Aynada gördüğüm yansımayla yerimden kalktım. Yaşlı kadın bakışlarını bana çevirip sakince oda ayağa kalktı.
"Bir sorun mu var kızım?" dedi sakince.
Bakışlarımı kadından ayırmayıp, karidora doğru yürüdüm, tekrar aynaya bakınca hiç bir şey yoktu, odaların olduğu bölüme gittim ama yine yoktu.
"Birşey gördüm sandım... yanılmışım." diyerek Joon'a baktım.
"Peki efendim şuan Kai nerede olabilir?" dedi Joon.
"Bilmiyorum, ama lise yaşlarında hep gittiği bir yer vardı," der demez yerime oturmuştum.
"Bir gün onu takip ettim, ve gittiği yerin hiç iyi bir yer olmadığını düşündüm ve öyleydide çünkü gördüklerim beni pişman ediyor." dedi yaşlı kadın.
"Ne gördünüz?" dedim.
"Birini öldüresiye dövüyorlardı, bunu geçtim, o kişi döveden Kai'idi, gözü dönmüş gibiydi, hiç bir şey yapmadan çıktım oradan banada bir şey yapmasından korktum."
Joon'a bakıp yumruklarımı sıktım. Bu herifler elime bir geçsin çin işkencesi yapmazsam...
"Peki efendim teşekkürler biz kalkalım."
¤
Dönen sandalyedeki Joon'a bakıp sinirle yerimden kalktım. Sandalyesine tekme atıp, yere düşmesini seyrettim.
"Bana bak başım döndü ya! Çevirme şunu!"
"Bunu nazikçe söyleyebilirdin! Kafamı yarmana gerek yoktu!"
Onu dinlemeden odadan çıktım, Sehun neredeydi?
"Efendim! Yeni bir cinayet var ama bu... farklı." Diyerek yanıma gelen Danbiye baktım.
"Farklı... derken?"
"Bu seferki not bırakmış." diyerek poşet içinde bir kağıt parçasını gösterdi.
Poşeti alıp odama girdim, Joon yerden kalkmamış, uzanıyordu.
"Görüyor musun, kalkamıyorum!"
Onu takmayıp, sandalyeme oturdum. Çekmecemden eldiven alıp taktım. Kağıdı poşetten çıkarıp okumaya başladım.
'Hayat kötülerle ve iyilerle dolu, nasıl doğacağına sen karar veremezsin fakat değişebilirsin, kötü olmak doğuştan gelen bir şeydir. Benimkisi doğuştan, yaptığım her cinayetin bir sebebi var Eun Jee.'
Kafamı yavaşça kaldırıp etrafıma bakındım, biz bir katille değil ayrıca bir psikopatla karşı karşıyayız.
"Joon."
"Ne var?"
"Bunu okuman gerek." Diyerek kağıdı gösterdim.
Bana anlamsızca bakıp oflaya oflaya yanıma geldi. Kağıdı elimden almadan okudu.
"Has- Yuh!" diyerek Vücudunu dikleştirdi.
"Katilin bizden haberi var, bu katili onca polis ararken neden sen? Kai söylemiş olabilir mi?" dedi Joon
"Bilmiyorum ama bugünden itibaren her şeye dikkat etmeliyiz aramızdan biride olabilir?"
Yerimden kalkıp telefonumu çıkardım, Sehunu arayıp kulağıma dayadım.
'Alo?"
"Alo, sehun-ah?"
"Oh Eun Jee bir şeymi oldu?"
"Ah hayır, müsait değil misin arkadan sesler geliyorda."
"Ah evet ama sorun değil."
"Şey dicektim nerdesin diye sorucaktım neyse boşver." derken telefondan kız sesi geldi
"Hadi Sehun! Kalkta biraz oyna." Ve gülüşmeler.
"Ben kapatsam iyi olucak." diyerek kapattım.
Nedense sinirlerim bozulmuştu, neyden Sehun'un bir şey dememesinden mi? yada yanında kız olmasından mı? Bu çocuk benim neyim oluyorduda sinir edebiliyordu!
Telefonu bir hışımla cebime atıp, karakoldan çıktım, arabama binip eve sürdüm. 10 dakika sonra eve gelince hızlıca inip eve girdim.
Eğer Sehun'a karşı bir şey hissediyorsam- en küçük bir duygu bile- kendime çeki düzen vermeliydim.
Odama girip aynadan kendime baktım, öncelikle topladığım dalgalı, siyah saçlarımı her gün açık bırakmalıydım. Sonrasında daha dar şeyler giymeliyim şort ve etek.
Ve azcıkta olsa makyaj, evet yarın başka bir Eun Jee olacağım.
¤
06:30
Yataktan kalkıp, elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakıp gülümsedim.
Dolabımın karşısına geçip üstlerime baktım, şort ve kısa kollu buz mavisi tişörtü aldım ve hızlıca giydim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı açtım açar açmaz omuzlarıma kadar gelen saçlarıma baktım normal ve güzellerdi.
Makyaj masasına oturup, yüzüme sade denebilecek bir makyaj yaptım. Üstüme siyah ceketimi geçirip, aşağı indim fena sayılmazdım. Ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Bugün yürüyerek gidecektim, en azından o 1 kiloyu verebilirim belki.
Yolda giderken birazcıkta olsa utanıyordum. Arada keşke yapmasaydım diyorum birde iyiki yapmışım diyorum.
Telefonu elime alıp Sehun'u aradım, aradım ama ne diğeceğimi bilmiyordum.
"Alo?"
"A-alo?"
"Eun Jee? Birşey mi oldu?"
"Ah Hayır sadece kalkamışsındır diye düşündüm, kalk çabuk!"
"Merak etme çoktan kalktım, hatta karakola gidiyorum."
"Ah peki orada görüşürüz." Diyerek telefonu kapattım.
Kapattığımda karakola geldiğimi gördüm. Acaba girmesem mi?
"Pardon!!!" diyerek öküz gibi çarptı birisi.
"Joon kafanı kırarım!" diyerek bağırdım ahmağa.
Bana şaşkınca bakıp gözünü sayamadığım kadar kırpıştırdı.
"Pardon, tanışıyor muyuz?" dedi.
"Dalga geçme." diyerek omzuna vurdum.
"Yeni mi alındın işe? Ah gel gezdireyim seni." diyerek koluma girdi. Kolumu çekip,
"Benim! Eun Jee!" diyerek kafasına vurdum.
"Şaka yapıyorsun!" diyerek etrafımda döndü ve her yerimi inceledi.
"Çok güzel olmuşsun inanamıyorum resmen harika bir şey olmuşsun, öncedende güzeldinde.."
"Tamam gerek yok bu kadar şeye." diyerek güldüm.
"Gülme beni etkileyebilir, ve bütün erkekler sana bakıcak şimdi, ben kıskanç biriyim Eun Jee." dedi sinirle.
Yanaklarını sıkıp, "Şuna bak hele noonasını kıskanırmış." diyerek iyice sıktım.
"Bir yaş büyüksün! Neyse yürü hava soğuk birde şort giymiş." diyerek kolunu omzuma attı.
İçeri girince gözümü yerden ayırmıyordum, fısıltıları duyabiliyordum, 'Bu Eun Jee mi?vay canına!' 'Çok güzel olmuş.'
Çoğu beni utandırırken daha kötüsü oldu, beklemediğim bir anda Sehun çıktı karşımıza. Gözleri bende gezerken şaşırmıştı, tam ağzını açıp bir şey dicektiki yanına bir kız geldi. Ve koluna girip bize baktı.
Kız.
Sehunun.
Kolunu.
Tutuyordu.
Hıyağğğğ çok geç geldi ama anca yazabildim :/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster💀 :: Oh Sehun
Fanfiction"Masum görünümlü canavar nasıldır bilir misin?" |SoltBucky| "Tüm hakları saklıdır."