1~

28 4 0
                                    

Her zamanki gibi...
Sabah yatağımdan kalkmak için elimle gözlerimi aşağı ve yukarı doğru aynı anda çekiştirmeye başladım. Bu yöntemi yataktan kalkmak için her zaman kullandığım bir yöntemdi. Her zamanda işe yarıyordu. Yataktan kalkmayı başardıktan sonra kıyafetlerimi giydim. Banyoya girdim ve yüzüme soğuk bir su çarptım. Bunu 3 kere tekrarladıktan sonra artık kendime gelmiştim. Merdivenlerden aşağı kahvaltı yapmak için indim. Sevilay kahvaltı hazırlıyor, annem çoktan kalkmış kahvesini yudumlarken bir yandan da dergi okuyordu. Her şey normaldi. Şu anda. Ama içimdeki ses "Bugün okula gitme,Alya" diyordu. Neden bugün böyleydi bilmiyorum ama bugün bir farklıydı. Salona baktığımda Sevilay kahvaltı için hazırlıklarını tamamlamış annemi ve beni çağırıyordu. Babam işi gereği erkenden evden çıkmıştı. Annemin işaret ettiği yere oturdum. Yanına.
"Günaydın anne!"
"Günaydın kızım"
Bu soğuk konuşmanın ardından okula geç kalmamak için hızlıca bir kahvaltı yapıp evden çıktım. Şubat ayının verdiği normallikle hava soğuktu. Okulumun evimize yakın olması diğerlerine göre bu soğuktan daha az etkileniyor olmamı sağlıyordu. Okulun kapısından girdikten sonra sınıfıma doğru merdivenlerden yukarı çıktım. Sınıfa girdiğimde Deniz her zamanki gibi benden çnce gelmiş kızlarla konuşuyordu. Benim geldiğimi görünce hızla kollarını boynuma doladı.
"Alya bizim sınıfa yeni birisi geliyormuş. Erkek. Herkes çok yakışıklı diyor. Bi ben göremedim zaten." dedikten sonra canı sıkkın bir şekilde yüzünü buruşturdu.
"Beni ne ilgilendirir benim Berke'yi sevdiğimi biliyorsun." dedikten sonra çantamı bırakmak için sırama doğru ilerledim. 2. Dönemin ilk günüydü. Bunun için ders programı değişmişti. İlk dersimiz Bilişim Teknolojileriymiş. Bunun için bilgisayarların bulunduğu sınıfa yani bir alt kata indik. Herkes yerine oturup öğretmenin gelmesini bekliyordu. Sınıfa aniden birisi girdi. Hemde kapıyı çalmadan. Öğretmenin olma riskini gözetmeden. Sude'nin dediği çocuktu sanırım bu. Tüm kızlarda daha şimdiden şok etkisi yarattığı kesindi. Kızlar ağzını açarak çocuğu kesiyorlardı. Sude ve ben hariç. Çocuktan sonra öğretmende sınıfa girdi. 2. Dönemin ilk gününün verdiği sersemlikle çocuğu baştan aşağı süzdüm. Büyük bir umursamazlıkla. Tek farklı yanı karmaşık saçları ve bizim sınıftakilere göre esmer olmasıydı. Bir erkeğe göre bakımlıydı. Öğretmen bu dönem neler işleyeceğimizi falan anlatıyordu. Gereksiz bilgileri dinlemeye ihtiyacım yoktu. Tüm sınıf öğretmenden başkan ve yardımcısını seçmeyi istiyordu. Erkekler Berke'yi kızlarda beni aday gösterdi. Oylamanın ardından Berke başkan bende yardımcısı oldum. Yeni gelenin adıysa Tuna'ymış. Güzel isim...
                        ***
Okullar açılalı tam 1 hafta olmuştu. Tuna Berke'nin yanında benim ise önümdeydi. Berke ve Batu zaten çok iyi arkadaşlarken bide yanlarına Tuna'yı almışlardı. Tuna'yla konuşuyorduk. Gereksiz laf sokmaları ve kendini havalı gösterme çabaları haricinde seviyordum. Berke, Batu ve Tuna'nın elinde bir mavi defter vardı. Tuna'nın eski okulundan kalma anıları ve arkadaşlarından aldığı imzaları falan varmış.
"O defterde ne var?" diye sorduğumda üçü birden "Bunu sadece Tuna'nın arkadaşları bilebilir." deyince garip bir gülümseme aldı yüzümü. Bende olan biteni öğrenmek için Tuna'ya kankalık teklif ettim. Saçlarını elinin arasından geçirip havalı bir bakış attıktan sonra,
"Neden olmasın?" dedikten sonra ikimizde birbirimize bakıp güldük. Artık kankaydık. İçimde garip bir his vardı Tuna'ya karşı. Defterin ilk sayfası haricinde heryerini göstermişlerdi. İçinde bişey yoktu. Üçü fazla abartmışlardı. Ama kanka olmamız iyi olmuştu. Kankasını sahiplenen bir insandı. İçim ısınmıştı Tuna'ya...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mutlu S'OnsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin