Yürüyerek geldiğimde okulu incelemeye başladım. Eskimiş boyaları, çok büyük olmayan bahçesi, bahçenin bir tarafında futbol sahası, sol tarafında küçük bi kantin, boyaları kazılmış banklar ve okulun dışında küçük erkek toplulukları sohbet ederek sigara içiyolardı. İçimden nasıl bu kadar rahat davranıyolar diye geçirdim. Okula yaklaşırken bütün gözler beni buldu. Biraz rahatsız olsamda belli etmedim. Bahçeye girdiğimde müdürün odasına gitmek için bahçeye göz gezdirdim. Bi kız buldum ve ona doğru adımladım.
"Merhaba ben Ece yeni öğrenciyim ve sınıfımı öğrenmem lazım bana yardım edermisin?"
"Merhaba bende Melis. Tabi yardım ederim benimle gel." dedi
Beraber bi odanın kapısına geldik. Melis
"Ece ben burada bekliyorum sen sınıfını öğren gel."
Gülümseyerek odanın kapısını çaldım ve içeriye geçtim. Müdür bana gülümseyerek gelmemi işaret etti.
"Merhaba hocam ben yeni öğrenciyim sınıfımı öğrenmek için geldim."
"Ece Yılmaz demi kızım"dedi.
"Evet hocam" dedim gülümsemeye çalışarak. Hoca bir kaç dosya karıştırdıktan sonra bana döndü.
"Ece kızım sınıfın 11/A dersin başlamasına 20 dakika var." Bende teşekkür ettim ve odadan çıktım. Odanın karşısında duran Melis'i görünce yanına gittim.
"Hangi sınıftaymışın?" dedi gülümseyerek.
Nedense bu kıza çok kanım kaynadı.
"11/A sınıfındayım sen hangi sınıftasın" dedim merakla. Melis hemen lafa atladı.
"Sen ciddimisin kızım aynı sınıftayız." dedi hevesle.
" Oh be bende napıcam diyodum iyiki aynı sınıftayız." dedim
"Aynen hadi gel seni Duru ile tanıştırıyım. Oda çok kafa dengi artık üçümüz takılırız" dedi mutlulukla. Sonra sohbet ede ede üst kata çıktık. Bi sınıfın önünde durunca derin bi nefes alarak açık olan kapıdan içeri girdik. İçeriye girince kimseyle göz teması kurmamaya özen gösterdim ve Melis'in peşinden gittim. Pencere kenarının ortalarında durunca sırada yatan kıza baktım. Melis kızı dürtünce onun Duru olduğunu anlamam uzun sürmedi. Duru uykulu gözlerle etrafa bakarken Melis sırıtıyodu. Sonra gözleri beni bulunca ona tebessüm ettim. Kız gerçekten çok güzeldi. Adı gibi Duru bi güzelliği vardı. Beni düşüncelerimden ayıran Melis'in sesiydi.
"Duru bu Ece, Ece bu Duru." dedi eliyle bizi işaret ederek.
Sonra Duru elini uzatınca bende ona elimi uzattım
"Tanıştığıma memnun oldum." dedi gülümseyerek.
"Bende tanıştığıma memnun oldum." dedim. Sonra Duru yanındaki çantayı öndeki sıraya koydu ve beni yanına çekti.
"Melis kanka ben bu kızı çok sevdim şimdi kızı kaparlar." diye duvar kenarındaki oğlanlı bi grubu gösterdi. Bende o tarafa bakınca bu tarafa baktıklarını gördüm ve bi oğlanla göz göze geldim çok duygusuz bakıyodu. Bende hemen gözlerimi kaçırdım. Melis
"Biliyom kanka biliyom ben önde otururum" dedi. Ve öne oturdu. Sınıfın kapısı açılınca o tarafa baktık. Sınıfa 3 kişi ağır adımlarla bu tarafa doğru yürüdüler. O sırada önden gelen çocuk benimle göz göze gelen çocuğa dik dik bakıyodu, tabi o çocukta ona dik dik bakıyodu. Sonra sinirle önüne döndü ve önümüzden geçerken bizim sıraya baktı o sırada beraber göz göze geldik. Hemen gözlerimi kaçırdım ve Duru'ya baktım Duru çocuğa öyle bi bakıyoduki çok sinirliydi. Çocuklar hemen bizim arkamıza göz göze geldiğim çocuk ise en arkaya tek başına oturdu. Sınıfa hoca girince kimse ayağı kalkmadı. Hoca masaya geçip oturdu. Sınıfa gözlerini gezdirmeye başladi ve gözleri beni buldu.
"Sen yeni öğrencimiz olmalısın kendini tanıtırmısın" dedi.
"Ece Yılmaz İstanbul'dan taşındık."
"Bende sizin edebiyat hocanızım. Hangi okuldan geldin Ece'cim"
"Atatürk Anadolu Lisesinden geldim hocam." dedim ve yerime oturdum. Hoca bu ders allahtan serbest bıraktı. Ders boyu Melis ve Duruyla sohbet ettik. Teneffüs zili çalınca herkes dışarı çıkmaya başladı.
"Kızlar ben çok bunaldım bi kantine gidelim oturalım." dedi Melis
Duru ve bende onaylayınca üçümüz sınıftan çıktık. Koridorda yürürken aklıma telefonumu çantamın içinde olduğunu hatırladım.
"Kızlar ben telefonumu çantamda unuttum hemen alıp geliyorum."
"Seninle gelmemi istermisin." dedi Duru
"Yok gerek yok ben giderim." dedim ve sınıfa doğru yürüdüm. Sınıfta kimse yoktu bende direk çantamın içinden telefonumu aldım. Sınıftan çıkarken telefonum titredi şifremi açıp mesajlara gircektim ki sert bir bedene çarptım. Kendim düşmedim ama telefonum elimden düştü. Kim bu diye kafamı kaldırdığımda bunun o çocuk olduğunu gördüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİŞMANLIK
Novela Juvenil"Keşke tanımasaydım seni demiyorum... Ama keşke tanıdığım gibi kalsyadın." Bir tarafta annesiyle yaşayan masum bir kız. Bir tarafta aile sevgisi görmeyen karanlık bir erkek. Ve sonunda pişmanlık olan bir hikaye....