Kimse anlamıyor değil mi? Dudaklarını kıpırdatıyosun ama sesin çıkmıyor,birşeyleri anlatmaya çalışıyosun ama anlamıyorlar,yoruluyorsun çok yoruluyorsun. Artık pes etmek üzeresin yıprandın ve bu yüzden hislerinide kaybediyorsun. Artık yaşamaktan yoruldun. Seni değerli kılan birşey olmadığında ise zaten ruhu ölmüş ama bedenen ayakta duran biri çıkıyor karşımıza. Evet ta kendisi sensin. Şimdi derin duygulara iniyosun bir özgeçmiş; yaptıkların,yapılanlar herşeyi düşünüyosun. Pişmanlıklar içinde yüzüyorsun. Keşkelerin çok. Ama sen bunlar içinde geç kaldın; herşeyde olduğu gibi toparlayamıyorsun dağıtmaya meyillisin. Başta kaybetmişe benziyorsun. Insanlar kolay kolay kalbini kırabiliyor artık. Bunu yakınındakilerin yapması da ayrı bi ironi. Senin değer verdiğin insanı üzmeye kıyamadığın an karşındaki seni umursamadan tek bir olayda kalbini kırar hiç düşünmeden umursamadan. Daha neleri görücez? Yada daha ne kadar kötüsü olabilir? Dediğimizde hep daha kötüsü ile karşılaştık. Artık kimseye eskisi gibi olmak yok;herkes neyse o gibisinden kendi kendimize karar verir gibiyiz. Ama ne kadar boş değil mi ? Sen o kadar nefret et o kadar kalbini kırsın sonra yine bir mesajıyla bir hareketi ile mutlu ol. Bizde mi hata yoksa karşımızdaki insanı koyduğumuz makamla mı alakalı? Ne önemi var ama dimi? Yine aynı şeylere her zaman olduğu gibi devam etmiycek miyiz? Alışsak iyi olur;mutsuz olmaya,acı çekmeye alışmak gerek.