Zaman yolcusudur acı, belirsizdir..Şuanın bir önemi yoksa yarına göz açmak kifayetsizdir. Bugünü düşünüyorsak, dünün ne anlamı kalır? Zaman, sadece bir oyundur. İnsanı ele alır, cesaretsizce acımasız bir oyuna sürükler.Sahte göz yaşlarıyla kandırılıyorken, kahkahalarla dolu bir yalan bahçesine armağan edilir. Tanrım.. yaratılan bu dünya çıldırmış insanlardan ibaret. Kocaman evrene sığdırılmış karınca kadar insanlar, ne yapıyorlarsa acı için, zevk için, kader için. Değişmeyen istekler,dilekler,hayaller. Zaman bekleniyor, hayat hala devam ediyor ama bir sonu olmayacak gibi. Bu oyunun oyuncuları hayata göz yumarak elveda ediyor. Bir diğerleri, küstah davranışlarıyla hayatın kara deliğini yontuyor. Umutsuzca bakakalmış gözler sadece izlenimi bekler. Parçalara ayrılan cesetler, fantazi için kullanılan femonist kadınlar. Kırbacı olan kadınlardan korkacaksın. Neden diye sorma. Kulaklarını kesip ardından da güzel bir akşam yemeği olarak yemeyi isteyebilirsin. Anlatacak şeyi çok şey vardır, belkide bir kırbaç yetmez.. güçlüdür. Duruşundan zaten anlaşılır kadının asaleti. Yüzünden damlar acıları, dudaklarına dökülür. Öpüşmek istiyorsan bir kadınla, acısını paylaşmaya göz yumman gerekebilir. Bir yılan gibidir kadın, ona ihanet ettiğini hissettirdiğin an zayıf noktana yönelir. Korkacaksın kadınlardan, gururundan, gücünden, ağzından dökülen tane tane kelimelerinden.
Can yakan, acıların zirvesinde zevkini yaşar. Bir kedi sevdasını göze alır kadın, yalnızdır. Acısını paylaşmak isteyen tüylü ama şekerli kokan bu yaratığı tercih eder. Üzülmekten korkuyordur. Yaşadığı hayatı sadece küçük bir yaratığa hediye eder. Yalnızlığın esirine tutuşmuş bu kadınlar, yalnızlığını paylaşmak istemezler. Gün gelir, zamanın içinde kaybolan bir anahtar olurlar.