Umarım beğenirsiniz yani bence o kadar da fena değil! Yorum ve oylarınızı bekliyoruuum! x
Rezil olmayı sevmiyordum. Pekala, bu biraz saçma oldu. Hangi insan rezil olmayı sever ki? Olduğum yerde doğruldum. Elimin tekini koltuğa koydum. Diğer elimde yerden destek alırken yerdeki elim kaydı. Yine yere yapışacağım korkusuyla gözlerimi kapatmışken belimde hissettiğim ellerle gözlerim kocaman açıldı. Beni yukarıya doğru tek hamleyle çekti.
Uzaktan çok soğuk gözükse de teni ve sıcaklığı beni bu havada bile ısıtmıştı. Dikkat çekerim, sadece belimden tuttu.
Beni koltuğa oturttu. Size diyorum, onu buradan görmek bile mükemmeldi. İlk defa etrafta bize hortlak görmüş gibi bakan insanları umursamadım. O zaten çok umursamaz gözüküyordu.
"Teşekkürler." Şuna bakın! Kekelemeden konuşabiliyorum! Arkama yaslanıp birkaç saniye nefes aldım. Bana kısa bir bakış attı ve gözlerini başka bir yere dikti. "Önemli değil." diye mırıldandı uzun bir süre sonra. Bu iki kelimeyi söyledikten sonra aniden yanımdan kalktı. Bana hiç bakmadan otobüsün en ucuna doğru ilerledi. Ben mi? Ben takılıyorum öyle.
Otobüs durduğunda sinirle yerimden kalktım. Tamam, ben utangaç olabilirdim ama en azından o odunluk yapmasaydı, iyiydi. Onun oturduğu yerden geçerken son bir kez göz göze geldik. Ne kadar mükemmel olsa da bu sefer ona mükemmel demeyeceğim.
Gözlerimi kaçırdım ve şoföre parasını verip araçtan indim. Soğuk hava yüzüme çarptığında rahatladım. En azından kendime gelebilmiştim. Yine de kendimi küfür etmekten alamadım ve özellikle sinirimi çıkarmak için yere sert sert basarak yürümeye başladım. "Hey! Hey!" Harika. Şimdi de onun sesini hayal etmeye başlamıştım. Kolumdan sertçe tutulup çevrildim. Ah, muhteşem. Tüm kusursuzluğuyla yine karşıma geçmişti. Elini kolumdan çekti. Dokunuşları beni öldürüyordu. "Biraz dikkat etsene! Kolumu acıttın!" Dediğimi duymamış gibi yaptı.
Ellerini dizlerine koyup eğildi ve soluklandı."Ne kadar hızlı yürüyorsun sen öyle?" İyi çocuk rolleri? Yüzünü son bir kez daha inceledim. Az sonra onu hafızamdan silmeye çalışıp gidecektim. "Telefonunu unutmuşsun." Bu iki kelime her şeyi mahvetti. Konuşmasa onu terk etmek daha kolay olacaktı. Bakın, hemen terk etmeye bağladım. Size diyorum, bu çocuk psikolojimi bozdu benim. Bir uzattığı telefonuma bir de yüzüne baktım. Yüzüne sevimli bir gülümseme kondurmuştu. İlk defa gülümsemesini görmeyi es geçmeye çalıştım. Ama kıvrılan dudaklarına bakmamak çok zordu. Bana ne oluyordu böyle? Daha önce hiçbir erkekle bu kadar çok ilgilenmemiştim. Bu çocuk resmen erkeklere olan alıcılarımı harekete geçirmişti.
"Sağol." Eğer daha fazla etkisine kapılmak istemiyorsam, soğuk davranmak en iyisiydi. Telefonumu elinden almak için uzandım. Ellerimiz kısa bir süre birbirine değdi. Gözlerimi istemsizce kırpıştırdım, telefonu çekip aldım. Çocuk -hala adını öğrenemedim- mal mal bakındı.
"Adını öğrenebilir miyim?" Bu sefer mal mal bakma sırası bendeydi. Çocuk beklentiyle bana bakıyordu."Ben Zayn. Zayn Malik." Zayn Malik. Vay canına. Ne kadar da seksi. Aynı kendisi gibi. Kapa çeneni lanet olası iç ses.
"Sen adını söylemeyecek misin?" 10 dakika önceki çocuk yerine sevimli birisi gelmişti. Acaba ikizler miydi? Arkasına baktı. "Zaten otobüsü de kaçırdım.İstersen seni okuluna bırakayım..." Adımı öğrenmek için tekrar bana baktı. "Nicole. Adım Nicole." Ona bakmamak için telefonu çantama koydum.
"Nicole." Adımı sanki ezberliyormuş gibi söylemişti ama bunu öyle bir seksi tınıyla yapmıştı ki ölüp dirildim.
"Okula gideceksin, değil mi?" Başımı salladım. Aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattı. Yüz yüzeydik ve mükemmel yüz hatlarını daha iyi inceleme fırsatını bulmuştum. Çıkık elmacık kemikleri, esmer teni, ela ve kahverengi karışımı gözleri, pembe dudakları ile Zayn Malik bir sanat eserine benziyordu. Bakışlarında bile bir yoğunluk hissediyordu insan. Sanki büyülü gibiydi. "Y-yürüyelim?" Geri çekilip önüme döndüm. Bozulduğunu sanmıyorum. Omzunun omzuma dediği anda ondan bir daha uzaklaşmak istedim.
Benim sorunun ne anlamıyorum.
İsmini öğrenerek bir ilerleme kaydetmiştim. Onu kendimden uzaklaştırmak mı istiyordum? Normalde erkekler bana pek yaklaşmazdı. "Nerede okuyorsun?" Buradaki amaç kaç yaşımda olduğumu öğrenmek miydi? Yoksa çocukta mı bir anormallik vardı?
"Lisede." Ben aptalım, ben tam bir aptalım. Birisi beni öldürebilir mi? Lütfen? Hafifçe güldü.
"Iıım, tamam." Hafifçe güldü. Beni öldürün! Ben kendimi öldürmeden siz öldürün! İnsan kendinin katili olur mu? Yavaşça yürümeye başladık. Omuzlarımız hafifçe birbirine değiyordu, bu bile beni rahatsız ediyordu. Onda özel olan bir şeyler vardı. Yolda rastgele görebileceğiniz sade insanlardan değildi, kendini hemen belli ediyordu.
VeTanrı'm, kirli sakalı ona çok yakışıyordu. Onun düz yürüdüğünü görünce koluna hafifçe dokundum. Hissetmez sanıyordum ama bana döndü.
"Buradan sağa dönmemiz gerek." Tebessüm ederek onayladı. Tekrar yürümeye başladığımızda konuşacak bir şeyler arıyordum.
"Sen okula gidiyor musun?" Yüz ifadesi birden sertleşti.
"Hayır."
Dudağımı ısırarak başımı salladım. Yanlış bir şey mi söylemiştim? Resmen çenesi kasılmıştı. Yanaklarımı şişirdim. Anlaşılan onunla daha çok uğraşacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Şövalye [Düzenleniyor]
FanficTesadüflere inanır mısınız? Bence inanmalısınız, eğer inanmıyorsanız hemen şimdi inanın. Nicole ve Zayn Malik sadece otobüste bir kez karşılaştı. Tanrı onların birlikte olmasını istiyor gibiydi. O yolculukta bile başlarına gelmeyen şey kalmadı. Aslı...