supergirl

793 41 17
                                    

15 Kasım 2005 Sidney

Chealsea mutfaktaki sandalyelerden birine oturmuş Bayan Hemmings'in yaptığı keklerden birini yiyordu. Karşısında oturan Luke ve Annabella'dan gözünü ayırmadı.

Annabella'ın sarı saçları Chealsea'nin aksine tepeden sıkıca toplanmıştı ve düzenli bir görüntü içerisindeydi. Pembe bir etek ve beyaz bir gömlek giyiyordu.

Chealsea kıza kıskançlıkla baktı. Luke'un yanında oturmaması için çıkardığı kavga işe yaramamıştı. Sütünden pek de nazik olmayan bir hareketle içti. Annabella bu davranışına yüzünü buruşturarak karşılık verdi. O ise buna karşılık dilini çıkarttı ve kekinden büyük bir ısırık aldı.

"Luke sana verdiğim kitabı okudun mu?" Annabella'nın yüzünde kendinden emin bir gülüş vardı.

Luke'un yüzü kızardı. Süt bardağını dudaklarına götürdü.

"Hayır, okumadı." diye cevapladı Chealsea onun yerine. Annabella ince kaşlarını çattı ve kıza baktı. Birbirine girmiş saçlarına ve büyük olduğu her halinden belli olan pantolonuna burun kıvırdı.

"Sana sormadım." dedi tepeden bir bakış atarken. "Ayrıca sen kimsin? Sofra adabı nedir bilmez misin?" Kızın kaba tavırları başından beri onu rahatsız etmişti.

"Luke'un arkadaşıyım. Rahatsız olduysan gidebilirsin." Chealsea kızı daha çok rahatsız etmek için kekini ağzını açarak yedi. Kız ağlayarak mutfaktan çıkarken güldü.

"Kibar ol, Chealsea." dedi Luke. Chealsea'nin gülen yüzü bunları duyunca düştü.

"Ne dediğini duymadın mı?" diye sordu gözlerini kırpıştırarak.

"Yapma şunu." dedi Luke teslim olmuş bir tonda. Kız ne zaman gözlerini kırpıştırsa dünya üzerinde ondan daha güzel bir varlık olamayacağını düşünürdü.

Kız tekrar gülümsedi ve tabağındaki kalan keke elini uzattı.

"Chealsea! Nereye kayboldun yine?!" Bakışları aniden Luke'un mavi gözlerini buldu. Elini kekten çekti ve kısa boyundan dolayı sandalyeden zorlukla indi.

"Annene benim yerime teşekkür et, Luke." Mutfak kapısından koşarak çıktı. Luke onun arkasından bakarken onun için endişelendi. Zaten ondan sonra onun bile duyabileceği yükseklikte bir kadın çığlığı yankılandı. Endişeyle yerinden fırlarken Liz mutfaktan içeri girdi.

"Odana geç, Luke." dedi çocuğun kolundan tutup mutfağın çıkışına doğru iterken. Luke annesinin tutuşundan kurtulmaya ve itiraz etmeye çalıştı.

"Luke Robert Hemmings, hemen odana!" Bu onun için yeterli olmuş ve odasına çıkmasına yetmişti.

Merdivenleri öyle bir kafa karışıklığıyla çıkmıştı ki birkaç defa kendi ayağına dolanıp düşmüştü. Odasının kapısını açtığında Annabella'yı yatağının üzerinde otururken gördü.

"O ses de neydi öyle?" diye sordu yeşil gözlerini kocaman açarken.

Luke boş bir ifadeyle kızın suratına baktı ve cevap vermedi. Onun yanına oturmak istemedi. Bu yüzden armut koltuklardan birine kendini bıraktı. O kadar endişeliydi ki dudaklarını kemirmekten etini soymuştu.

"O kız yüzünden oldu değil mi? Kimdi o kadın?" Annabella oturduğu yerde doğrulmuş yüzünü kaplayan merakla çocuğa baktı.

"Kapa çeneni!" diye bağırdı kıza dönerek. "Ayrıca o kızın bir adı var!" Mavi gözleri sinirden alevlenmiş, kızı korkutacak bir hale gelmişti.

Roof //Hemmings//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin