Şu anda gerçek gücünüzü keşfetmek için çıkacağımız yolculuğun ilk adımlarını atmak üzereyiz. İlk adımı atmak zordur, bunula birlikte ilk adım bizi her zaman ikinci adımı atmaya zorlar. İkinci adımı attığınızda artık bir diğer adımı da atmaya başlarsınız. Bunun ardından diğer adımlar gelir. Sonra koşarsınız belki. Belki de yavaş adımlarla yürümeye devam edersiniz.
Yaşam bir yolculuktur. İster koşar, isterseniz ağır adımlarla yürürsünüz. Belki de olduğunuz yerde durursunuz. Hiç hareket etmez ve bulunduğunuz yerdeki manzarayı seyredersiniz. Eğer bunu yaparsanız, sadece önünüzde duran manzarayı görebilirsiniz. Yürürseniz daha uzaklara gidebilir ve yepyeni yerler keşfedebilirsiniz. Koşarsanız, daha kısa zamanda, daha çok yere gidebilirsiniz.
Bu kitabı okurken, belki de bulunduğunuz yerden çok uzaklara gidebilirsiniz. Eğer bir yola çıktıysanız ve nereye gideceğinizi bilmiyorsanız kaybolmuşsunuz demektir. O halde her yere gidebilirsiniz. Bir gün yolunuzu kaybederseniz, kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakın. Eğer yıldızları görebiliyorsanız, henüz dünyadasınız demektir, yani henüz kaybolmamışsınız...
Sizi çok yakından tanıdığım küçük bir çocuğun dünyasına götürmek istiyorum. Bütün çocuklar bilgedir. Çünkü onların yüreği, henüz zehirli düşüncelerle kirletilmemiştir...
Daha çok küçük yaşlardan itibaren yaşamın adil olmadığına inanan bir çocuk vardı. Ailesinin maddi durumu hiç iyi değildi. Gelecekten fazlaca bir beklentileri yoktu. Ailenin bu küçük çocukla ilgili en büyük hayali, bir an önce büyüyüp, bir iş sahibi olmasıydı. Kendi hayatını kurtarmasını istiyorlardı. Çünkü ona verebilecekleri başka bir güvence yoktu.
Eğer yoksul bir ailede yetişmişseniz, kendi yaşamınızdan sadece kendinizin sorumlu olduğunu yaşayarak öğrenirsiniz. Bu küçük çocuk da öğrenmişti yaşamın tüm yükünü tek başına taşımak zorunda olduğunu.
Sınırsız bir hayal gücü vardı. Ama gözlerini açıp etrafa baktığında bütün bu düşlerin hemen söndüğünü fark ediyordu.
Babasını altı yaşındayken kaybetmişti. Ondan kalan çok az bir maaşla yaşıyorlardı. Kendisinden daha iyi koşullarda dünyaya gelen çocukları düşündükçe, isyan ediyordu içinden.
Neden bazıları zenginlikle dolu bir yaşama gözlerini açarken, diğerleri onları sırtında taşıyordu? İnsanların ona ve ailesine yardım etmelerine çok üzülüyordu. Bir an önce büyümek ve her şeyi değiştirmek istiyordu.
Hayatın anlamsız yüklerinden sıkılmaya başlamıştı. İnsanların kendisine acıyarak bakmalarından nefret ediyordu. Cennette böyle şeylerin olmadığını düşündü bir gün. Bir sabah uyandı ve pencereden dışarıya baktığında bir anda cenneti gördü.
Evlerinin tam karşısında küçük bir tepe vardı. O tepenin arkasında cennetin olduğuna inandırmıştı kendisini. Henüz ilkokula bile gitmiyordu.
Apar topar çıktı evden ve tepeye doğru yürümeye başladı. Uzun bir yol yürüyecekti. Daha önce gitmediği kadar uzaklara gidecekti. Yolun sonunda onu cennet bekliyor olacaktı. Babası cennetteydi ve cennete gittiğinde kaybettiği babasını orada görebilecekti.
Yürümeye devam etti, saatlerce yürüdü. Gözlerinin önündeki hayal bir an olsun silinmedi. O yürüdükçe yol daha da uzuyordu. Bir an dönüp arkasına baktı. Çok fazla uzaklaşmış olduğunu fark etti. Yanlış yolda olduğunu düşündü. Arkasını döndü ve geldiği yola doğru yürümeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yudum Hayat NLP (Raflarda)
Non-FictionBu kitap yayınlanmış bir eser olduğundan dolayı, tamamını değil, ancak ilk üç bölümünü burada paylaşabiliyoruz. Kitabın devamını, herhangi bir kitapçıdan temin ederek okuyabilirsiniz. Bir Yudum Hayat - NLP NLP muhteşem bir değişim aracıdır. Anc...