ayrılık da sevdaya dahil demişti elleri ellerimden kayıp giderken
son sıcaklığı mıydı bu yoksa hicran busesini alnıma kondururken
bir celladın son tebessümüydü bu vuslatın boynunu vururken
hasret rüzgarında son savruluşuydu saçlarının yüreğime ilmeği dolarken
sen beni öksüz çocuklar gibi gurbetin bağrına atarken
son bakışıydı gözlerinin gözlerime usulca dalıp giderken
sevda treni seni benden almak için ağır ağır istasyona girerken
duyulmadı hiçbir ses konuşmadı hiçbir dudak kalkmadı hiçbir el
ve akmadı hiçbir damla gözyaşı içimin derinliklerinden
ayrılık da sevdaya dahil demişti elleri ellerimden kayıp giderken