gemi battı. Fırtına devam ediyordu. Bizim dışımızda yaşayan olmadı. Fırtına geçinceye kadar denizin üstünde kaldık. Durumumuz korsan filmlerden çok daha değişikti.
Ne tutunacak bir dal ne de her hangi bir şey vardı. Bir bakıma da korkuyorduk. Bu koskocaman denizde yalnızca biz yokuz ki...
Saat belki de gece yarısını geçmişti ve biz hala denizdeydik. Gecenin karanlığında yalnızca Allah'a emanettik. İkimizin de fazlasıyla uykusu gelmişti ve yüzmekten yorulmuştuk. Ne bir kara parçası, ne de herhangi bir şey gözüküyordu.
"Dwayne"
"Efendim"
"Ben çok yoruldum ve çok uykum var. Ne yapacağız?"
"Bilmiyorum, şuanda bende öyleyim"
" Tutunacak bir dal bile yok "
" Offf "
"Dwayne"
"Efendim"
"Ya ben denizden de korkuyorum"
"Bende öyle şuanda çok savunmasız durumdayız"
"Bir şey diyeceğim"
"Senin fikirlerine güvenmiyorum ama söyle bakalım"
"Oha fikir söyleyeceğimi bildi"
" Hadi sen söyle de. "
"Şey diyorum, şu batmış gemiye baksak. İşimize yarayacak şeyler mutlaka vardır"
" Oha ciddi olamazsın, biz o kadar derine nasıl dalalım? Daldık diyelim orada nefessiz duracağız? "
"İşte onlar problem"
"Bunlar problem olmasa zaten biz denizkızı gibi bir şey olurduk heralde"
"Of Abi sabaha kadar böyle mi duracağız?" dedi konuyu değiştirerek.
"Oruç tutuyoruz farzet"
"Ah, evet, hı hı"
"Allah'ımmm yardım et"

Gece yarısı, bir ara az daha uyuyormuşum ki, Edward fark etmiş çünkü denizin içine doğru batmaya başlamışım.
"Dwayne uyan!"
"Ne oldu?" diye kapalı gözlerimle cevap verdim
"Ya uyuyorsun şimdi boğulacaksın"
" Hıh, ne? " diyerek açtım gözlerimi. "Offf öleceğiz burada."
İç çekti. " bak hava çok yavaş olsa da aydınlanmaya başladı. Belki şansımız yaver gider"
"Şansımız yaver gitseydi Denize düşmedik."
"Şansımız yaver gitti ki o ölen insanların arasında biz yokuz" dedi.
"Evet kardeşim şimdi de bir şeyler yap o zaman da şansımız yaver gitsin"
"Of Dwayne, stres yapma hava aydınlanınca bakarız"
"Sence ne zamandır denizin üstündeyiz?"
" Imm, en az 10 saattir buradayız "

Biraz daha ondan bundan konuşuyorduk ki...
"Dwayne ne oldu, gözlerin pörtlemiş"
" Arkana bak, ARKANA BAK "
Edward'ın arkasına basmasıyla yüzmeye başladık. Tabiiki yürüyorduk önceden de. Ama bu her zamankinden daha hızlıydı.
"O neydi öyle?!"
"O bir kuyruktu, balina kuyruğu!!"
"NEE?!!!"

Hızlanmaya çalıştık ama bu kocaman denize bizim gücümüz yetmiyor ki...

Bu balina katil balinalardan. Hani şu siyah ve beyaz olanlardan. Şansımız gerçekten çok güzeldi. Bizim bu katil balina yalnız değilmiş meğer. Yanında yavrusu da varmış. 2 tane hemde. Yavruları bile bizim 3-4 katımız. Sanırım bunlara lezzetli bir sabah kahvaltısı olacaktık.

Şans ne zaman bizimle oldu ki?

Rüya Olsaydı...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin