✂✂✂✂✂✂✂✂
Pazar günü saat 10 kalkmak nedir ya?Küfür gibi.Ama yandaki inşaat saolsun sabahın köründe yastıkımla olan heyecan dolu sarılışıma engel oldu.Bunun gerginliğini daha atmamışken annem alışverişe git dedi.Aslında ne kadar güzel bir cümle tabii bu alışverişten kasıt domates yerine elbise olsaydı.Dolaptan üzerime bir t-şhirt giydim.Altına bir dar paça bir pantolon giyip saçımı mütüşlü bir topuz yaptım.Ve en sevdiğim bölüme geldim.
Bileklik.
Benim için bileklik herşeden daha önemlidir.Bilekliklerimi büyük bir özlenle takıp,sevgili kardeşim yanına gitim.Çok severim kendisini öylesine ki her sabah yüzüne su atmadan,ağzına sıçmadan kaldırmam.Odasına girdiğimde götü başı dagıtmış yatıyordu.Yani şöyle ki yastığı pencerenin pervazında yorganı yatagın altında çarşafı da yataktan sarkmıştı.O kadar yani.Fazla umursamadan elimdeki suyu yavaş yavaş kıymetlisinin üzerine döktüm.Anladınız siz.
Sonra parmak uçlarımda odadan ayrıldım.O sıra babam karşı kapıdan çıktı.Tam esnerken göz göze geldik.Parmak ucumda duruşuma baktı.Sonra açık kapıya ve daha sonra da elimde ki suya sonra yüzüme baktı.Eliyle sus işareti yaptı .Hani şu hastanedeki çerceveli resimlerde hemşireler yapar ya onlardan.Bende kocaman sırıtıp kafamı salladım.Babamın koluna girip mutfağa doğru yol aldık.Annem sofrayı hazırlamıştı.Elime bir sandeviç sıkıştırıp kapıta doğru itekledi.
"Hayırdır anne ne yapıyorsun?"
"Çabuk git gel şu markete Asya hadi hadi."
"Ne alacaz ki ne bu heyecan hayırdır? "
"Ne heyecanı be,ben gayet sakinim daha yemek yapacam hadi kız."
"Listeyi ver hadi neymiş bu kadar önemli olan."
"Al bakalım çabuk git ama ha."Listeye baktım saçma sapan şeyler vardı.Mesela en normali ampul.Böyle şeyleri annemler alırdı genelde ama umursamamaya çalıştım.
"Tamam çok geç kalmam hadi görüşürüz"Annemin yüzünde bir endişe ifadesi geçti gibi oldu.
"Tamam hadi görüşürüz."
Annem konuşmama fırsat vermeden beni merdivenlere doğru itip,kapıyı yüzeme kapattı.Bende aşağa dogru inmeye başladım.Caddeye doğru yol aldım.
Markete girip alışveriş arabasını aldım listeye göz atıp reyonları dolaşmaya başladım.Sadece domates kalmıştı.Tam manav bölümüne doğru gitmek için reyonun köşesini dönüyordum ki başka birinin market arabasına çarptım.
"Kör müsün kızım? Dikkat etsene biraz."
Kafamı kaldırıp karşımdaki dangoza baktım.Suçluydum evet çünkü arabayı sürerken gözüm nutella kutularına takılmıştı.Ama bu ona bana bağırma hakkını vermezdi.Hayat felsefem buydu benim her zaman EN BÜYÜK SAVUNMA;SALDIRIDIR.O yüzden yakışıklı yüzünü ve iyi vucudunu umursamamaya çalışarak -ki bu inanın oldukça zordu- gözlerimi belertip bagırmaya başladım.
"Ne diyorsun be sen öküz.Sensin kör .Ben ne güzel uslu uslu gidiyordum tabii sen ve o lanet araban arabama çarpmadan önce."Dedim ve elimi belime koyup pis pis baktım.Önce elime koyduğum belime sonra da havada umarsızca salladığım elime baktı.Alayla gülüp omzunu silkti
"Çoluk çocugun kaprisiyle uğraşamayacağım kusura bakma"
Arabasını çekmeye çalıştı ama arabaların demirleri arasındaki boşluklar birbirine girmişti.Arabayı çekip çıkartmaya çalıştıkca arabamın içindekiler sallanıp düşüyordu.Hayır yani ben onlara para sayacam şimdi.Eh kırılırsa dökülürse falan da almak zorundayım be.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT
Teen FictionYALNIZLIK KARANLIKTIR VE İNSANLAR KARANLIKTAN KORKARLAR. KARANLIK KENDİNLE YÜZLEŞMEKTİR ,BİLİRİM, HERKES BU YÜZLEŞMEDEN KORKAR . BEN İSE HENÜZ 18 YAŞIMDA ÖĞRENDİM ,DÜNYANIN KARANLIKTAN İBARET OLDUĞUNU. BU YÜZDEN: KARANLIKTA GÖRMEYİ. KARANLIĞI GÖRMEY...