Şuan hep kavuşmak istediğim şeye bir adım kaldı. Bir adım sonunda uçucaktım. Ama bir sıkıntı vardı herkes hayatında sadece bir kez Dünya'da uçabilirdi. Bu hakkımı güzel şeyler yaşadıktan sonra kullanmayı dilerdim. Ama nasip kısmet.Her neyse uçucaktım. Gökyüzünde yüzücektim. Ama sonra şiddetle çakılacaktım. Cesaretimi topladım ve... En iyi size herşeyi en başından anlatmak. Merhaba ben Okyanus. Ama adıma bakmayın. Okyanus gibi aşık değilim. Ben yanlızım. Orada kum taneleri bile eşini bulurken ben okyanus olamazdım. Ayrıca fazla sessizdi orası. Ben gürültüden başkasına aşık olamazdım .Yani size şöyle açıklıyım. Siz matematik sınavında konuşup dikkatinizi dağıtan hocalara bela okurken ben içimdem göbek atıyorum. Çünkü beynim anca gürültüde çalışıyor. Hayatım gürültüde yaşam buluyor.Her zamanki gibi okulda uyuyordum ne olurdu ki şu okul şu yolların ortasına yapsalar hani şu kalabalık olanlardan. Yine derslere lanet okurken "Bugünlük dersimiz bu kadar" sesini duyunca işimdeki filler ip atlıyordu. Koşa koşa sınıftan ayrıldım hoca durumuma alışık olduğundan tip tip bakışlarını üzerime toplamamayı başardım. Normalde
direk Su'ya koşup dersin sıkıcılığı hakkında konuşup dururduk ama bugün ayaklarım buna dayanamacağını söyleyince onları dinlemeye karar verdim ve eve yol aldım ama ayaklarım sadece bunu söylemiyordu yorulduğunu dile getiriyordu bende minibüse el sallayıp bindim. Neyseki boştu hemen koltuğa çantamı atıp ücretini verdim. Oturup kocaman bi "OH" çektim. Ve telefonuma baktım. Yuh! 25 mesaj hepside Sudan (Sadece 10 tanesini göstericem devamına üşendim :))
WhatsApp Mesajları:
S: Kaçarken gördüm seni beybisi.
S:Seni üşengeç pislik senin yüzünden Esra'ya maruz kaldım. Esra kitabımızın en çok ve en boş konuşan vatandaşı. Pek sevilmez kendisi. Not:Başka Esralar alınmasın uğraşamam :D
S:Kız sözümü geri aldım başına bişey gelirse vicdandan ölürüm
S:Yoksa sevgili mi yaprın hani söz vermiştin?
S:Bari telefonu aç
S:Ayyy yoksa abin bizim yazışmalarımızı mı gördü
S:Engel mi attın yoksa dicem de profilin duruyo
S:Yoksa yeni nesil engel mi?
S:Bak aramak için son şansın yoksa atar yaparım
S:Sen bilirsin bücür KÜS-TÜM
Bu tarz durumlara karşı görüldümü kapatmıştım ve uğraşmaya hiç niyetim yoktu. Zaten en sinir olduğum kelimeyi kullanmıştı BÜCÜR. Kısa boylu olduğumdan tüm okulun bana taktığı lakap oluyo kendileri. Tam kafamı yaslıyım da biraz uyuyayım derken demin ip atlayan filler çimdi mideme geçmiş ve açlık çığlıklarını duyuruyorlardı. Dayanamayıp yolda kafe var mı diye bakarken. Gözüm favori kafeme takıldı. Refleks olarak "Müsait bir yerde inebilir miyim? " diye bağırdım. Öyle bir bağırmışım ki herkes beni öldürecek gibi bakıyordu. Normalde çok kibar değilimdir ama bakışları başka yöne çekmek için "Özür dilerim" deyip hızla indim. Arkamdan söylenen "tövbe tövbe, sanki arkasından at kovalıyo, hayvan gibi bağırmaya utanmıyo" laflarına aldırış etmeden her günki oturduğum yerime göz diktim.
LANET OLSUN
Su yerimde oturmuş kahvesinden yudumluyordu. Hemen panikle tuvalete koştum.
TEKRAR LANET OLSUN
Kuzeni tuvaletin kirli aynasına lanet okuyarak makyajını tazeliyordu. Hemen arkamı dönüp kapaya yöneldim ve kocaman bir rahatlatıcı HUH çekmeyi de unutmadan kapıyı açıp Su'dan en uzak köşeye geçtim. Tam kurtuldum derken kafenin sahibi Hasan amca "Hoşgeldiniz Okyanus Hanım" dedi. Durumumdan anlayacağını fark edip elimi ağzıma götürüp sessizce "Şşt" deyip Su'yu gösterdim. O da muzur muzur gülüp "Duymadı merak etmeyin "dedi. Bende gülüşüne eşlik edip "Her zamanki sabah öğünüm " dedim. Bir süre bekleyip önüme tostumun gelmesiyle yumulmam bir oldu. Aklım sadece kalabalıkta değil yemek yerkende çalışıyordu örneğin tostumu yerken aklıma süper bir fikir geldi! Ön kamerayla onu izleyecektim. Hemen kameramı açtım ve izlemeye başladım çantasından birşey aldı tam olarak kestiremedim. Elindeki şeyle peçeteye birşeyler yapıyodu. Birden peçeteyi kaldırdı.
WTF!?
Peçetede "BOŞUNA SAKLANMA BÜCÜR" yazıyordu. O an ne yapacağımı şaşırsamda aklımı yitirmemiştim ve işe yarayacağını düşünüp fotoğrafını çektim. Direk ordan çıkamazdım ama çıkmamda gerekiyordu. Eğer çıkarsam %100 laf atıcaktı bende telefonuma sarılıp Barış'ı aradım Barış Okyanus'un erkek kankası oluyor. Ama Okyanus'un tersine sessiz sakin ve yanlızlığı seven bir kişilik.
-Alo!
~Ne isteyeceksin
-Sağol ya!? Evet bişey isteyeceğim ama çok önemli!
~Anlat?
-(Herşeyi anlattım)
~Oha ne kadar da önemli (!)
-Benim için öyle lütfen gel (acındırıcı sesler)
~Tamam inlemeyi kes. Geliyorum.
-Te(dıt dıt dıt) ÖKÜZ
Neyseki biraz çabuk bir ÖKÜZ'dü. Çabucak geldi. "Hadi gidelim" dedi biraz durumumdan anlayıp fısıldayarak. Bende "tamam" deyip sevgilisi gibi koluna girdim. Sonuçta yakışklıları kullanmak lazımdı. Herkes "OHA" gibisinden bakışlar atıyordu bende yüz ifademi hiç değiştirmeyerek havalı havalı yürüyordum.
-Bu kadar kişi peşine düşmüşken birini bile beğenmiyor musun? Olmuyo böyle
~Senden başkası yakışmıyo koluma (sırıttı)
-Haklısın (saçımı savurdum)
~Bana biri ayarlarsan olur ama yanıma yakışsın.
-Tamamdır (göz kırptım)
Güzel sohbetlerle geçen yolumuz son bulduğunda beyin çalışmaya başladı
-Senin arabaya ne oldu?
~Kardeşime verdim bu haftalık
-Hmm. Neyse geldik görüşürüz (sarıldım)
~(odun gibi durdu)
Bir süre daha yürüdüm. Ve birden aklıma Su geldi o olayı ne yapacaktım. Aklımda tüm bahaneleri mahkemeye sunarken eve varmıştım bile. Anahtarı babamın uyuduğunu düşünerek yavaşça çevirdim. Ve evin boş olduğunu görünce tek başıma yaşadığım geldi aklıma sırf şu okul yüzünden. Tüm ihtiyaçlarımı giderdiğim için direk fakir yatağıma kendimi attım.