BÖLÜM-3-

42 1 8
                                    

Medya Ural Kaya ve kardeşi Elif Bahar Kaya......

Okulun popüler çocuğu Ural'ın beni sormasının üzerinden 2 gün geçmişti. Ne ben onun yanına gidiyordum nede o benim yanıma geliyordu.

Aslında söyleyeceklerini çok merak ediyordum ama hayatta ayağına gitmezdim. Beyfendi çok önemli bişey söyleyecekse kendi gelecekti.

Bugün okula geç gidecektim. Klasik diş kontrolüm vardı. Sabah biraz erken kalkıp saçlarımı yıkadım. Saçımı kuruttuktan sonra annemin seslendiğini duydum;

"Gece hadi artık geç kalacaksınız" Annem bana Gece derdi. Zaten başka biri de ikinci adımın gece olduğunu kolay kolay bilmezlerdi.

Neyse işte kahvaltıya indiğimde ailenin tam takır masada oturduğunu gördüm. Önce gittim babamı sonrada canımdan öte abimi öptüm.

Abimle çok iyi anlaşırdık biz. Kolay kolay kavga ettiğimizi göremezsiniz. Klasik abi-kardeş ilişkilerinden farklı biraz bizimki. Hep beraber kahvaltımızı yaptıktan sonra babam biraz erken kalktı. Holdingte işi varmış.

Evet holding dedim yanlış duymadınız. Babam küçükken hep en yakın arkadaşı kadir diye biriyle holding açacakları hakkında hayal kurarlarmış. Ki öyle de olmuş. Ben doğduktan bir veya iki yıl sonra kadir amca-amca diyim artık yani- kimseye bi haber bırakmadan ortadan kaybolmuş.

O gün bu gündür hiç kimse görmemiş onu. Sadece bi ara evlendiğini duymuş babam.Hatta abimle yaşıt bi oğlu varmış. Ama nerde olduklarını kimse bilmiyo. Hala...

Tabi ben bunları anlatırken abimle ve babamla çoktan dişçi doktorumuzun önünde buluşmuştuk. Kontrollerim yapıldıktan sonra doktorum 2 hafta sonra tellerimin çıkacağını söyledi.

O anki sevinçle ağzımdaki şeyi unutup konuşmuştum hatta çığlık da attım diyebiliriz. O an yaşadığım acının hiçbir şekilde bi tarifi yok yemin ediyorum.

Ölüm gibi bişey resmen -ölüm gibi bişey oldu ama ama ama kimse ölmediiiiğğ - susar mısın iç ses, bak mısın diyorum sus! -tamam apla kızma-

Diş doktorundan çıktıktan sonra abim beni okula bıraktı. Kapıda çağını görünce abimi hemen gönderdim.

Arabadan inip kapıya doğru yürüdüm, Çağın yanıma gelip "Elif seninle çok önemli bi konu hakkında konuşmam lazım ama şuan acil bi isim var sonra konuşalım" diyip yanımdan gitti.

Çağın gittikten sonra bende bizimkilerin yanına kentine indim. Özgül ile Bulut vardı sadece. Çok yakınlardır onlar. Bulut hep özgülü ölmüş kardeşine benzetir. O yüzden bizim grupta birbirine en yakın olan onlar.

Yanlarına gittiğimde diğerlerini sordum. Dışarıya baktıklarını fakat görmeiklerini söylediler.Bulut oturmam için hareket yapınca hala ayakta olduğumu farkettim ve oturdum.

Bulutcuğum hemen özgülle benim en sevdiğim pudinglerden alıp geldi. Tam o sırada Güneş yavrum yanımıza geldi. Biz grupta birbimize böyle seslirdik. Aslında hepimizi Güneş alıştırdı da diyebiliriz.

Bulut Güneşe de puding alıp geldikten sonra Ural konusunu açmaya karar verdim. Artık ne olacaksa olsun.
"Ural hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sordum.

Kızlar konu hakkında bisey bilmeyen buluta konuyu biraz anlattı.Bulur şaşırmıştı. Onun hakkında konuşmama sinirlenmiş gibiydi daha çok. Yani yine korumacı abi tavırlarına girmişti. Tam o sırada büyük bir gürültüyle çağın kantinin kapısından telaşlı bi şekilde girdi.

Gözlerimiz buluştuğunda bisey söyleyecek gibi bir adım attı ama sonra vazgeçmiş olacak ki koşarak kantinden çıktı. Acaba Ural'la ilgili bişey mi olmuştu? Aman canım ne olduysa oldu. Banane. Beni niye ilgilendiriyor ki? Acaba düşündüğüm şey mi oluyordu?......

Bi an Güneşin eli gözümün önünde gidip gelmeye başladı. "Neye daldın yavrum hayırdır?" diye sordu. "Hiiiç" diyip geçiştidim ama aklım hala çağın da kalmıştı.

Neler oluyordu acaba, hemen öğrenmeliydim. Çünkü bu iş artık boka sarmaya başlıyordu......



Ne dersiniz sizce nasıl bi bölüm oldu??
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen😘

BİR 'UrEl' HİKÂYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin