2.Bölüm Cehenneme Git

23 3 0
                                    

     Arabalarımızda bekliyorken arabadan çıktım. Bizimkilere işaret yaptım. Adamlarıma bekleyin burada işareti yaptım. Karavana Biray ve Can'ın yanına gittim. 

Biray:

"-Evi hackledik. Kuzey' i nereye götürüyorlar öğrendik. Eskiden Sera'yı öldürmek üzere olduğumuz depo. Burdan sonrası size.  Telefonunuz açık olsun. Talimatlar bizde." 

"-Tamam Biray! Kuzey'i KURTARACAĞIZ!" 

   Hemen bizimkileri :

"-O sürtük eski depodaymış. Kuzey 'ide oraya götürmüş. Eski depoya gidiyoruz. " 

  Hepsinden anlaşıldı homurtuları çıkınca adamlara da işaret ettim. Tek gidecek kadar salak değiliz. Bittin sen SÜRTÜKKK! 

  Depoya  biraz kala arabalarımızdan indik. Adamlara direk dalın işareti yaptım. ( ne de işaretçi bir görll fkjshhdfuıshzuz) Depoyu taramaya başladılar. Sera bana, ben ona silah doğrultuyordum. Ne de güzel canım ya... Ama farkında değil ki arkasındaki Azra' da ona silah doğrultuyordu. Azra' ya " ateş" diye bağırdım. Hemen yere yattım. Azra, Sera'nın kolunu yaralamıştı. Hemen silahını aldım ve üstünü aradım.

Azra:

"-Mert'in yanına git ve hemen Kuzey'i alın. Ben bunun icabına bakacağım. " diyerek  Sera'nın başına silahla vurup bayılttım.  Osırada kollarını, bacaklarını bağladım. Hiç taşıyamazdım bu sürtüğü o yüzden saçından sürükledim. Kıyafetleri yırtılmıştı. Daha doğrusu kıyafet denilir mi bilmiyorum. Yarısı nerede kalmış bunların bilinmiyor. ( ne kadar  da bilinmeyenli bir görlll hsdcdsdfh) 

     Sürtüğü arabama sürükledim. Yanına da bir adamımı oturttum. Eve kadar yine yarış yaptık. Her ne olursa olsun vazgeçilmeyen yarış. Telefonum niye çalmamıştı diye düşünürken telefonuma baktım. Hay amk sessizdeymiş. Biray sıçtı ağzıma. Biray' dan 10 çağrı, Can' dan 5 çağrı vardı. Muhtemelen dikkatli olmamız içindi ama Biray diğerlerinden de haber alamadıysa deliye dönmüştür. Biray' ı aramak aklıma geldi. Çalıyor...Çalıyor...Çalıyor..Açtı..

  Açılan telefonlar Biray'ın sinirli sesi kulağıma doldu:

"-Şu telefonu götüne mi soktun lan!?" diye bağırınca her ne kadar kendimi gülmemeye zorlasam da kahkahamı bastıramadım. Biray:

"-Ne gülüyorsun kumral sürtük?" der demez o da gülmeye başladı. Dayanamayıp:

"-Merak ettin dimi lan bizi sürtük taşı?" diye anırdım. Biray:

"- Sortok toşo" diyip göz devirdiğini hissettim ama bir  3 saniye sessizlik olduktan sonra ikimizde aynı anda kahkaha attık. Biray böyleydi işte. Bizi çok severdi ama duygularını hep saklamaya çalışırdı. Gülerek :

"-Keyfim çok yerimde. Çünkü oyuncağımı aldım.." diyerek güldüm. 

*10 Dakika sonra*

      Eve geldiğimde sürtüğü sürükleyerek işkence odasına götürdüm.

*UYARIIII!!!*

*RAHATSIZ OLANLAR BURADAN SONRAKİ İŞKENCE KISMINI OKUMASIN YA DA ETKİ ALTINDA KALANLAR..*

      Sürtüğü duvara zincirledim. Bizim çetenin hepsi oradaydı. Konuşmaya başladım:

"-Evet sürtük!! Hangisinden başlayalım bakalım hadi sen seç."

Sera:

"-Sürtük mü ? Bunu sen mi söylüyor----" diyemeden dilim-ne çakıyla bir kaç tane derin kesik attım. Kimle nasıl konuşacağını farkına varmalı. Mozarella peyniri.( terbiyesiz yazar shzjhfg) Elleri duvara zincirliydi. Ama daha sağlamı lazımdı. Parmaklarının bir kaçına çivi çakacakken Azra beni tutarak:

"- Yapma" dedi. Ona:

"- Ne diyorsun lan? " diyerek bağırdım. Yüzüne sadist bir gülüş yerleştirerek:

"-Çünkü bunu ben yapacağım!" der demez, Sera'nın çığlığı kulağıma doldu.

Kuzey:

"-Biraz da sıra bende olsun yaa." diye bebek gibi alaylı bir şekilde somurttu.

"-Kuzey biliyorsun. Başkasının oyuncağıyla oynar kırılcağı an atarım sıranı bekle. " diye piç smile yerleştirdim yüzüme. Bizim erkeklere:

"-Çıkın. Mozarella peyniriyle küçük bir işimiz kaldı. Sonrası Kuzey'in. *sadist bir gülümseme* 

Bizimkiler gidince Sera'ya:

"- Bak yine iyisin. Sürtüklüğünü yayın etmiyoruz. " dedim

Sera:

"-Sen kim--" diyemeden hafif bir yumruk attım. Bayılmasını istemezdim. Çünkü ona hazırladığım süprizi görmezi gerek. 

Biray ve Azra' ya:

"-Çıkarın" dedim. Sera'nın üstünü yırttılar. Sadece  iç çamaşırları vardı. Çakımı alıp, hafif dilimde gezdirdim. 

"-Imm...Keskinmişte ama senin üzerinde daha güzel durur yavrum" diyerek göz kırptım.

  Sera'nın  karnına B  ( Biray) harfini kazıdım. Her çığlığında daha da hoşuma gidiyordu. Koluna K ( Kuzey) harfini kazıdı. Bacağına A (Azra) harfini kazıdım. Diğer koluna C (Can)  harfini kazıdım. Sırtına M ( Mert) harfini ve son olarak da en sevdiğim yeri yüzüne ASB harflerini kazıdım. (Ada Su Biçer) işte bu çığlığı çok hoşuma gitti. 

Sürtük: 

"-Bu çakıyı unutma aynı şey senin götünde olacak." demesiyle kahkahayı bastım:

"-  Bana olması için senin götünden çıkması lazım sürtük!" diyerek bağırdım. Durdu ve:

"-Cehenneme GİT!" diyerek bana baktı. Ona bakarak:

"- Senin gibi sürtüklerden bize yer kalır mı bilmiyorum sürtük!" dememle kafasına silahla geçirip bayıltmam bir oldu. Biray Kuzey' e bağırdı:

"-Kuzeeeeyyy!! "

"-Efendim Biray!" Biray' ın sözünü Azra kesti ve :

"-Alın bu sürtüğü halledin ve bir çöpe atın." diyerek güldü. İşte  benim kardeşlerim. O sürtüğün yanına bırakmazdık biz.Odama girip, ılık bir duş aldım. 




   SELAMMM  CANLARIMMM.. YORUMLARINIZ BENİM İÇİNN ÇOOK ÖNEMLİ BİR FİKRİNİZ VARSA YORUMDA YAZABİLİRSİNİZ... SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM... <3 <3 

ÖLÜMSÜZLER ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin