BÖLÜM 4

65 5 0
                                    

Yatağın altına düşen telefonumu alıp alarmı kapattım. Saat sabahın sekizi ve benim bugün bire kadar dersim var. Dersim de bittikten sonra Rampa'ya gidip prova yapıcağım. Yorganımı üzerimden atıp banyoya doğru adımladım, banyomda ki küçük aynadan kendime bakınca derin bir iç çektim.Dün sahilden dönünce çok ağlamıştım.
Duvarda ki o çizim de aklıma çok takıldı. Bugün Şafak veya Tuna'ya mekanın kapısında ki çizimleri kimin yaptığını sorucağım çünkü mekanda ki çizimle sahildekinin de altında aynı imza var demek ki aynı kişi.

Pijamalarımı kirli sepetine atıp duşakabine girdim. Sıcak su vücudumla buluşunca iyice gevşedim.

Biraz daha duşta oyalandıktan sonra havluya sarınıp odama geçtim. Dolabımın kapağını açtım. Siyah deri eteğimi ve gri kazağımı çıkarttım. Çekmecemden de iç çamaşırlarımı ve siyah tül çorabımı aldım. Çıkarttığım kıyafetlerimi giyip kuruttuğum saçlarımın uçlarını maşayla kıvırdım.

Makyaj masamın önüne geçip, ince bir eyeliner çekip koyu bordo rujumu da sürdükten sonra kendime boy aynamdan baktım. Klasik bendim işte koyu renk rujlar, koyu renk kıyafetleri başka türlü yapamazdım ki ben.

Siyah deri çantama da küçük not defterimi ve müzik dosyamı koydum. Kapının arkasın da duran gitarımı alıp siyah topuklu botlarımı giyip evden çıktım.

Üniversite evime yakın olduğu için yürüyerek gidip geliyorum. Acıktığımı farkedince Eylem'i aradım üçüncü çalıştan sonra;

- Günaydın güzellik. Diye neşeyle telefonu açtı.

- Günaydın kuzum nerdesin?

- Okulun yanında ki kafedeyim sen nerdesin ?

- Gelmek üzereyim bekle kahvaltı yapalım acıktım.

- Tamam hızlı ol ders başlamadan yiyelim bir şeyler.

- Tamam. Deyip telefonu kapattım adımlarımı hızlandırıp kafenin kapısından içeri girdim. Köşede ki masadan hunharca el sallayan Eylem'e doğru yürüdüm gitarımı ve çantamı sandalyeye koyup Eylem'e sıkıca sarıldım. Geri çekildikten sonra kendimi diğer sandalyeye bıraktım. Eylem garsonu yanımıza çağırdı. İki tane kahvaltı tabağı ve kahve sipariş ettik.

- Sana okula gidince süprizim var.
Diyen Eylem'e gözlerimi kısıp baktım.

- Neymiş bu süpriz bakalım ?

- Bakma öyle pis pis gidince görürsün Berfin.

Kafamı sallayıp gelen kahvaltı tabağıma odaklandım.

- Bugün birşeyler yapalım.

- Provaya gitmem lazım Eylem. Gelemem.

- Tamam sorun degil güzellik başka bir gün yaparız sen işine yoğunlaş.

- Telafi edicem söz. Dedim.

- Saçmalama mal zaten seni hergün görmekten bıktım.

Hehe der gibi kafamı salladım. Ufak bir kahkaha attı. Kahvaltımızı bitirdikten sonra hesabı ödeyip kafeden çıktık.

Eylem de telefonda birine tamam sen kapının oraya gel bizde yaklaştık. Diyordu.

- Neler karıştırıyorsun sen? Dedim.

- İşte süprizim.

Gelen kişiye bakınca felçli gibi olduğum yerde kaldım. Tanımıştım onu. Lise birde birlikte ses yarışmasına katıldığım arkadaşım Burak'tı. Lise birin sonunda taşınmıştı. Bende ailemi kaybedince bir daha konuşamadık.

Amatör AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin