Dalgalar öfkelerini kıyıya haykırırlar.
Senden sonra çok şey değişmedi.Sadece biraz yalnız ve yorgunum.Her gün zamanımın büyük bir kısmı dört duvar arasında ya da dalgalar eşliğinde gökyüzünü seyrederken geçiyor.Ailem her şeyden habersiz bana ne olduğunu anlamaya çalışırken ben onlara seni anlatamayacak kadar çaresizim.
Ben Hale Seçkin.
Seçkin ailesinin tek çocuğu.
Aileme göre yaşama sevinci olan bireyim.
Kimilerine göre büyümüş fakat başını sürekli belaya sokan bir çocuğum.
Herkes eskiden ne kadar neşeli ve güçlü biri olduğumu söylesede bu aralar söylenenler çok daha farklı şekilde yüzüme vuruluyor.Annem ve babam herkesle iletişimimi kestiğim için yakınıyor,arkadaşlarım ise onlara karşı soğuk olduğum için bana kızıyor.Hayatımın ne denli değiştiğinin farkındayım ve onlara da hak vermiyor değilim.Ama hiç biri kendisini benim yerime koyup düşünmedi bile.Sürekli başıma açtığım belalardan ve sıkıntılardan beni sorumlu tutup yanlışlarımı sürekli kanımı donduran rüzgar gibi yüzüme vurdular.
Kaç saattir burada kıyıya çarpan dalgaların melodisiyle baş başa güneşin yavaşça ufuktan kaybolmasını beklediğimi bile bilmiyorum.Soğuktan uyuşan parmaklarım bedenimi sarmış, ağlamaktan kesilen nefesim zamanla derin iç çekişlere dönmüştü.Zaman aslında geçmiyor fakat anıları düşünürken bile bu kadar hızlıysa yanımda sen olsan kim bilir nasıl akıp giderdi.
Evet.Uzun bir ilişkide darmadağın bir şekilde yarı yolda bırakıldım.Neden gitti bilmiyorum ama hâla onunla aynı şehirdeyim ve aynı gökyüzüne bakıyorum.Ve biliyorum bir gün her şey düzelecek.O geri gelecek.Bense iyileşeceğim.
Hava karardığında sahil kenarı benim için çok daha vazgeçilmez bir yer oluyor.Gecenin karanlığını seviyorum.Yıldızları,ayın etrafına saçtığı ışıltısını ve dalgaların kıyıya vururken çıkardığı sesi...
Tabi annemi daha fazla dehşete düşürmeden eve gitmem en iyisi olucak sanırım.Zaten neden bu hâlde olduğumu bilmedikleri için onları daha fazla korkutmayı istemiyorum.Benim için yeterince endişelendiklerini görebiliyorum.Dün akşam odamdan su içmek için mutfağa giderken konuşmalarına kulak misafiri oldum.Babam psikoloğa götürebileceğini ve bana iyi gelebileceğini söylüyor annem de babamı pür dikkatle dinliyordu.Odamdan nadir çıktığım için fazla kısık olmayan ses tonlarıyla konuşuyorlardı ve beni fark etmemişlerdi.Ben de hızlı bir şekilde suyu alıp odama geçmiştim.Yol boyunca aklımdan çıkmayan düşüncelerle ilerledim.Durumum çok mu kötüydü ?Evimiz Beşiktaş'ta sahile çok da uzak olmayan bir sokakta.Sahil kenarlarını çok sevdiğim için küçükken ısrarlarımla ve yalvarmalarım sayesinde bu evi almışız.Kafama koyduğumu yaparım.Güçlü olduğumu bu yüzden söylüyorlar.Engellere aldırmadan -ki bu yüzden belalardan kurtulamıyorum- yolumdan vazgeçmeden adım atmaya korkmayan bir yapım var.Fakat bütün her şeyi güçlü görünmek pahasına içime atıyorum ve bu beni günden güne daha da yıpratarak yorgunlaşmama neden oluyor.Farkındayım.Ama kendimi iyileştiremeyecek kadar halsiz ve yaralıyım.Ayağa kalkamayacak kadar bitkin...
Eve yaklaştığımda düşüncelerimi bir kenara bırakıp 3 basamağı çıkarak kapıyı açtım.Kapının sesini duyduğu gibi annem yanıma gelmişti bile.
- Tatlım ?
~ Efendim
-Nerede kaldın ? Merak ettim.
~ Geldim işte buradayım.İyiyim,odamda uyuyacağım.Diyerek annemin homurtularıyla birlikte hızla üst kata çıktım.Odanın kapısını kapatıp banyoya ilerledim.Aynaya baktığımda göz altlarımda mor halkalar oluşmuş gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuş,rengim solmuştu ve oldukça bitkin görünüyordum.Annemin bana bakışları bu yüzdendi demek.Biraz rahatlamak için kabinin kapaklarını aralayarak ılık suyun akmasını sağladım daha sonra elbisemi bedenimden yavaşça çıkartarak kabine girdim.Buz tutmuş bedenim soğuk rüzgarın ardından ılık suda çözüldü ve gözyaşlarım duş başlığından çıkan damlalarla birlikte benden habersiz akmaya başladı.Kendime engel olamıyorum.Düşünmeden edemiyorum.Arkasını dönüp beni ortada bıraktığını,kalabalığın ortasında olmama rağmen kendimi yapayalnız hissettiğim o anı düşünmeden edemiyorum.İlk kez birini gerçekten sevdiğim için onu düşünmeden edemiyorum.Her anım onu düşünerek geçerken nasıl kendimi toparlayabilirim ki ?
Kabinin kapaklarını açıp dışarı çıktım ve bedenime havluyu sardım.Banyodan çıkıp gardrobuma ilerledim.Kendime özen göstermediğim ve odamdan çıkmadığım için elime geçen iç çamaşırlarımı ve siyah eşofman takımını elime alıp yatağımın üstüne oturdum.Dizlerimde çizikler ve sıyrıklar vardı.Sanırım o gün birden gözlerim karardığı için yere düşmüş,beni görenlerin yardımları sayesinde ayağa kalkmıştım.Bunları daha fazla hatırlayıp tekrar ağlamamak için elimi çabuk tutup iç çamaşırlarımı giydim ve eşofmanımı üzerime geçirdim.Ardından kendimi yatağa bırakıp yorganın altında kıvrılarak pencereye doğru döndüm.Gözlerim pencereden dışarıyı seyrederken bedenim çoktan uykuya hapsoldu.
Umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir :)) Bu arada medyadaki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim.Hatta dinlemeden geçmeyin :))