Enver Paşa ve TURAN hayali '' T.BEY ''

TURAN ve ENVER PAŞA

Ah TURAN ne güzel bir hayal her Vatan sever Türkçü Ülkücü kısacası Milliyetçi kesimin hayali ile yanıp tutuştuğu o Ata toprakları Türk'ün izinin bulunduğu topraklar Göktürkler'in doğduğu topraklar Kürşad'ın Metehan'ın Bilge Kağan'ın Kül Tigin'in nice Türk Hakanının doğduğu savaştığı topraklar kim istemez ki böyle bir hayali ya peki bu hep hayal mi kalacak ? biliyor muydun bu hayali ilk ENVER PAŞA gerçekleştirmek istedi nice canlar verildi Turan kurulmadı ama il ateşi ENVER PAŞA çaktı peki ya bu Enver paşa kimdi size kısaca yazılı Kaynaklar'dan edinilen bilgi ile cevap vereyim....

ENVER PAŞA KİMDİR ?

 Osmanlı imparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan Osmanlı asker ve siyaset adamı. ve komutanlığı yapmıştır. Cemiyeti'nin kurucu ve önderleri arasında bulunmuş, 1913'te adı verilen cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914'te ile askeri ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti'nin 'na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında "Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili " sıfatıyla askeri politikayı yönetmiştir. 'nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine, ve 'da bir araya getirilmesi amaçlı pek çok mücadelede bulunmuş, hükûmetinin desteğini kaybettikten sonra 'daki Türk halklarını ayaklandırmak amacıyla gittiği 'da karşı yaptığı bir çatışma sırasında ölmüştür.

1914'te Padişah 'in torunu (Şehzade Süleyman'ın kızı) 'la evlenerek Osmanlı hanedanına damat olmuştur. Bu evlilikten Türkân Mayatepek (ö.1989) ve Mahpeyker Ürgüp adlı kızları ve Ali Enver Akoğlu (1921-1971) adlı bir oğlu vardır. Enver Paşa, Genel Kurmay eski başkanlarından 'ın da kayınbiraderiydi.

Ailesi
Enver Paşa, Babası Hacı Ahmet Paşa ve Kardeşi Nuri Paşa (Killigil)

1881'de İstanbul 'nda dünyaya geldi. Babası bayındırlık teşkilatında inşaat teknisyeni Hacı Ahmet Paşa (kendisi aynı zamanda ), annesi Ayşe Dilara Hanım'dır. Baba tarafından soyu Gagavuz Türklerine dayanır. Ailenin 5 çocuğundan en büyüğüdür.. Önce Nafia Nezareti (Bayındırlık Bakanlığı)'nda fen memurluğu yapan daha sonra Surre Emini ( Alayı Emini) görevine getirilen ve sivil paşalığa yükselen Hacı Ahmet Paşa'nın tayinleri nedeniyle çocukluğu farklı şehirlerde geçti. Kardeşleri Nuri (-Killigil), Kâmil (Killigil-Hariciyeci), Mediha (General ile evlenecektir) ve Hasene'ydi (Selanik Merkez Kumandanı Nazım Bey ile evlenecektir).

Eğitimi

Üç yaşında evlerinin yakınındaki Okulu'na (ilkokul) gitti. Daha sonra Fatih Mekteb-i İbtidaîsi'ne girdi ve ikinci sınıftayken babasının 'a tayin olması nedeniyle bırakmak zorunda kaldı. Yaşı küçük olmasına karşın 1889'da Askeri 'ne (ortaokul) kabul edilmeyi başardı ve oradan 1893'te mezun oldu. Eğitimine 15. sırada girdiği 'nde devam etti ve 1896 yılında 6. sırada mezun oldu. 'na geçti ve bu okulu 1899'da 4. sırada piyade teğmeni olarak bitirdi. Harp Okulu'nda okurken kendisi gibi henüz öğrenci olan amcası (Paşa) ile birlikte tutuklandı ve Yıldız mahkemelerinde yargılanıp serbest bırakıldı. 2. olarak bitirdi ve 23 Kasım 1902'de olarak 'nun emrinde Manastır 13. Topçu Alayı 1. Bölüğü'ne verildi

Askerliği ilk dönem

Manastır, ve 'te çeşitli askeri görevlerde bulunduktan sonra 1904'te (önyüzbaşı), 30 Ağustos 1906'da binbaşı oldu. Ekim 1907'de Manastır civarında eşkiya takibi ile görevlendirildi. 1908 yılına kadar devam ettiği bu görev sırasında Bulgar çetelerine karşı verdiği mücadeleler, onda milliyetçilik fikrinin gelişmesinde rol oynadı. Çatışmalarda bacağından yaralanarak bir ay hastanede kaldı. Bu bölgedeki çalışmalarından ötürü 4. ve 3. , 4. nişanlarıyla altın layık görüldü

Peki ya Enver ve Savaşlar ?

Trablusgarp Savaşı

Enver Bey, İtalyanlara karşı bir gerilla savaşı yürütülmesi fikrini İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerine kabul ettirdikten sonra ve Paris Ataşemiliteri gibi isimlerle bölgeye gitmeye koyuldu. İstanbul'dan bir gemiyle 25 Eylül 1911 tarihinde yola çıktı. Gizli görevde olduğu için önce bir doktor, daha sonra da Suriyeli bir tüccar kılığında yolculuk yaptı. 15 Ekim 1911'de 'ye ulaştı, oradan da deve üstünde çok zorlu bir yolculuğun ardından 22 Ekim 1911'de Trablusgarp'a geçti. Bingazi ve Derne'deki kuvvetlerin başına geçti; Hanedan damadı olmasının da kazandırdığı saygınlıkla 20 bin kişiyi seferber etmeyi başardı ve adına para bastırarak bölgeye hakim oldu. Bir yıl süren mücadele sonunda, 'nın başlaması üzerine diğer Türk subaylarla birlikte İstanbul'a çağrıldığı için bölgeyi 25 Kasım 1912'de terk etti. İtalyan kuvvetlerine karşı verdiği başarılı mücadele nedeniyle 1912'de yükseldi.