"Cidden! Bu nasıl bir insan böyle!"
"İnsan mı ki acaba?" dedim.
"Tanrı aşkına bu nasıl bir cinayettir?!" Diye yakındı joon.
"Cinayeti sorgulama." Dedim ve Sehun içeri girdi.
"Kahveleriniz geldi." Diyerek masama koydu.
"Teşekkürler." Diyerek kahvemi aldım.
Sehun da yerine geçip dosyaları düzenlemeye başladı.
Sehun hakkında sadece tek yaşadığı, ailesi yurt dışında olduğu ve 20 yaşında olduğunu biliyorum ve benden 1 yaş büyük.
"Ah aslında katil olmak fena sayılmaz düşünsene istediğin işkenceleri uyguluyorsun." Dedi joon.
"Kelepçem çebimde hatırlatayım." Dedim ona bakarak.
"Sadece şaka." Diyerek güldü.
"Ama ben olsam önce gözlerini oyardım." Dedi.
"İğrençsin." Dedim.
Yerimden kalkıp Sehun'un yanına gittim. Evrakları almak için eğilecekken Sehun'un kolunda kadın tırmığı olduğunu gördüm.
"Kolun," dememe kalmadan hırkasıyla kolunu kapattı.
"Nasıl oldu?" Dedim.
"Hiç sadece kedi yaptı." Dedi gözlerini kaçırarak.
"Bana kadın tırnağı gibi geldi." Dedim sorgulayıcı sesimle.
"Hadi Eun Jee kedi işte." Dedi Joon.
"Ah peki." Diyerek yerime geçtim. Geçer geçmez odaya biri daldı.
"Yine aynı vaka!" Hadi ama bir rahat olamayacak mıyız?
*
Bu sefer ki korakola yakın bir yerde olmuş. Bir kadın. Nedense kahve dükkanına yakın bir yer.
"Kadın bayağı zorlanmış olsa gerek boğazında bir sürü iz var." Dedi Joon.
"Kadına birde ben bakmak istiyorum." Dedim.
Joonla kadının yanına geldiğimizde kadının yanında Sehun vardı ve kadından başka bir yere bakmıyordu.
"Ne o tanıdığın mı?" Dedim.
"Hayır sadece çok garip." Diyerek geri çekildi.
Kadını incelemeye başladım, göz kapaklarının üstü çizilmiş yüzü tanınmaz halde, vücuduna bir çok darbe almış, sayamayacağım kadar bıçak darbesi ve uzun tırnaklar.
"Sehun ve Joon acaba çıkar mısınız?" Dedim.
"Tabii ki." Dedi ikisi ve çıktılar.
Eğilip kadının tırnak içlerine baktım ne yazık ki bir şey yoktu. Bir ihtimal Sehunun kolundaki izle bir bağlantısı olur sanmıştım.
Dışarı çıkıp Sehunu aradım, ama bulamadım. Joonun yanına gidip,
"Sehun nerede?" Dedim.
"Ah o mu bilmem bir telefon görüşmesi yapacağım demişti." Dedi Joon.
Arabama doğru gidip kapısını açtım. Yavaşça arabama bindim. Bu sorunu çözemememiz benim sinirimi bozuyordu.
Direksiyona vurup arabayı çalıştırdım. Karakola geldiğimde asistandan cinayetlerin olduğu yerlerin haritasını istedim.
Bir saat geçtikden sonra, kız gelip elinde ki kağıtları bana verdi birde harita vardı.
"İstediğiniz şeyler bunlar. Yapılan cinayetlere baktığımızda ilki,
(Koredeki ilçe isimlerini bilmediğimden salladım.)
Hoka ilçesinde olmuş sonra ki ise Hoka'ya yakın olan Yören'de olmuş bundan sonra ki ise Yörene yakın olan bir yerde olmuş burdan çıkaracağımız izlenim hepsi birbirine yakın yerlerde ve sıra sıra geliyor saatlerine bakarsak ilk cinayet sabah 08:30 olmuş ikinci cinayet 09:30 olmuş üçüncüsü ise 10:30 ve bu böyle gidiyor. Galiba takıntılı biri olsa gerek düzene felan takıntılı." Dedi kız.
"Hangi günler aralığında olmuş?" Dedim.
"Hepsi 3 gün aralığında." Dedi.
Son cinayetin arasından 2 gün geçmişti. Aklıma gelen fikirle sevindim.
"En son yapılan cinayetin yani Kong ilçesinden sonra hangi ilçe geliyor?" Dedim.
"Pupa ilçesi geliyor." Dedi.
"O zaman bu tespitlerimize göre, yarın pupa ilçesinde saat 23:30 da cinayet olucak." Dedim.
"Bunun üzerine yarın oranın her yerine polis yollamamız gerek. Joonu ara ve hemen buraya gelsin." Dedim.
*
"Vay be!" Dedi Joon.
"Yarın desene çok heyecanlı olucak." Dedim.
Sehuna baktığımda dudağını kemiriyordu, "Bir sorun mu var?" Dedim Sehun'a.
"Ah Hayır sadece ilk görevim olduğundan heyecanlıyım." Dedi.
"Peki anlıyorum." Dedim.
Sehun odadan çıktığında, Joona bakıp,
"Sehunun peşine adam taksan iyi olur." Dedim.
"Abartıyorsun." dedi ve gitti.
İki dakka sonra Sehun odama gelince,biraz tedirgin olduğunu gördüm.
"Hey sen cidden iyi misin?" Dedim yanına giderek.
"E-evet." Dedi ve masasına gitti.
"İstersen eve git." Dedim.
"Hayır olmaz." Dedi.
"Peki." Diyerek masamdan kalktım. lavaboya girip yüzümü yıkadım.
Çıktığımda bağırışma sesleri duydum, bir adam elinde silahla oraya buraya savuruyordu kolunu.
"Hey! Sakin ol!" Dedim.
Silahı bana doğrultup, sinsice güldü. "Olmazsam n'olur?" Dedi.
"Elinde ki silahı indir." Dedim yavaşça yaklaşıp,
Adam beklemediğim bir anda tetiği çekince gözlerimi sıkıca kapadım sonra beni birinin çektiğini hissetim.
Yere düşerken gördüğüm surat, Sehun'un yüzüydü.
*
Gözlerimi açtığımda, ilk gördüğüm surat Sehundu.
"İyi misin?" Dedi telaşla.
"Ah evet." Diyerek koltukta oturdum.
"Teşekkür ederim." Dediğimde sadece başını eğip güldü.
Gülüşü kalbimi hızlandırdı ve bende sırıttım. Tanrım gülüşü muhteşemdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster💀 :: Oh Sehun
Fanfiction"Masum görünümlü canavar nasıldır bilir misin?" |SoltBucky| "Tüm hakları saklıdır."