BÖLÜM-16

2.5K 185 12
                                    

Selam canlarım!!Şu anda muhtemelen neden çılgın kızlar çetesinden bildirim yağmuru oldu diye düşündünüz.Hemen söyleyeyim.İnternetsiz kaldığım sürede kitabı baştan okudum.Ve minik mantık hataları ve yazım yanlışları buldum.
Ben de onları düzelttim.Ve bu gün bol bol yeni bölüm de gelecek.Sizi seviyorum.  :) :) :)
---------------------------------------------------------------------------------------------------- Özgür ölmüştü...Buna inanamıyorum.Bu sırada çığlığım yüzünden bizimkiler içeri doluştu.Arkamı döndüm.Derin kapının önüne geldi ve kapı pervazına ellerini koyup titrek bir sesle "Neler oluyor?"diyebildi.Ayağa kalkıp yaşlı gözlerle karşısına geçtim."Bak,sakin ol...sakin ol...Ama ama Özgür...Özgür ölmüş."diyebildim.Sonlara doğru sesim bir fısıltıya dönüşmüştü.Derin dolan gözleri ile bana baktı ve "Özgür..."diye fısıldadı sonra ÖZGÜÜÜR diye bir çığlık attı ve yere kapaklandı.Yere boylu boyunca serildi.Ben Kaan'ı çağırdım.O da Derin'i kucağına aldı ve bizim odamıza götürdü.Ve ben yorganı açtım o da Derin'i yatırdı.Ben de ayakkabılarını çıkarıp üstünü örttüm ve alnında bir öpücük kondurdum.Hemen Özgür'ün yanına döndük.Herkez ağlıyordu.Ben ellerim titreyerek ambulansı aradım ve adresi verdim.Kaan kapının önüne Anıl dolabın önüne yığılmıştı.Ayça ağlayarak odada volta atıyordu.
Ben biraz daha aklı başında davranıyordum.O sırada siren sesleri  odayı doldurdu.Hemen aşağı inip kapıyı açtım.Birkaç kişi Özgür'ün naaşını almaya giderken bir kısmı Derin'in yanına ilerledi.Kaan ve Anıl Özgür'ün naaşının alınmasına yardım ederken.Biz Derin'in yanına gittik Derin'i sedyeye yatırıp ambulansa bindirdiler.Sonra da Özgür'ü diğer ambulansa bindirdiler.Ben Derin'in yanına bindim.Acil tıp teknisyenleri onu kontrol ettiler ve sadece şok ve üzüntüden bayıldığını söylediler.Hastaneye gelince ikisini de sedyeye koyup içeri taşıdılar.Doktorlar Derin'i kontrol ettiler sonra da rahatlatıcı ve ağrı kesici içeren bir iğne yaptılar.Sonra da onu normal odaya aldılar.Ve Özgür'ün ölüm saati belirlendi ve otopsiye alındı.Derin baygın yatarken biz onun odasının önündeki sandalyelerde deli gibi ağlıyorduk.Derin'in bayılması ve Özgür'ün ölümü üst üste gelince üzülmeye bile fırsat kalmamıştı.Şimdi ise bol bol ağlayabiliyorduk.Uzun bir süre sonra doktor çıktı ve "Özgür beyin akciğerinde iç kanama varmış ve bu onu gün geçtikçe ölüme sürüklüyormuş."dedi ve anlayamadığımız bazı şeyler daha...Özgür sabah  06:00 civarında resmen can çekişerek ölmüştü.Bunu duyunca ağlamamamız daha da şiddetlendi.Sonra doktor Özgür'ün ölüm raporunu yazdı ve onu morga aldılar.Biz naaşının İstanbul'a götürülmesini rica ettik.Sonra ben bir temizlik şirketini aradım.Bir bayan hepimizin çantalarını toparlayıp şoförüme verdi.Özgur'ün öldüğü çarşafları attı,evi temizledi ve Derinlerin odasının kapısını kilitledi.Eğer bunlar yapılmasaydı bir daha o eve asla giremezdim.O sırada Derin uyandı."Neredeyim ben Özgür nerede? "Deyince onu sakinleştirip uygun bir dille olanları anlattık o da bizim gibi ağlamaya başladı.Sonra Özgür'ün cenazesi ile birlikte İstanbul'a döndük.Yolda Özgür'ün ailesine haber verdik.Yıkıldılar resmen.Biz gelene kadar Özgür'ün birkaç akrabası  cenaze işlerini halletmişti ve herkese haber verilmişti.Biz de gider gitmez valizleri şoförle eve yollayıp Özgür'ün evine gittik.Hemen şoförle yollamadığım küçük valizden kapalı ve siyah kıyafetler çıkardım.Üzerimizi değiştirip içeri geçtik.Bir yanda helva ve pişi dağıtılıyor,bir köşede Kur'an-ı Kerim okunuyor,bir köşede de insanlar ağlaşıyordu.Derin son kez onu görmek istedi.
Ve  cenazenin yanına girdi.40 dakika kadar sonra onu zar zor çıkardık.Sonra cenaze yıkandı.Cenaze namazı kılındı ve gömüldü.
Yemek dağıtıldı ve taziyeler kabul edildi.Herkez üzüldü ama Derin ayakta bile duramaz hale geldi.Özgür'ün kardeşi Melis'in en büyük destekçisi Anıl'ın ikizi Aslı'ydı.Hepimizin aileleri buradaydı.Magazin kapıdan ayrılmadı.En sonunda kovduk.Ve günün sonunda Derin ruhu çekilmiş gibi göz yaşları tükenmiş bir şekilde kalakaldı.Özgür'ün  annesi Leyla Teyze'nin ısrarı üzerine o gece orada kaldık.Derin Özgür'ün odasında bir avuç hap içip  (intihar için değil sakinleşmek için çok hap içti anlamında.)Zar zor uyudu ben de Kaan'la odama çekildim.Kaan ruhsuz bir şekilde sayıklayıp duruyordu."Bu gün genç bir fidan öldü. Bu gün kardeşim öldü.Bu gün benim yüzümden bir insan öldü. Bu gün bir anne öldü! !"diye bağırdı ve bana sarılıp ağlamaya başladı.Bütün gece birlikte ağladık.En sonunda biraz rahatladı.
(2 hafta sonra...) ♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Aradan tam iki hafta geçti.Bu iki haftada yemeden, içmeden,
uyumadan,duş almadan,konuşmadan ve gülmeden geçirdi herkez.Ama bu iki haftanın sonunda Kaan Anıl Ayça ve ben Özgür'ün ölümünü kabullenmiştik.Son birkaç gündür Kaan geceleri uykusu bölünmeden 6-7 saat uyuyor ve bazen az bazen çok da olsa üç öğün yemek yiyor.Kendine çeki düzen vermeye başladı.Anıl da öyle.Ayça ve ben de bu duruma çok üzüldük çok ağladık ama yine de insanlara güç vermeye çalıştık.Bu süreçte anılar etrafa doluşuyor biz de durduk yerde ağlıyorduk.Geceleri rüyalarımın baş köşesinde hep Özgür vardı.Ama yine de güçlü olmalıydık.Az önce de Kaan ve Anıl'ı bir psikoloğa görünmeye ikna ettik.Ama Derin...
Resmen iki haftadır odasından çıkmadı.Bütün gün yatağında oturuyor.Yemek yemiyor.Domestos lekesi olmuş siyah bir badi ve gri kirli bir eşofman altı giyiyor ayakkabı yerine terlik giyiyor.Saçları rastgele bir at kuyruğu ve bir haftadır duş almıyor.Odasına gelirsek;perdeler kapalı.Boy aynası kırık  (aptal gibi yumruk attı.)her yer çöp içinde ve pis kokuyor.Umarım yakında düzelir.Bu sırada Derin bizi çağırdı.Resmen koşarak gittik "Bakın kızlar...Ben,ben,şey ben....Ben Amerika'ya gidiyorum."dedi.

ÇILGIN KIZLAR ÇETESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin