τέσσερα

64 6 4
                                    

İyi okumalar \(•∆•)/

-Park Jimin (Namı diğer Apollon)-

Jimin karşısında ona gülen kardeşi Artemis'e sinirle bakıyordu.Yanında Daphne olmasaydı hemen o anda kavga çıkartabilir ortalığı yakıp yıkabilirdi fakat Daphne yanındaydı ve bu yeterliydi.

"Odama geçelim sevgili kardeşim."Dişlerini sıkarak söylediği sözler Artemis için bir şey ifade etmiyordu.Sakin suratı resmen Jimin'in sinirini zıplatıyor onu delirtiyordu.Jimin kardeşinin yüzüne bakmamak için hemen arkasını dönüp bir kaç dakika önce çıktığı odaya adımladı.Etraftaki insanların ona ve kardeşine baktığının farkında olmasına rağmen umursamadı.Odasına girdikten sonra kapıyı tuttu ve kardeşinin girmesini bekledi.Kardeşi Artemis içeri girdikten sonra tam kapıyı kapatacaktı ki Daphne birden kapının önünde belirdi.Genç kız Jimin'i sorgulamıyordu,belkide bu yüzden Jimin'in dikkatini eskisine göre daha çok çekiyordu.Hala birbirlerine bakmayı sürdürürken Jimin'in aklına bir fikir geldi.Her ne kadar da Daphne onu öldürecek olsa da bunu yapmasa içinde kalırdı.

" Yemek yiyemediğimiz için kusura bakma.Söz veriyorum başka zaman yiyeceğiz."Daphne'nin herhangi bir tepki vermesini beklemeden onu hafifçe öptü ve geri çekilip anında kapıyı kapattı.O bir tanrı olsa da Daphne çok dişli bir rakipti ve onu tanrıça olmadan bile alt edebilirdi.Jimin elinde olmadan dudaklarına dokundu.Dudaklarıyla Daphne'nin yanağının yumuşaklığını hissetmişti.

-Park Jisoo-

Jisoo şaşkınca suratına kapanan kapıya bakarken neler olduğunu yavaş yavaş idrak ediyordu.Park Jimin'e herhangi bir yemek sözü vermemiş olmasına rağmen Park Jimin ciddilikle olmayan randevularını ertelemiş üstüne bir de Jisoo'yu öpmüştü.Jisoo sonunda Park Jimin'i öldürmek için bir sebep bulmuştu ama neden vücudu öyle demiyordu ? Park Jimin onu öptüğünde nedensizce heyecanlanmış,kalbi hızlanmış ve nefes alıp vermekte zorlanmıştı.Jisoo bu tanıdık olmayan his nedeniyle korkmuş ve hemen dikilmekte olduğu kapının önünden çekilip dışarıya çıkmıştı.Tek başına oturmak istemeye istemeye bir cafeye girdi ve karnını doyuracak bir şeyler sipariş etti.Kısa bir süre sonra önüne gelen yemekle bakışırken Jisoo'nun düşündüğü tek şey Park Jimin ve onun kardeşiydi.

-Park Jimin-

"Ne istiyorsun Artemis ?"Jimin fazla oylanmadan direk konuya girmiş ve tek kaşını kaldırarak kardeşinden cevap beklemeye başlamıştı.Kardeşi Artemis ise odaya girdiğinden beri bir orayı bir burayı karıştırıyor etrafına bakınıyordu.

" Güzel oda,kardeşim."Jimin Artemis'in konudan alakasız bir şekilde konuşmasından rahatsız olmuştu.

"Cidden Artemis,ne istiyorsun ?" Artemis birden Jimin'e dönmüş ve ona bakmaya başlamıştı.

"İnsanlar dünyasında çok eğlendiğini duydum.Eğlenmeye geldim."Jimin ifadesizce kardeşine baktı.

" Ne yani sadece eğlenmek için geldiğine inanacağımı düşündün mü ?"Park Jimin kardeşini kendisinden bile daha iyi tanıyordu.Artemis ava çıktığında önemli bir şey olmazsa kesinlikle gelmezdi fakat nedensizce bir hafta önce gittiği avdan Jimin'in yanına gelmişti.Ortada bir şeyler dönüyordu ama Jimin bir türlü anlayamıyordu.

"Avdan neden döndün Artemis ?" Artemis bıkkınca ikiz kardeşine baktı.

"Söylemezsem peşimi bırakmayacaksın öyle değil mi ?" Jimin hiçbir şey söylemeden başıyla Artemis'i onayladı.

"Kardeşim sen tehlikeli bir tanrısın." Jimin kaşlarını çatıp kardeşine baktı.

"Ne demek istiyorsun ?" Artemis Jimin'in koltuğuna oturduktan sonra tekrar Jimin'e bakmaya başladı.Artemis'in gözbebekleri olması gereken yerde hiçbirşey olmaması nedeniyle Jimin rahatsız olmuştu.Hergün görmeye alıştığı gözler şuan fazlasıyla korkutucu geliyordu.

"Bir insanı senden korumak zorundayım, kardeşim."

Selaaam~
Önceki bölümlere göre daha garip ve daha geç gelen bir bölümdü bunun farkındayım ve üzgünüm.Yazma biçimim nedensizce beni rahatsız ediyor.Garibime gittiği için dolayısıyla değiştirip değiştirip yazdım ama nafile.Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.
Sizi seviyorum

Daphne •Park Jimin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin