Gidilecek En Uzak Yol,
Henüz Gidilmemiş Yoldur.
Mustafa Çay
Söz konusu başarı olunca, ne yazık ki söylenenler çoğunlukla hep havada kalıyor. Gerçek başarı hikâyelerini dinlediğinizde, onların bir takım özel yeteneklere sahip olduğunu ya da doğru zamanda ve doğru yerde bir fırsatla karşılaşıldığını düşünebiliyorsunuz. Başarı hakkında yazılanları okumak, bize bazı fikirler verebilir. Zaman zaman içimizde yanıp tutuşan ateşi yeniden canlandırabilir.
Ancak burada bir sorun vardır; eğer doğru haritaya sahip değilseniz, doğru yere gidemezsiniz. Pek çok kitap, pek çok seminer, sadece kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak bilgilerle doludur. Kitabı okuduğunuzda, kendinizi zirvede hissedersiniz. Ancak kitap bittiğinde, eğitim sona erdiğinde, o ateş de sönmeye başlar.
Pek çok insanın başarısız olmasının sebebi, yanlış haritaya sahip olmak ya da hiç haritasız yola çıkmaktır. Size sadece yapabileceğinizi söylüyorsam ve bunu nasıl yapabileceğinize dair tek bir ipucu vermiyorsam, yalan söylüyorum demektir. Size altınların var olduğunu söyler fakat altınların nerede olduğunu söylemezsem, sizin için o altınların hiçbir değeri olmaz. Onları bulamazsınız.
İlerleyen sayfalarda, altınların nerede saklı olduğunu söyleyeceğim. Altınlara ulaşmanız için açık bir harita vereceğim. Altınları çıkarmak için ihtiyaç duyacağınız aletleri de bu kitapta bulacaksınız.
Sizin yapacağınız tek şey ise, haritadaki adrese gidip, o altınları oradan çıkarmak olacaktır. Eğer bunları yapmazsanız o haritanın ve o altınların hiçbir anlamı olmaz. En güzel meyveler dikenlerin arasındadır ve onları almak için çalıların arasına girmek zorundasınız. Çünkü onları hiç kimse ayağınıza kadar getirmeyecektir. Onları yalnızca siz gidip alabilirsiniz. Elinize dikenler batacak, yorulacaksınız. Ama meyveleri istiyorsanız, bunu göze almalısınız. Yoksa onları unutun.
Bu kitapta daha en başından beri söylediğim gibi, somut bir başarıya ulaşma modelini bulacaksınız. Bu modeli kullanarak imkânsız olduğunu düşündüğünüz rüyalarınıza ulaşabilirsiniz.
Bu model hepimizin çok yakından tanıdığı bir modeldir. Burada, insanoğlunun uçma hayalini nasıl gerçekleştirdiğini inceleyeceğiz. İnsan için imkânsız olan her eylemin nasıl mümkün olduğunun muhteşem hikâyesine bakacağız bu kitapta. Uçakların imkânsıza ulaşma yolunda ne kadar muhteşem bir model olabileceğini göreceğiz.
Uçmak, insanoğlu var olduğundan beri, onun en büyük hayali olmuştur. Kuşlar gibi uçabilmek, çağlar boyunca bütün insanların en büyük arzularından biriydi. Bu uğurda sayısız deneme yapıldı.
Wright kardeşler, Kitty Hawk'ta ilk başarılı denemelerini yaptıkları zaman, insanoğlunun bu en büyük hayali de gerçekleşmiş oldu.
Bu başarılı denemeden sonra, insanın gökyüzünde kuşlar gibi uçamayacağına dair inanç yıkılmış oldu. Bu ilkel uçağın ardından, yeni modeller yapıldı. Daha güçlü motorlar ve daha sağlam gövdeler imal edildi. Aerodinamik bilimindeki ilerlemeler, daha hafif ve daha sağlam malzemeler kullanarak, daha güçlü uçaklar yapılmasını mümkün kıldı.
Wright kardeşlerin yaptığı bu ilkel uçak, bugünün modern uçaklarıyla kıyaslandığında, oldukça amatör kalırdı. Ancak bu deneme, uçma arzusu konusunda, yepyeni ufuklar açtı inşaların önünde.
İlk uçaklarda kullanılan motorlar son derece ağır ve yavaştı. Bu yüzden çok fazla hızlanamıyor ve fazla uzağa gidemiyorlardı. Tek motorla çalışan bu uçaklar, bugünün uçaklarıyla karşılaştırıldığında oldukça tehlikeliydi. Yeterince uzun mesafeye gidemiyorlardı çünkü yakıt tankları dolduğunda, uçağın ağırlığı iyice artıyordu. İlk uçakların iniş takımları da oldukça zayıftı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Yoktur (Raflarda)
Não FicçãoBu kitap yayınlanmış bir eser olduğundan dolayı, tamamını değil, ancak ilk birkaç bölümünü burada paylaşabiliyoruz. Kitabın devamını, herhangi bir kitapçıdan temin ederek okuyabilirsiniz. *** İmkânsız Yoktur! Son model bir yolcu uçağınız olduğ...