~Anlaşma~

15 1 0
                                    

Yemeği yedikten sonra babam evden gitti. Okulda en azından vakit geçiyordu. Ama evde sıkıntıdan patlıyordum.  Biraz oturma odasında oturup televizyon izledim. Bir saat kadar da spor yaptım. Saat geç olmuştu.   Odama gidip çantamı hazırladım. Anneme de " iyi geceler " dedikten  sonra boynuna sarılıp yanağına bir öpücük kondurduktan sonra yatağıma girdim.

Alarmımı kurup telefonumu başımın ucuna koydum. Yorganımı da üstüme çektikten sonra gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya bıraktım. Alarm sesiyle gözlerimi açtım.  Yataktan kalkıp alarmımı kapattım. Lavaboya gittikten sonra yüzümü iyice yıkadım.

Okul formalarımı giydim ve saçımı yapmak için tekrardan banyoya gittim. Tepeden bir at kuyruğu yaptıktan sonra kötü duran yerlerini tel tokayla düzelttim. Saçım kıvırcık ve kabarıktı. Onun için at kuyruğu fazla yakışmıyordu.  Ama umrumda değildi.

Yüzümü son kez yıkayıp havluyla kurulduktan sonra odama gittim. Okul çantamı aldım. Kapıyı açıp beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra kapıyı kapatıp evden çıktım.  Otobüs durağına geldiğimde otobüs çoktan hareket etmişti. Durması için adama elimi salladığımda adam beni görmedi. İşte şimdi bitmiştim.

Yolum zaten uzundu. Yarım saat boyunca beklemek zorunda kalmıştım. Bir yarım saat de otobüs geldikten sonra okula gidene kadar vardı. Otobüs tam okulun önünde de durmuyordu. Bir on dakika kadar da okula yürüsem. Kesinlikle okula geç kalacaktım. Geç kalmayı bırak ilk derse bile yetişemeyecektim. Neyse ilk derse girmesem de olurdu.

Durak fazla kalabalık değildi.  Oturup beklemeye başladım.  Canım sıkılmıştı. Cebimden telefonumu çıkardım . Çantamdan da kulaklığımı  alıp şarkı dinlemeye başladım. Zaman geçmek bilmiyordu sanki. Sonunda otobüs geldi. İlk boş bulduğum ikili koltuğa oturdum.

Normalde ikili koltuklara oturmazdım ama otobüs kalabalıktı. Herkes bitmişti. Sırayla boş buldukları yerlere oturdular. Bir kişi ayakta kaldı.  İnanmıyorum o Tolgaydı. Sadece benim yanım boş kalmıştı. Hayır benim yanıma oturamazdı.  Yani oturmazdı  heralde. Bir anda yanıma oturunca şok oldum. O çok rahat bense çok kasılmıştım. Gülümseyerek " Günaydın " dedi. Çok şaşkındım ama saşkınlığımı belli etmeyerek yapmacık bir şekilde gülümseyerek  " Günaydın " dedim. Beni tanımasına şaşırmıştım. Kesinlikle okul formamdan tanımıştı. Aynı sınıftayız gerçi illaki görmüştür . Tekrardan kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başladım. Kafamı cama yaslamıştım ama otobüs titrediği için başım her defasında cama çarpıyordu . Kafamı camdan geri çektim. Tolga gülümseyerek " istersen kafanı benim omzuma yaslayabilirsin . Emin ol ordan çok daha rahat. " dediğinde şok oldum. Bu samimiyet de neydi böyle. Yüzümü buruşturarak " yok istemem " dedim .

Otobüse bir göz gezdirdim. Boş bir yer bulunca hemen ayağa kalktım ve boş bulduğum yere oturdum. Az yolum kalmıştı ama çok rahatsız olmuştum. Bir erkeğin yanında kısa etekle daha fazla oturamazdım. Biraz daha yol gittikten sonra otobüsten indim ve okula doğru yürümeye başladım. Okula geldiğimde ilk dersin bitimine az kalmıştı. Bankta oturup dersin bitmesini bekledim. Ders bitince yavaş yavaş sınıfa gittim. İçeri girdiğimde aslı koşarak yanıma geldi. " Nerde kaldın kızım sen " dedi. Bende " otobüse yetişemedim" dedim.

Okul bitti . Aslıyla okulun orada ayrıldık.  Ben durağa giderken  çantamı karıştırdım. Paramı bulunca markete girip bir sakız aldım. Otobüs gelmişti. Sakızımı ağzıma atıp durağa doğru koşmaya başladım.

Tolga

Yolda durağa doğru giderken o kızı gördüm.  Çantasını karıştırıyordu. İçinden bir şey düşünce oraya doğru gittim. Ama ben gidene kadar o markete girmişti. Yere düşeni elime alınca otobüs kartı olduğunu gördüm. Ben bulmasam ne yapacaktı. Sinsice gülümsedim.  Oyun oynama vaktiydi.  Fırsat elime geçmişken kullanmamak aptallıktı. Otobüs çoktan gelmişti.  Durağa yakındım.  Hızımı  arttırarak  otobüse bindim.

Damla

Sonunda otobüse yetişmiştim. Çantamda otobüs  kartımı aradım ama bulamadım . İnsanları bekletiyordum. Fazlasıyla stres olmuştum. Kartım yoktu. Otobüs dert değildi.  Şimdi inip eve kadar yürürdüm ama babama ne diyecektim.

Tam otobüsten inecektim ki birisi beni kolumdan tutup sürükledi . Koltuğa oturduğumda o kişinin tolga olduğunu gördüm.  O da yanıma oturmuştu. Şanslısın ben olmasaydım şimdi eve kadar yürüyecektin dedi ama cevap vermedim.

Bir anda otobüs kartımı elinde görünce gözlerimi kocaman açtım . Kartı bana doğru sallıyordu . Elinden çekip alacaktım ki elini hemen geri çekti ve " sadece bir şartla veririm " dedi. Oldu canım başka isteğin varmı. Bide kartım üzerinden beni kullanıyo. Bu tolgaya iyice sinir olmuştum.

Tolga

Herşey tam da planladığım gibi gidiyordu. Şartımı kabul etmezse kartını vermeyecektim. Zaten kabul etmekten başka çaresi yoktu. Ya kabul eder kartını alırdı yada kabul etmeyip kartsız kalırdı.  Kabul etmezse de benim kaybedeceğim bir şey olmadığı  için çok önemsemiyordum. Ama onu zor durumda bırakacaktım . Herneyse umrumda bile değil. Ben insanlarla uğraşmayı severim daha doğrusu kızlarla.

Damla

Beni zor durumda bırakıyordu. Allah bilir onun karşılığında ne isteyecekti. Her ne istiyorsa kabul etmek zorundaydım. Ya kabul eder ona katlanırdım. Ya da kabul etmez babamdan azar işitirdim. En iyisi kabul etmekti. " şartın ne " dedim sinirli bir şekilde. O da sinsice gülümseyerek " bir hafta boyunca ne istersem yapacaksın" deyince  istemsiz bir şekilde bağırarak " oha " dedim. " ne istersem derken . Ben öyle uygunsuz şeyler yapamam" dedim başımı eğerek. Oda " oha o kadarda değil " deyince rahatladım.   " tamam kabul ediyorum ama öyle ağır şeyler olmayacak " dedim. " tamam sen hiç merak etme " dedi dudağının kenarıyla hafiften gülümseyerek.

Tolga

Herşey tam da tahmin ettiğim gibi gitti. Kabul etti.  Çok da kötü şeyler yapmayacaktım. Ama başına geleceklerden haberi yoktu. Benim gibi bir bela almıştı başına.

Damla

Erkeklerle samimi olmayan bir kız bir erkekle anlaşma yaptı.  Hala kendime inanamıyorum. Beni ne hallere düşürdü.  Tam da pişmanlığımla yüzleşirken  "al bakalım damla" deyip kartı bana verdi . Hemen alıp çantsma koydum. Adımı vurgulayarak söylemişti. " ben burada iniyorum ve sende benimle geliyorsun "dedi. Sadece " ne " diyebilmiştim. Bende onun arkasından indim. Neden onun istediğini yapmıştım ki. Ama yapmak zorundayım. Anlaşma gereği.

" neden indik " . " seni bir yere götüreceğim.  " oldu annemlere ne diyecem ben onu da düşündün mü?  " . Durdu ve kafasını arkaya doğru çevirip " otobüsü kaçırdım otobüs beklemek zorunda kaldım dersin" of  bu  çocuk beni çıldırtıyordu. " neden bu kadar düşüncesizsin" diye bağırdım. "Sadece yarım saat " deyince sinir oldum ve geri dönüp kendi evime doğru yürümeye başladım. 

Kolumda bir el hissedince durdum. " benimle anlaşma yaptığını unutuyorsun galiba " deyince diyecek hiçbir şeyim kalmadı. Tekrardan onunla birlikte yürümeye devam ettim. Bir parka gelmiştik. Banka oturdu. Ama ben hala ayaktaydım. " sende otursana " deyince bankın en köşesine oturdum. Oraya oturduğumu görünce gülümsedi. 




 

Ben Sende Tutuklu KaldımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin