1. Yüzük: Görücü

1K 28 0
                                    

Hikâye yazma konusunda oldukça yeniyim. Haddi aşmamak kaydıyla her türlü eleştiriye açığım. Lütfen düşüncülerinizi paylaşın.

***

"Belinay, hadi anneciğim kalk. Bugün misafirlerimiz gelecek."

Annemin sesini her ne kadar duysam da bir o kadar duymamazlıktan geliyordum. Gece çok geç yatmıştım ve uykusuzdum. Uyku önemliydi bir kere. Anlamsız bir şey mırıldanıp uykuma geri geçiş yaptım.

"Belinay! Anneciğim unuttun mu bugün seni istemeye gelecekler. Ay rahatlığa bak! Sanki beni isteyecekler!"

Hafifçe sinirlenen annemi daha fazla kızdırmamak için yatakta doğrularak bağdaş kurdum. Bir yandan esnerken bir yandan da gözlerimi ovuşturdum. Kendime gelmek için kendime birkaç dakika verdim ve sonunda kafama dank etti.

Bugün bana görücüye geleceklerdi.

Hızla banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa indim ve birkaç bir şey atıştırdım. Elinde temizlik malzemeleriyle mutfağa giren annemin yanına gittim ve elindeki temizlik malzemelerini kaptım.

"Anneciğim hadi sen Hacer Teyzelere git. Ben hallederim her şeyi."

"Ay yok artık. Olmaz öyle şey. Akşama kadar bitmesi lazım bu temizliğin. Tek başına yapamazsın sen." yalandan kırılmış bir ifadeyle elimi kalbime götürdüm.

"Aşk olsun anne. Biliyorsun istediğim zaman çok güzel ev işi yaparım. Sen Hacer Teyze'ye git, yardım lazım olursa seni ararım."

Annemi yalvar yakar ikna edip evden postaladım. Kollarımı sıvadım ve hadi bakalım başlasın şu temizlik.

Misafirlerin gelmesine bir saat kala işimi bitirdim ve anneme gelmesi için mesaj attım. Vallahi ev bal dök yala olmuştu. İşin komik tarafı gelen her görücü için inanılmaz bir hazırlık yapıyordum ve hepsini reddediyordum. Tamam, birazcık temizlik hastası olabilirim ama çok az.

Çok az yani.

Birazcık.

Mis gibi temizlik kokusunu içime çektim ve hazırlanmak için odama çıktım. Çatı katı odamın kapısını açmamla burnuma çarpan çamaşır suyu kokusuyla gözlerimi kapattım. Mis gibi kokuyordu yahu!

Kısa bir duşun ardından saçlarımı kurutup üzerime limon sarısı, dantelli, dizlerimin altında bir elbise giydim. Makyaj yapmadan saçlarımı taradım ve salık bıraktım. Gayet sıradanım ve bence hoş da oldum. Zaten gelen görücüleri reddedecektim süslenmeye gerek yoktu. Ben her ne kadar evlenmek istemiyorsam son zamanlarda o kadar çok talibim artmıştı.

Önceden neredeydiniz vicdansızlar!

***

Akşam tekrar odama girdiğimle elbisemi umursamadan kendimi yer yatağıma attım. Evet, yer yatağım var. Gelen taliplerimi reddetmiş ve annemle şiddetli bir kavga etmiştik. Misafirler gittikten sonra bana bir bağırışı var, sormayın. Sanırsınız 5.2 şiddetinde deprem oldu. Göğüs kafesimin titrediğini hissettim be!

Neymiş efendim, neden her gelen görücüyü reddediyormuşum da, neden hiç olumlu yanaşmıyormuşum da, bu gidişle evde kalacakmışım da. Bla,Bla daha bir sürü şey. Daha yirmi üç yaşındayım be! Ayrıca evlenmek de istemiyorum! Onlar evlenmem için inat ediyorlar. Bende isterim evlenmek ama kendimce evlenmemek için geçerli nedenlerim var.

Ayol hiç benim fikrimi soran yok ki evlilik için. Babam ne kadar bu konuda sessiz kalsa, fikirlerime saygı duysa da arada bir annemin dolduruşlarına gelmiyor değil. Artık alışmış olmam gerekirdi aslında. Genç yaşıma rağmen birçok kadın beni gelini olarak almak istiyordu. Ben her seferinde reddediyor ve anneme 'bir kez daha kimsenin gelmemesini istiyorum' başlıklı nutuğumu çekiyordum.

Asla Evlenmem! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin